12.BÖLÜM "KANLI DAVET"

265 22 14
                                    


Bugün sürpriz bir bölüm yayınlayayım dedim ama yeni bir bölümü ne zaman yayınlayabilirim bilmiyorum şu sıralar hem yoğunum hemde manevi anlamda küçük bir çöküş yaşıyorum o sebepten ötürü ilham perilerim oldukça benden uzakta ama yeniden beni bulacaklarına eminim.  Keyifli okumalar.. 🤍

ŞEHRİN ÇOCUKLARI
12.BÖLÜM "KANLI DAVET"

Issız sokakları andıran bir anın içerisindeydim. Korku verici, attığın adımları tedirginlikle attığın o sokaklarda. Bulunduğum konum koca bir labirenti andırıyordu, ne kadar çabalarsan çabala çıkışı olmadığını, umutsuzluğa kapılıp bir köşeye çekilmen için savaşlar veriliyordu sanki. Dört bir yanını saran düşmanlar vardı herkesin elinde bir silah ve sense apaçık ortadaydın.

Seni koruyacak kimse yok ve üstelik korunmayı da bilmiyorsun. Kimsesizlik boğazında bir yumru oturtacak kadar ağır bir kavramdı.

Kırk yıl düşünsem abimin onunla evlendiğini duyacağımı asla düşünmezdim. Uğruna yaşamak için direndiğim hayatta abimin bana bunu yapacağı aklımın ucuna dahi gelmezdi. Çünkü o benim abimdi. Benim abim. Emirhan Hanzera..

İhanet edenler için gözyaşı dökülmez.

İhanet eden abiler için gözyaşı dökülmez.

Dudaklarımı bastırdım sımsıkı, kimse için yaşamaya değmezdi hayat. Kimsenin uğruna ölünmediği gibi kimsenin uğruna yaşanmamalıydı da. Yirmi üçüncü yaşıma gelmemi sağlayan abimin bana öğrettiği en büyük derslerden biri olmuştu.

Yorganı ayaklarımla üzerimden ittirirken sıkıntıyla derin nefesler alarak uzandığım yatağın içerisinde oturur pozisyona geçtim. Önüme gelen saçlarımı ittirerek yanaklarımı şişirmiş bir şekilde etrafa bakarken tanıdık gelen hislerle birlikte hafifçe tebessüm ettim. Her ne kadar kime ait olduğunu bilmediğim eşyaların içinde kalıyor, giysileri giyiyor olsam da beni çeken bir şeyler vardı burada. Kapım hafifçe tıklanarak ardından açılan kapıyla birlikte bakışlarım o tarafa kayarken benim bir şey demem beklenmemişti.

Açılan kapıyla birlikte eşikte görünen Ulaş'ın bedeniyle birlikte kaşlarımı kaldırarak ona baktım. Geleceğini düşündüğüm en son kişi olabilirdi.

"Uyanmışsın."

"Öyle oldu.." kıpırdanarak saçlarımı düzeltme ihtiyacı duyarak ellerimi saçlarıma götürdüğümde yutkunarak hızla yatağın içinden çıktım.

"Senin ne işin var burada?"

"Akşam yemeği."

"Sevgi abla?" Dedim, genellikle çağırılacağım zamanlar çağıran kişi hep Sevgi abla olurdu.

"Erken çıktı bugün. Gel hadi." Dedi ardından gözleri yüzümden inerek aşağı doğru kayarak pijamalara ulaştığında dudakları belli belirsiz kıvrılmıştı.

"Tavşanlı pijamalar.. iyiymiş."

"Havucum eksik alır mısın?"

Dudaklarındaki tebessüm genişlerken mavileri yeniden benim mavilerime ulaşmıştı. Kuruyan dudaklarımı ıslatarak dolaba doğru ilerleyerek kapaklarını açtığımda gözlerimi kıyafetlerin üzerinde usul usul gezdirmeye başladım.

"Eski sevgilinin kıyafetleri olmadığını umuyorum."

"Onun için alınmış fakat bir kere olsun giyilmemiş kıyafetler." Dedi, sesi verebileceğim ani tepkileri sezmiş gibi dikkatli bir tondaydı fakat onu yanıltarak sakinliğimi korumaya karar verdim. İçimi saran huzursuzluğu abimin ihanetine yorarak dudaklarıma kocaman bir gülümseme yerleştirerek seçtiklerimde ona doğru döndüm.

Şehrin ÇocuklarıUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum