Sınıfa girdiklerinde Felix ve Jisung her zamanki gibi en ön olmasa da önlere oturdular. Minho ise Jisung'a haber verdikten sonra daha arka taraftaki arkadaşı Yunho'nun yanına geçti.

"Naber dostum!?" Yunho her zamanki neşesiyle Minho'ya elini kaldırdığında alfa onun eline yavaşça vurdu ve selamlaştılar. "İyidir, senden?" diye sordu alfa. Gözleri arkadaşının üzerinden oturur oturmaz ayrılmış ve ilerideki Jisung'ın üstünde sabitlenmişti. "İyi benden de." dedi Yunho. Arkadaşının bakışlarını takip ettiğinde gördüğü beden sıkıntılı bir nefes vermesine sebep oldu.

Minho bir elini çenesine götürüp dışarıdan belli olmasa da dokununca eline ufak ufak batan sakallarında gezdirdi. Bakışları hala yanına yeni oturan Yuta'yla bir şeylere gülen sevgilisindeydi. Kurdunun kıskançlık dalgaları yaymaya başlamasına izin vermeden yanına gidip gitmeme arasında düşündü ancak düşüncesi profesörün içeri girmesiyle sonlanmıştı.

İçerideki gürültü de profesörün derse başlamasıyla kesilirken Minho da önüne döndü. Son senesiydi ancak hala hesaplama ile ilgili dersler görmek canını sıkıyordu. Alttan aldığı bu dersi geçmeliydi. Bu yüzden dersi dinlemek için odaklanmaya çalıştı.

Aradan geçen bir buçuk saatin sonunda biten ders öğrencilerin de enerjisini bitirmiş görünüyordu. Minho ellerini cebine sokmuş Yunho'yla birlikte amfinin merdivenlerinden aşağı inerken onları yarı yolda karşılayan sevgilisine gülümsemişti. Jisung da yüzünde kocaman gülümsemesiyle ikilinin önünde durdu.

"Selam." dedi Yunho. "Jisung'du değil mi?" diye sordu hemen ardından. Genç omega sesin sahibine döndü ve kafasıyla onu onayladı. Yunho'nun etkileyici gülüşü yüzüne yerleşirken bakışlarıyla omegayı süzdü. "Hoş görünüyorsun Jisung." diye kimsenin beklemediği bir iltifat bıraktı ortaya.

Omega sevgilisinin arkadaşı olduğundan onu kırmak istemeyerek teşekkür etse de Minho'nun rahatsız feromonlarını hissetmişti. Usulca sevgilisinin yanına yaklaştı ve kolunu tuttu. Yunho'yu gördüğünde aklına sincap figürlü kitap ayracı geldi. Geçenlerde fotoğrafta gördüğü anahtarlığın üzerindeki sincap figürünün aynı kişi tarafından işlenmiş olduğuna yemin edebilirdi. Öyleyse dolabına gizlice bir şeyler bırakan çocuk Yunho olabilir miydi?

"Jisung?"

Minho'nun ona seslenen yumuşak sesiyle transtan çıkar gibi bakışlarını Yunho'dan çekmişti. "Ha, efendim?"

"Acıktın mı?" diye sordu alfa bir kez daha. Böylelikle omeganın dikkati dağılmıştı. Hızlı hızlı kafasını onaylar şekilde salladı. Minho kolundaki narin eli tutup parmaklarını birbirine geçirmiş ve merdivenlerden aşağı inmeye devam etmişti.

Yunho ise onların birleşik ellerine kafası karışmış bir şekilde bakarak ikiliyi takip etti. Felix çoktan koridora çıkmış, yanına gelen sevgilisinin kollarına girmişti. Diğerlerinin geldiğini gördüklerinde hep beraber kantine indiler.

Jisung direkt sandalyelerden birine oturdu, yanındaki boş sandalyeye de çantasını bıraktı. Minho ise Jisung için yiyecek bir şeyler almak için kalabalık sıraya girerek beklemeye başlamıştı.

"Buraya oturabilir miyim?" diye sordu Yunho, işaret parmağıyla Jisung'ın çantasını koyduğu sandalyeyi göstermişti. Genç omega kafasını kaldırıp ayaktaki alfaya ve sırada bekleyen sevgilisine baktı. "Oh, orayı Minho'ya ayırmıştım ama..." dedi kısık bir sesle. Yunho ise duymuştu ve onu zorlamak istemediğinden anlayışla gülümseyip karşıya, Changbin'in yanına oturdu.

Çok geçmeden Minho elinde kaşarlı, sıcak bir poğaça ve çikolatalı sütle geri döndü. Jisung'ın hem onu hem de yemeği gördüğünden yüzü aydınlanmıştı. Hemen çantasını çekerken Minho'ya doğru uzanması Yunho'nun dikkatinden kaçmamıştı.

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now