8

1.2K 144 83
                                    

Jungwon'dan

Bir,iki,üç... bir buçuk saattir aklımda bu kelime tekrarlanıyordu. Sonunda müzik grubu için bir şeyler yapmaya karar vermiştik. Vokal konusunda kendimize daha fazla güveniyorduk bu yüzden ilk olarak dansımıza daha fazla odaklanacaktık. Jay hyungun kiraladığı bir dans stüdyosunda cover yapıyorduk.Özellikle Riki dansa fazlasıyla önem veriyordu. Yaptığımız coverlarda hatalarımızı anında yakalayıp düzeltmemize yardımcı oluyordu. Geçtiğimiz günlerde Bts'in Fake Love şarkısını coverlamıştık. Şuanlık dans videolarımızı paylaşmıyor, ne kadar geliştiğimizi görmek için saklıyorduk.

Benim neler hissettiğimi soracak olursanız eğer, dansta düşündüğüm kadar zorlanmamıştım ve bu hoşuma gitmişti. Arkadaşlarımla birbirimize her türlü destek oluyorduk ayrıca. Gerek özgüven gerek motivasyon olsun, birbirimize her şekilde arka çıkmaya çalışıyorduk. Özgüven demişken, Garam bana karşı sert yorumlarını hala devam ettiriyordu. Fiziksel anlamda bir şey yapmaya kalktığı an yanımda Yuna bitiyordu. Bu yüzden bir şey yapamıyordu anlayacağınız. Jay hyungların neden bir şey yapmadığını soracak olursanız, kendilerinden güçsüz birine el kaldırmak istemiyorlardı. Bu yüzden okulun Powerpuff Girls'leri her şeyi hallediyordu anlayacağınız!

"Jake hyung yüzüncüye söylüyorum ayağını oraya koyma diye"

"Hayır Riki mal mısın orası böyle"

"Ya hyung neresi öyle kör müsün"

Jake hyung ve Riki'nin günlük dans tartışmalarına merhaba deyin. Her pratikte illaki bu konuşma yaşanıyor çünkü ikisi de tam burer inatçı keçi. Hoş, bizde onlar didişirken oturup dinleniyorduk çünkü Riki bir saniye bile oturtmuyordu. Konu dans olduğunda çok tutkuluydu.

"Jungwon su ister misin?"

"Olur hyung"

Jay hyung'un verdiği suyu içtiğimde kıkırdamış ve benden biraz uzaklaşmıştı. Sudan bir yudum daha aldığımda güldüğünü göstermemek için diğer tarafa dönmüştü. Hesaba katmadığı aynalar sayesinde güldüğünü görüyordum tabii ki.

"Hyung içtiğin suyu bana verdin değil mi"

"Hayır ya ne alaka Jungwon?"

Başkalarının ağzının değdiği bir şeyden asla su içmezdim ve bunu Jay hyung çok iyi biliyordu. Geçen sefer Riki suyunu bana verdiği ve ben haberim olmadan içtiğim için yarım saat saçlarını yolmuştum Riki'nin. Ama Jay hyungdan tiksinmemiştim. Neden tiksineyim ki? Omuz silkip içmeye devam etmem herkesi şaşırtmış olacaktı ki herkes sessizce bana bakıyordu.

"Yanık kokusu aldınız mı? Evin yaıyor Jungwooon"

Heeseung hyungun söylediği şeyle boğuluyordum az kalsın. Jay hyung öksürdüğümü görünce kahkaha atarak yanıma gelmiş ve hafifçe sırtıma vurmuştu. Riki'nin herkesi tekrar ayağa kaldırmasıyla beraber pratiğe devam etmiştik. Belimizi kullandığımız bir kısım vardı ve belimi o şekilde bükemiyordum. Jay hyung fark etmiş olacaktı ki yanıma gelip nasıl yapacağımı tekrar göstermişti. Ben yine yapamayınca ellerini belime koyup kendi hareket ettirmişti. Vücudumun yanmaya başlaması ile neredeyse kendimi serbest bırakmıştım. Jay hyung beni tutuyor olmasa büyük ihtimalle çoktan düşmüş olurdum. Jay hyung ellerini hafif yukarı çıkardı ve hareketin son kısmını da gösterdi. Bense, o arkamda kaldığı için karşıdaki aynadan sadece ona odaklanmıştım. Hareketi doğru yapıp yapmamak hiç umrumda değildi şuan. Büyük ihtimalle kızaran kulaklarım ve arkamdaki Jay hyung beni çok zor duruma düşürüyordu. Sunoo ve Sunghoon hyung bunu fark etmiş olacaklardı ki bakışıp kahkaha atmaya başlamışlardı. Heeseung hyungda kafasını iki yana sallayıp müziği tekrar başlattı ve Jay hyung eski yerine geri döndü. Bu sefer hareketi doğru yapmıştım ama zihnim doğru değildi. Jay hyung beni kendine öyle çekse keşke... Tamam. Bu düşünceden sonra hiçbir şeye devam edemezdim. Jay hyung vücuduma yüksek bir ateş bırakıp gitmişti.

