8

740 59 14
                                    

Jungkook

Herkes uyurken ben oturmuş Jimin'i izliyordum. O çok güzeldi. Neden bilmiyorum ama her şeyin sonunda onu izlerken buluyordum kendimi.

Ona âşık olma ihtimalimi çok fazla düşünmüştüm. Âşık olduğumu da biliyordum ama bunu istemiyordum. Onu seversem kaybettiğimde berbat halde olacaktım.

Oflayarak kafamı eğdiğimde Yoongi hyung'un konuşmasıyla ona baktım. "Ne düşünüyorsun?"

"Ne ara uyandın hyung?"

"Uyumuyordum. Sen niye uyumuyorsun?"

"Uykum yok."

Yerinden kalktı ve yanıma gelip oturdu. "Jiminden mi hoşlanıyorsun?" dedi sessizce.

"Sanırım. Ya sen? Taehyung'a karşı boş değilsin sanki." diyip sırıttım.

"Öyle. En kısa zamanda ona açılacağım. Sen?"

"Hayır. Ona söylemeyeceğim. Buradayken ya o ölecek ya da ben. Belki ikimiz de ölürüz. Onu kaybedip de üzülmek istemiyorum."

"Sen bilirsin. Sana tavsiyem sen de git söyle. En azından hiç tatmadığın mutluluğu tadarsın Jungkook."

"Sanmıyorum. Burada tıkılı kalmışken nasıl mutlu olabilirim?"

"Sevdiğin buradaysa mutlu olursun."

•••

Jin

Sabah açılıp kapanan kapıyla gözlerimi açtım. "Changkyun?"

"Jin hyung iyi misin?"

"Sen buraya nasıl geldin?"

"Azıcık Namjoon hyung'u kandırmış olabilirim" diyip sırıttı.

"Aptal başına iş alacaksın."

"Hadi hyung hızlı ol ve çıkalım."

"Tamam." diyip hızla ayağa kalktım ve evden çıktım.

Arabaya bindiğimizde o sürmeye başladı. Bir süre sonra konuştu.

"Sana yardım edeceğim hyung."

"Neden? Namjoon'un adamı değil misin sen?"

"Hayır. Kihyun hyung Namjoon'un yanında çalışmamı söyledi. Ben de çalışmaya başladım."

"Yani Yoo Kihyun'un ajanısın. Doğru mu anladım?"

"Evet. Eğer Namjoon hyungdan kurtulmak istiyorsan bunu ona söylememen gerek hyung."

"Tamam söylemem. Nereye gidiyoruz? Namjoon anlamaz mı?"

"Seni kafene götüreceğimi söyledim. İlk başta istemedi ama kafenin boş durmaması gerektiğini söyledim. En azından bir kaç gün böyle plan kurarız."

Jimin

Kafamı duvara yaslamış gözlerimi kapatmıştım. Kolumdan dürtülmemle gözlerimi açıp yanıma bakmıştım. Taehyung gülümseyerek bana bakıyordu. "Neyin var Jimin?"

"Bir şeyim yok."

"Emin misin?"

"Evet. Asıl senin neyin var? Neden bu kadar mutlusun?"

"Hiiç" diyip bakışlarını kaçırdı.

Yanına daha da yaklaşıp fısıldadım. "Sen âşık mı oldun?"

Gözlerini kocaman açarak bağırdı. "Ne alakası var!?"

Herkes bize baktığında kafasını eğdi. "Biraz sessiz mi olsan?" dedim.

"Bir an öyle sorunca şey oldum."

"Yoongi hyungdan hoşlanıyor musun?"

"Hayır. Nereden çıktı bu?" dedi fısıldayarak.

"Birbirinize âşık gibi bakıyorsunuz da o yüzden dedim."

"Bana diyene bak. Jungkookla hep bakışan kim acaba."

"Ben onunla bakışmıyorum. Sadece her ona baktığımda göz göze geliyoruz."

"Yani ona bakıyorsun?"

"Of ya çok acıktım." dedim konuyu değiştirerek. Kahkaha atıp elini omzuma koydu. "Ben anlayacağımı anladım."

•••

Yemekhanede yemeğime gömülmüşken tabağıma koyulan yemekle kafamı kaldırdım. Jungkook koymuştu.

"Bakma öyle yemeye devam et." Gülümseyerek söylediği şeyle ağzımdaki lokmayı zar zor yutmuştum.

Taehyung kulağıma yaklaşıp fısıldadı. "Ooo sana yemeğinden verdi."

"Sus, biri duyacak."

Yoongi hyung Taehyung'un tabağına yemek koyup kulağına fısıldadı. "Yemeğini ye Taehyung."

Sırıtıp Taehyung'u dürttüğümde utanıp yemeğine gömüldü.

—————————

Get Me Out of Here -JİKOOK-Where stories live. Discover now