2

10.2K 652 227
                                    


2. Bölüm
Yerin Yok

🌿

Esma hızlı hızlı köpüklü bulaşıkları sudan geçirip duruladı. Bardakları bulaşıklığa atar gibi bırakıyordu. Sinirliydi ve annesi fark etsin istiyordu. Ailesinin dikkatini çekmek için kendini yerden yere atan çocuklar gibiydi. Hissettiklerini, düşündüklerini doğrudan söylemek yerine birinin sormasını beklerdi hep. Ona fikri sorulmadığı sürece de ağzını açmazdı. Çok düşüncesi havada kalmış çok hissiyatı içinde çürüyüp gitmişti bu huyu yüzünden.

"Yavaş kız." dedi annesi sofra örtüsünü sallarken. İçindeki ekmek kırıntılarını yere döktükten sonra süpürgeyle süpürmeye başladı. "Gene neye sinirlendin sen?" Sanki her zaman sinirlenirmiş gibi konuştu kızıyla bir kez daha.

"Yok bir şey." dedi asabi asabi. Gülsüm'ü şikayet etmek istiyordu ama hevesi kaçmıştı.

"Var bir karın ağrın söyle hadi söyle."

Elindeki bulaşığı lavabonun içine bırakıp yönünü annesine döndü. "Ben niye gelmiyorum sizinle alışverişe? Sevgi bile geliyor."

"Senin işin yok orda, o yüzden gelmiyorsun."

"Sevgi'nin ne işi var çok merak ediyorum."

"Gülsüm'ün en yakın arkadaşı kız. Gülsüm rica etti ben de tamam dedim. Bir de Sevgi'yi mi kıskandın sen şimdi?"

"Herkes bitti bir kıskanılacak Sevgi mi kaldı Allah aşkına! Onun neyini kıskanıyım ben? Ben de gelmek istiyorum sadece şehire. Sıkıldım kaç gündür misafir, yemek, bulaşık, temizlik.. İki hava alsam kötü mü olur?"

"İyi olur yavrum da bak abinin askerden arkadaşları gelecek. Hazırlık yapmamız lazım." Hatice kızını ikna etmek, gönlünü yapmak istiyordu. Son günlerde tüm işin ona kaldığının farkındaydı. Onun da soluklanmaya ihtiyacı vardı biliyordu.

"Onlar amcamlarda kalmayacak mı? Ne hazırlığı yapacağım ben?"

"Karınlarını da mı orada doyuracaklar? Yemek yapmak lazım. Bak sabah namazında et çıkardım leğende duruyor. Onu bir güveç ediver."

"Olur ediyim. Yanına da pilav yapıyım. Salata, cacık... İstersen çorba da yapıyım."

"Kız aklımı okudun vallahi. Aferin."

"Olur yaparım." Söylediklerindeki kinayeyi annesi hiç anlamamıştı. Aksine Esma'nın gönlü oldu sanıp sevinmişti. Kız bulaşıkları yeniden hırslı hırslı yıkayıp söylenmeye başladı. "Esma yapsın. Güveci de yapsın, pilavı da yapsın. Çorbası, salatası her şeyi Esma yapsın siz gezin. Evin kızı değilim hizmetçisiyim. Gülsüm alsın en yakın arkadaşını gezsin şehirde ben de iş görüyüm." Hatice Esma'nın tavrını kıskançlığa vursa da kızı için durum daha farklıydı. Gülsüm'ü kıskanmıyordu sadece kırgındı. Bebeklikten bu yana koyun koyuna büyümüşlerdi. Ne zaman ki Gülsüm genç kızlığa geçmiş, çocukluğu bırakmış Esma'yla ilişkisi de değişmişti. Önceden Sevgi'den nefret ederdi erkeklerle düşüp kalkıyor diye şimdi dibinden ayırmıyordu. Esma'ya her şeyi anlatır, onunla dertleşirdi ama son aylarda doğru düzgün konuşmuyorlardı bile. Esma eski Gülsüm'ü özlemişti. Hem kardeşi hem dostu olan o kızı istiyordu. Artık eskilerde kalmasından korkuyordu.

Esma yarı kırgın yarı kızgın mutfaktaki işleri bitirirken evdekiler haftaya yapılacak kına için son birkaç eşyayı almak adına şehire gideceklerdi. Esma ve Mustafa hariç herkes arabaya geçti. Evin önündeki yoldan ağır ağır uzaklaşan arabayı izledi Esma. Biraz bencillik ettiğini düşündü bir anlığına. Sonuçta Gülsüm evleniyordu, bunlar onun en güzel en özel günleriydi. Böylesine telaşlı ve heyecanlı olduğu bir zamanda Esma'ya özel ilgi gösterecek değildi. Madem Gülsüm'ü dostu, kardeşi olarak görüyordu Esma'nın da biraz alttan alıp anlayış göstermesi lazımdı. İçindeki meseleyi kendi kendine halletmişken arabanın Sevgi'nin evine döndüğünü gördü. Az önce yaptığı tüm hesaplaşmayı unutup bir daha sinirlendi. Demir kapıyı öfkeyle çarpıp ocakta kaynayan güğümü aldı. Evet belki Sevgi'yi bir nebze kıskanıyordu.

Elma Ağacının AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin