19- ↱ İhtimaller Denizi↲

58K 2.3K 891
                                    

Selam ben geldimmmm.

Yeni yılınız kutlu olsun bu sene çok mutlu olalımm şans bizimle olsun ♥️

500 Beğeni sayısı ve 500 yorumu ne kadar çabuk geçerse o kadar hızlı bölüm atacağım. Güzel motivasyonunuz sayesinde bölümü yetiştiririmmmm ve atarımm.

Siz okurken bende diğer bölümü yazmaya başlayacağım. Yorumlarınız bana şevk oluyor ♥️

Keyifli okumalar diliyorum

Daha önce kahvaltı sofralarına başım hep tabağa düşme tehlikesi içinde oturur bir gözüm önümdeki yemeğe odaklanırken diğeri uyurdu. Başka bir durumdaysa karnımı çatlayana kadar doyurur abimler zorlukla kaldırırlardı fakat bugün farklıydı. Sabahın köründe uyanmış hızlıca banyo yaptıktan sonra saçlarımı düzleştirmiştim ve Ela'nın tasarladığı ceket etek takımlarından birini giymiştim. Makyajım her zaman yaptığımda bir iki tık daha fazla takılarım son derece şıktı. Yüksek topuklu ayakkabılarımın içinde o kadar kıpır kıpırdım ki ev ahalisinin kalkması için kapılarına vurup kaçacaktım.

Annem her zaman yaptığı şekilde merdivenin başında gelmem için bağırdığında aşağıya bir inişim vardı sanırdınız arkamdan atlılar kovalıyordu. Sofrada da pek farklı sayılmazdım. Kolumdaki gümüş saate gözlerim takılırken ağzıma annemin yaptığı hamur işlerinden tıkıştırdım. Bugün öğlene kadar Sancak'ın ofisinde çalışacaktım sonra öğleden sonraki dersime girmek için maalesef gitmem gerekiyordu. O süre zarfında Sancak'ın etrafında dönüp durmayacaktım.

"Boğulacaksın boğulacak!"

"Bana diyene bakın hele," diyerek Kartal abimin tepeleme hamur işiyle kaplı tabağını gösterdim. "Bu ne yiğidim tüm duraktaki arkadaşlarının niyetine de mi yiyorsun,"

"Eritiyorum ben eritiyor," diyerek karnına vurduğunda alayla güldüm.

"Yakında direksiyonu göbeğinle sürünce görürüm seni," dediğimde kafama hızla gelen tespihten yana yatarak kaçtım. Arkamdaki duvara çarpıp yerde sektiğinde opalden boncuklara baktım ve a gözlerimi ardına kadar açarak "Aha değerli taşlar gitti,"

"Nasıl gitti?"

"Kırıldı,"

"İnandım Mahira inandım," çayından yudumladı ve karakaşlarının altından "Tespihimi geri at bakayım,"

"Yo,"

"Kız atsana!"

"Kafama atmadan önce düşünecektin," diyerek inatla ayağımla itekledim ve koltukların altına doğru süründü.

"Bak ya tam dayaklık!" Sabır çekip ayağa kalkmadan önce tam kafama vuracaktı ki böğürerek bağırdım. "Okulun yok mu senin?"

"Öğleden sonra,"

"Ne bu erkenden kalkıp süslenmeler falan," diye kaş göz yaptı. "Sabahları uyanmak bilmezdin,"

"İşe gidiyorum ya hani abi," hatırlatma yaptım.

"Bile heveslisin gibi kavga dövüş etmen lazımdı bizimle...." dediğinde lafa atladım.

"Volkan abi!" Bahsettiğim abim dalgınlıkla karışık masum masum yemek yerken bağırtmışsa birlikte yerinden sıçradı. "Abi!"

Volkan abim yerinden sıçrayarak üzerine dökülmek üzere olan bardağını uzaklaştırdı. "Ne?" Kartal abimle bana baktı.

"Kartal abim diyor ki," dirseğimi oturduğum sehpanın koluna koydum. "De da eki çok gereksizmiş,"

"Ha," diye tepki verdi Kartal abim.

Kartal abimin tepkisine gülmemek için zor durarak dudağımı ısırdım ve çayımdan yudumladım. "Kartal abim diyor ki bu ki ekini çok saçma hayat onsuz daha güzel olurmuş," omuz silktim.

Kızıltepe MahallesiWhere stories live. Discover now