"Yüzümdeki gülüşün, içimdeki mutluluğun tek sebebi... İyi ki doğdun, iyi ki varsın. Seni çok seviyorum sevgilim..."

Uzanıp çeneme ve ardından yanağıma dudaklarını bastırıp iç geçirdi. "Karanlığıma yol olduğun ve elimi asla bırakmayıp benden vazgeçmediğin için teşekkür ederim. Her gün bana geldiğin için, her fırsatta yanımda olmaya çalıştığın için, beni mutlu etmek için elinden gelenin fazlasını yapmak adına kendini yıpratıp uğraştığın ve sabrın için çok teşekkür ederim ateş böceğim. Ben de seni seviyorum, tüm benliğimle..." dediğinde dudaklarımı burnunun ucuna bastırdım.

"Artık... Hep doğum günlerimde yanımda olursun, değil mi ateş böceğim?" diye sordu. Çakmak gibi parlayan gözleri, benimkilere pür dikkat odaklanmıştı. "Elbette, her zaman yanında olacağım. Bundan sonra her doğum gününü benimle geçireceksin, söz veriyorum."  Daha önceden yalnız geçirdiğin tüm doğum günlerinin aksine, artık her doğum gününde yanında olacağım Taehyung'um...

-

Havuzdan çıkmış ve doğruca soyunma odasının duşlarına girmiştik.

Hatta önce o duşa girerken ben havluyla kurulanıp telefonumla Yoongi'yi aramış, ona ulaşamayınca da Hoseok'u aramıştım.

Taehyung'un doğum günü olduğunu ve gelmelerini rica etmiştim. Evim hepimizin kalabileceği kadar büyük ve ferahtı. Rahat edeceklerine emindim. Üstelik acele etmelerini ve oyalanmadan evden çıkmalarını söylemiş, zile basmamaları için tembihlemiştim. Çalışanlarımdan biri kapıyı açardı ama yine de zil sesi olmadan ve Taehyung hiç bir şey duymadan halletmeliydim. Zaten Yoongi'de evimin anahtarı da vardı.

Sonrasında da hızlıca havuz salonuna geri dönüp duvara monte halinde duran cihazla çalışanlarıma çok hızlı bir şekilde bir organizasyon hazırlamaları için bilgi vermiştim. Zaten bugün için fazlasıyla güzel yemekler yapmışlardı, bunu bir gün önceden belirtmiştim, lakin doğum günü pastası ve salonun süslenmesi şarttı. Şayet daha önceden bilseydim ona sürpriz yapardım, ama benim de yeni haberim olmuştu. Yine de hiç bir şey için geç değildi.

Gece boyunca birlikte olacaktık ve hiç uyumayacağımıza dair söz vermiştik. Ben onu salon katına çıkartmayıp oyalamam gerekiyordu. İki korumam ve bir güvenlik görevlisi vardı şu anda. Üstelik iki kişi de mutfak çalışanım vardı.

Kendim de onlara yardım etmek istiyordum ama bu durumda Taehyung'u yalnız bırakamazdım.

Doğum günü hediyesini kendi ellerimle hazırlayacaktım, bu yüzden bir hediye aldırtmamıştım. Ama onu bugüne yetiştirebilmem mümkün değildi. Bu gece, sabaha kadar onunla vakit geçirme sözü vermiştim, haliyle hediyemi yanında hazırlayamazdım, anlardı ve sürprizi kaçardı. Hediyemi kendi ellerimle yapıp bitirdiğim evrede hastaneye gidip ona verecektim.

Hızlıca geri dönüp ben de duşa girmiştim. Taehyung sıcak suyun verdiği etkiye kapılıp epeyce oyalanmıştı. Ben çıktığımda bile, Taehyung çıkmamıştı.

Temiz havluyla kurulanıp, üstüme kıyafetlerimi geçirdim. Ardından onu ürkütmemek için yavaşça kapısını tıklattım. "Taehyung'um?"

"İyi misin?"

"Ah su o kadar güzel ki, çıkamıyorum mayıştım Jungkook'um." Kabinin arkasından gelen sesle birlikte ayaklarımdaki lastik terliklere doğru kayan köpüklü sulara bakıp kıkırdadım.

"Sen çıktın mı?" diye sorduğunda onu onayladığıma dair homurtular çıkarttım. "Kıyafetlerimi bile giydim. Çift kıyafetlerimizi."

"Yaa, tamam tamam ben de hemen çıkıyorum." dediğinde piercingimi emerek dudağımı ısırdım. "İstersen biraz daha kalabilirsin, beklerim ben seni Taehyung'um."

MADNESS • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now