My Sexy Sex Partner! Jīkook

9!

Keyifli okumalar.

~

Jimin, evin büyük banyosunda bulduğu birkaç şeyi elleri arasına alarak hızla alt kata indi. "Bay Jeon?" Elindeki eşyaları düşürmemek adına daha sıkı kavrarken, seslenmişti.

"Duştayım!"

Jungkook'un üst kattan gelen sesi ile bakışları merdiven tarafına dönmüştü. Seri adımları merdivenlere yönelirken, ellerine fazla gelen pansuman malzemelerini daha sıkı kavramaya çalıştı.

Üçüncü kata vardığında, Jungkook'un odasına ilerledi hızla. Düşürmemeye özen göstererek, elindeki eşyaları yatağa bıraktı yavaşça. Saçlarını minik parmakları ile geri tarayarak, Jungkook'un kendisi için hazırladığı dolabına ilerledi.

Eline geçirdiği ilk eşofmanı, hızla giyinmeye koyuldu. Çıkarttığı pantolonunu katlayarak, dolabına yerleştirdi. Üzerine geçirdiği büyük beden tişörtü düzelterek, yatağa oturdu.

Bakışları kapıda beliren, siyah bornozlu bedeni bulduğunda minik gözlerini kırpıştırdı. "Buldun mu?" Elindeki minik havlusu ile ıslak saç tutamlarını kurulayan Jeon, fazla iyi görünüyordu. Bornozunun açık bıraktığı sıkı göğüsüne bakışları değmeden edemiyordu Jimin...

"Neyi buldum mu?"

Jimin'in bakışları bornozun açık bıraktığı, ıslak göğüse takılı kalmıştı.

"Pansuman için bir şeyler aramıyor muydun?"

Jeon, sorusunu yönelttiğinde elindeki havluyu yatağın kenarına bırakmıştı. "Ah, evet! Birkaç şey buldum..." Minik olan eli ile yan tarafındaki bulduğu eşyaları gösterdi. Hızla oturduğu yataktan ayaklanarak, bakışlarını Jeon hariç her noktaya değdirirken, konuşmuştu.

"Üzerini giyindikten sonra seslenirsin..." Adımlarını açık kapıya yönelttiğinde bileğini kavrayan iri eller adım atmasını engellemişti.

Bakışları usulca elin sahibine dönerken, yutkunmadan edememişti. Tanrı aşkına, lütfen üzerini giyin! İri beden yatağa oturarak, ellerini iki yanına sabitledi. "Şimdi yap."

Neden?(!)

Jimin, ellerini nereye koyacağını bilmez bir şekilde iki yanına doğru sallandırdı. "Üzerinizi giyinin bay Jeon. Hasta olmamalısınız..." Yüzüne yerleştirdiği ufak tebessümü ile karşısındaki bedenin onu onaylamasını ümit etti. "Hayır, şimdi yap."

Ah, cidden!

"Tamam..." Jeon, yüzündeki memnuniyet dolu olan ifadesi ile karşısındaki minik bedenin hareketlerini adım adım izliyordu. Minik olan, eline aldığı küçük pamuğa, tentürdiot damlatarak onu izleyen bedene döndü. "Acıyabilir..." Öne doğru eğilerek, karşısındaki bedenin pürüzsüz cildindeki yaralara odaklandı.

Kaşındaki yaraya pamuğu değdirdiğinde, yavaşça üflemişti. Jeon, düz ifadesi ile karşısındaki bedenin yüzünü inceliyordu. Çok güzel...

İkilinin bakışları kesiştiğinde, Jimin hızla büzdüğü dudaklarını serbest bırakmıştı. Elindeki pamuğu bırakarak, eline aldığı yara bandını kesip, kaşındaki yaraya göre kısaltmıştı Jimin. Özenle yapıştırdığı yara bandını düzelterek, yeni bir pamuk hazırladı.

Karşısındaki bedenin ince, kiraz dudaklarını buldu bakışları. Yutkunmadan edemedi o an... Dudağının kenarındaki yarayı buldu bakışları bir süre sonra. Elindeki pamuğu yavaşça ince dudaklara yakınlaştırdı. Belini çevreleyen kollar ile karşısındaki bedenin kucağındaydı.

Belini sıkıca dolayan kollar -sanki olabilirmiş gibi- daha da sıkılaşarak minik bedeni sıkıca tuttu. "Jimin."

"Bay Jeon?"