Kurt Avı

IV • Akıllı Davran!

(⁠⌐⁠■⁠-⁠■⁠)

"Ah, siktir, siktir. Bu çok iyi. Kahretsin, için beni resmen yutuyor." Gözyaşlarım yastığın her tarafını ıslatmış çarşafları sıkmaktan parmak uçlarımı bile hissetmiyordum. Zevkten bağıra bağıra ağladığımdan son çare sesimi kesmesi için yüzümü yastığa gömmüştüm. Sertliği duvarlarımı parçalamaktan yorulmadan art arda tekrar ve tekrar tahriş ediyordu. Girişimi zorlamaya başlayan düğümüyle kendimden geçerek istemsizce kasılmaya başladım. "Lanet omega, böyle yaparsan ben-" Ani bir hareketle beni sırtüstü çevirince çığlıklarım serbest kaldı. Ellerimi çarşaftan uzaklaştırarak yanmış sırt derisinin üzerine yerleştirdi. Mazoşist piç. Yeniden dibime vurmaya başladığında sertçe ısırdım omzunu. Düğümü artık içimde takılı kalmaya, zar zor hareket etmeye başlamıştı. Her takılışında tekrar tekrar hıçkırdığımdan başım dönüyordu. Aşırı uyarından ölecek gibi hissediyordum. Yakındı, ben de öyle. İstiyordum, çok istiyordum, beni düğümlemesi için yalvaracak konuma gelmiştim.

"Ah, nasıl da kasılıyorsun. Bu kadar çok mu istiyorsun düğümümü? Bu kadar mı muhtaçsın?" Evet, evet, her şeyi yaparım. Cevap verecek durumda olmadığımdan kelimeler ağzımdan çıkmıyordu. Zaten cevap vermeme de gerek yoktu, biliyordu piç. Ezici alfa feromonları bırak konuşmamı, hareket etmemi bile engelliyordu. Bu üçüncü olacaktı, hamile kalabilirdim ama umurumda değildi. Yine de arzuluyordum. Şehvetten kendime engel olamıyorum. Başımı boynuma gömerek koku bezlerimi sertçe ısırdığında düğümü sonunda girişime bağlandı ve gürültülü hırlamayla kendisini içime bırakırken haykırışım odanın duvarlarına çarptı. Sıcaklığı içime dolunca beline doladığım bacaklarım sıkılaştı ve belim yay gibi gerildi. Kulağımın arkasında hissettiğim hırıltılı nefesi, onun da aldığı zevki gösteriyordu. Dolup taştığımı hissederken kollarımla sıkı sıkı sardım onu ağlayarak. Salyalarım, ısırdığım omzunda dağılıyordu. Mükemmel, verdiği his muhteşem. Dişlerini etimden çekince sızlanarak inlesem de bırakmadım geniş gövdesini. Sırıtarak aşağı bakıp tekrar yüzüme baktı turkuazları. "Kuru orgazm demek. Gerçekten tükenmişsin omega." Piç, kızgınlığıma girdiğimde benden daha azgın olduğun için olabilir mi?

Titremelerim yavaşlayıp sakinleşirken kendime gelmeye başladım. İşte işin en berbat kısmı... Orgazmım sona erdiği için düğümünün acıttığı evre. Bu normalde olmamalı ama o... Ne yiyip ne içti bilmiyorum bu hale gelmek için. Gözyaşlarım bu kez acıdan dökülmeye başlayınca tecrübeleri sayesinde rahat bir pozisyon olması için beni kucağına çıkarmaya çalıştı yavaşça. Düğümünün sönmesi uzun sürüyordu ve ben bu boktan yanık piçle dakikalarca böyle durmak zorunda kalıyordum. Oturur pozisyona geçerken mideme doğru bir şeyler sızlayınca acıyla inledim. "Dayan biraz." Özür dileme zahmetine bile girmiyor. Göğsüne uzanır konuma gelmeyi başardığımızda sızlanarak, telle tutturulmuş dersinin üzerine yattım. "Böyle daha iyi? Değil mi?" dedi avuçlarını yanaklarıma koyup yüzümü kaldırdı. Gevşek gülümsemesi her zamanki gibi suratında, turkuazları nefret dolu altınlarımı gördüğünde sırıttı. "Oh, birilerinin kızgınlığı kesinlikle bitmiş."

Düğümünün biraz söndüğünü hissedip hızla kalçalarımı uzaklaştırırken tamamen bitmediğinden içimde takılması idemi bulandırdı. Elimi bir süre ağzıma götürsem de hemen çıkardım. Arkamı dönüp kafamı yastığa koydum. Nihayet bitmişti. Kahretsin, fazlasıyla yorgunum ve uykum var. Aralıksız iki gündür yapmaktan yemek bile yiyemedim. "Ah, her seferinde böyle yapman beni çok üzüyor Keigo. Kullanılmış gibi hissediyorum." Kapalı gözkapaklarımın ardından gözlerimi devirdim. Öyle zaten. Başka ne düşünüyordu? İşaretlendiğim için ondan başka bir alfayla nasıl atlatabilirim? "Yorgunum Tōya, kapat çeneni." Kıkırdadığını işittim. Her zaman olduğu gibi ondan nefret etmem umurunda değil.