15!

3.1K 211 157
                                    

Selam.

Fazla konuşmak istemiyorum bir an önce bölüme geçmenizi istiyorum. Dolu dolu neredeyse 4000 kelimelik uzun bir bölüm geldi. Bölüm sonuna yazdığım şeyleri okursanız sevinirim.

İyi okumalar...

_

Çekik gözlerimi hızla kırpıştırarak minik yazıları tekrar tekrar okudum. Şaka gibiydi fakat gerçekten hisselerin geri verildiğine dair bir dosyaydı bu! O zaman bay Jeon neden bu konuya dair bir şey dememişti?

"Al şimdi bunları ve git bir toplantı ayarla Jungkook. Bu kardeşin olarak sana yaptığım ilk iyilik. Tabii sen buna iyilik dersen."

Geceden kalma aklıma doluşan sözlerle minik gözlerim -sanki olabilirmiş gibi daha fazla- aralandı. Aynı şekilde dudaklarım yavaşça yuvarlak bir biçim aldığında, dolgun et parçalarının arasından kaçan şaşkınlık nidasına engel olamamıştım.

Bay Jeon bu dosyaya bakmamıştı bile! O an tek düşündüğü, bay Kim'in söylediği lafların doğruluk değeriydi. "Aman Tanrı'm, bunu haber vermem gerekiyor!" Elimde tuttuğum dosyayla oturduğum yerden hızla ayaklandım.

Muhtemelen bay Jeon çoktan bay Kim'in yanına varmıştır, onu aramam gerekiyordu. Pantolonumun cebine sıkıştırdığım telefonu tek elim arasına alarak rehberdeki tek kayıtlı olan numaraya tıkladım. Ritmik bir şekilde gelen dııt sesiyle iyice geriliyordum.

"Aç artık şu telefonu, hadi!"

Kendi kendime mırıldandığımda inanılmaz derecede hem sevinçliydim, hem korkuyordum. Ya düzgün bir şekilde konuşmak yerine tekrardan bir kavgaya tutuşmuşlarsa? Aklıma doluşan görüntülerle kendime gelmek amaçlı hızla başımı iki yana salladım. Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattığım esnada kapanmak üzere olan aramaya umutsuz bir serzeniş bırakmıştım.

Kendi kendime söylenmeye başladığım esnada kapanan telefona küfür edip tekrardan kayıtlı olan numaraya tıkladım. Eğer o meşgulken ısrarla aradığım için bana kızacaksa, pekâlâ kızsın. Çünkü bunu ona hemen söylemem gerekiyordu! Aynı ritmik ses kulaklarıma doluşurken derin ses tonuyla, "Efendim?" demişti.

_

Bir süre önce satın aldığım evin önünde duruyordum. Kim Taehyung için satın aldığım, evin önünde.

Gece boyunca düzgün uyuyamamıştım. Sürekli söylediği sözler beynimi işgal etmişti ve rüyalarıma karışıp kâbus olmasına neden olmuştu. Duymaya alışkın olduğum cümleleri kardeşimden duymaksa kâbuslarımı tekrar gün yüzüne çıkarmaya yetmişti.

Asla kendi başına bir şey yapamazsın!

Soyadını sana ben verdim bana itaat etmek, emirlerimi yerine getirmek zorundasın!

İşe yaramaz birisin Jeon Jungkook!

Soyadımı senin gibi birisi taşıdığı için kendimden utanıyorum!

Piçin tekisin!

Asla kendi başına bir noktaya gelemeyeceksin.

"Asla kendi başına bir noktaya gelemeyeceksin.." Dudaklarım arasından istemsizce dökülen kelimelerle bacaklarımın titrediğini hissettim. Nefesim kesiliyor, aklıma doluşan görüntüler ise bunu daha çok tetikliyordu. Babamın söylediği cümleler.. Sanki yanımdaydı ve bunları tekrar aynı nefretle yüzüme karşı bağırarak, iğrenircesine söylüyordu. O kadar net hatırlıyorum ki, sanki şuan tam karşımda kulağıma eğilmiş aynı cümleleri ilk günkü nefretiyle sarf ediyordu..

My Sexy Sex Partner! JīkookNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