My Stepbrother/HyunLix

Bana İstediğimi Ver Hwang (m)

Hyunjin

Eve gelmiştim ve Felix bilmese de onu sen kez kucağıma alıyordum. Evet, Felix şuanda kucağımda uyuyordu. Çok sevimliydi.. aynı bir bebek gibi kalın ve şekilli dudaklarını aralamış, kaşlarını kaldırmış ve hafif hafif ağzından nefesler alarak geri veriyordu.

Yaklaşıp önce saçlarını sonra dudaklarını öpmüştüm. Ben eve gelir gelmez üstüme atlamıştı bana sımsıkı sarılmıştı. Evet, ayrı kalamıyorduk. Saate baktım.

08:52 ö.s.

Son bir kaç saatim kalmıştı. Annemin dedikleri tekrar aklıma sızarken küçüğüme baktım. Eğer gitmezsem bu minik bedeni kanlar içinde kucağımda yatacaktı.

Bir anda Felix kıpırdanma ya başladı. Kaşları çatılmış Aralık olan dudaklarını birbirine bastırmıştı. Canı acıyor gibi bir hali vardı, hemen onu uyandırdım.

"Felix..?"

Ses vermedi bu sefer bir eli göğsüne gitti. Bir şey mi oluyordu?

"Felix!"

Gözlerini aralayıp bana bakmıştı.

"Hyunjin.."

Hemen kucağımda doğrulmasını sağladım.

"Birtanem bir yerin mi acıyor? Ne oldu..?"

"Bu gün.. sabahtan beri kalbime ağrı giriyor.."

"Ne!? Neden giriyor iyi misin sen?? Sabah kaçtan beri oluyor bu?"

Diyerek elimi göğsüne koydum bakışları gözlerime çıktığında dudaklarımı yaladım. Endişeleniyordum, hemde deli gibi korkuyordum ona birşey olacak diye.

"Sabah uyandığımda sen yanımda yoktun ondan sonra kalbim çarptı.."

Hissetmiş miydi..?

"Bir daha olursa bana söyle tamam mı..?''

"Tamam.. zaten sonra da Chan hyung geldi, bende seni aradım falan. Bu yüzden erken gelmeni istemiştim.."

Onu kollarıma hapis ettim. O da hemen kollarını bana sarmıştı. Tek bir beden halini almıştık. Kafamı eğerek boynuna yerleşmiştim.

"Hyunjin gıdıklanıyorum.."

Diğerek küçük kıkırtılar bırakmıştı ortama. Bende dudaklarımı daha hafif bastırmaya başladım.

"Yah! Yapma!"

Uyarısı ile kafamı boynundan çektim.

"Niye ya?? Sevgilimi öpemeyecek miyim??"

"Düzgün öp sende ya!"

"Gayet düzgün öpüyorum bir kere!"

"Öyle mi?"

"Öyle.."

"Bu hiç düzgün değil.. ama eğer buradan öpersen düzgün olabilir.."

Dudaklarını buzerek söylemişti bunu en sonunda dudaklarını göstererek sevimli bakışlar atmıştı. Bende gülüp dudağına öpücük bırakıp çekilmiştim. Ve bu onu hiç sevmiyordu.

"Bu kadarcık mı gerçekten..?"

Sevimliliği karşısında alıp içime sokasım orada yaşamasını sağlamak istemiştim. Tanrım! Nasıl bir sevap işledim de böyle bir bebeğim oldu benim?

"Yetmez mi?"

"Tch.. yetmez."

Gülerek yaklaştım ve dudaklarını kendi dudaklarıma bastırdım. O da hemen dudaklarını aralamışti. Dolgun dudaklarım ile onun kalın dudaklarını sıkıştırıp emmeye başladım. Kafamı biraz eğerek öpüşmemizi sertleştirmiştim. Dişlerimi onun dudaklarına sapladığımda bir inleme bırakarak kasıklarım üstüne çıkmıştı.