Biten müzikle beraber herkes kendini yere bırakmıştı. Sunoo telefonunu eline alıp bir şeyler karıştırmaya başlamıştı bile. Daha sonra Riki'ye gelen bildirimle beraber Riki telefonuna bakıp gülmeye başlamıştı. Daha sonra sırasıyla bildirimler Jake hyung, Sunghoon hyung, Heeseung hyung ve en son Jay hyunga ulaşmıştı. Hepside gülüyordu ama bana bildirim gelmemişti. Kaşlarımı çattım ve yanımda yere uzanan Riki'nin telefonuna bakmaya çalıştım. Telefonunu anında kaçırıp gülmeye devam etmişti. Her ne kadar merak etsemde üstelemeye hiç niyetim yok, dersem eğer anlayın ki Yang Jungwon ile değil başkası ile konuşuyorsunuz! Riki'nin üstüne asyıp bir şekilde telefonu aldım ve Sunoo'dan gelen mesajı açtım. Jay hyungun benim belimi tutarken videosunu çekmişlerdi. Telefonu elime aldığım gibi Jay hyung odadan çıkmıştı.

"Hadi tteokbokki yiyelim!"

Sunoo'nun ısrar etmesi üzerine tteokbokki yemeye gelmiştik. Masada oturup sohbet ediyor ve gülüşüyorduk. Yaklaşık bir saat orada oturup yemek yemiş, bir güzel eğlenmiştik. Hesabı Riki dışında herkes bölüşmüştü. Şeytan Riki ben maknaeyim aranızda diyerek bir şekilde kaçmıştı. Şimdi ise saat 22.04 olmuştu ve birlikte yürüyorduk. Birlikte buluştuğumuz bir çınar vardı ve hep orada buluşuyor, orada ayrılıyorduk. Herkesin evine yakındı bu yüzden orayı özel alanımız olarak görüyorduk.

"Jungwon bayadır şarkı söylemiyorsun, bir şeyler söylesene"

"Iyi olur aslında mayışırız birazcık hem"

"Sunghoon hyung ilk sen söyledin madem, ne söyleyeyim o zaman?"

"Spring Day söylesene Jungwonie"

"Jay hyungun dediğine okeysen söylüyorum Sunghoon hyung"

"Söyle söyle"

Şarkıyı kısık bir sesle telefondan açmıştım ve söylüyordum. Şarkının nakaratına geldiğimde duyduğum burun çekme sesiyle beraber sesin geldiği yöne döndüm. Jay hyung ağlıyordu. Diğer hyunglar ise yanına geçmiş ona destek olmaya çalışırken yürüyorlardı. Şarkı bitene kadar durmadan söyledim ve en sonunda derin bir nefes vererek şarkıyı bitirdim. Ne olduğunu anlamadan bakan ben, Riki ve Sunoo için bir açıklama yapma gereği duyan Jay hyung derin bir nefes alıp konuşmaya başlamıştı.

"Bu şarkının Sewol Feribot Faciası için yazıldığını biliyorsunuz. Benim abim orads vefat etti ve sesleriniz çok benziyor Jungwonie."

Gözlerim dolmuştu. Jay hyungun abisinin olduğunu hiç düşünmemiştim çünkü abisi olan insanlar genellikle bu kadar olgun olmazlardı. Sonuçta onlardan büyük bir abi figürü olurdu yanlarında. Ama Jay hyung böyle değildi. Kendinde büyük bir yük hissettiği çok belliydi. Belki abisinin yokluğunu aratmamak için, belki de iyi olduğunu kanıtlamak için olgunlaşmıştı.

Dolan gözlerimi silip yanına yaklaştım ve ona sıkıca sarıldım. Ellerini saçlarıma çıkarıp okşamış ve saçlarıma bir öpücük kondurmuştu. Midemde kozasından çıkan kelebekler geri girebilir mi?

Sonunda evlere dağılmıştık. İçeriye kimseye yakalanmadan girdiğimde kendimi direkt yatağa bırakmıştım. Aklımda ise Jay hyung vardı. Derince bir düşünecek olursak o kaza 16 Nisan'da gerçekleşmişti. Jay hyungun doğum gününden sadece 4 gün önce demekti bu. Yaşadığı acıyı düşünemezdim bile.

parkjay-woniewon

Jay hyung nasılsınn

parkjay
Iyiyim jungwonie
Sen?

İyiyim bende
Uyku tutmadı da yazayım dedim malum Riki'ye yazacaktım ama bebekler için uyku saati çoktan 👍👍👍 o yüzden sana yazdım

parkjay
Sen niye ayaktasin o zaman bakayim???

Hyung

parkjay
E bebekler icin uyku saatiymis yatsana sen

Hyung ben bebeksem Riki daha portakalda vitsmin

parkjay
Sen cok tatli olan bir bebeksin jungwonie
Simdi cevap yazma ve uyu tamam mi? Saat gecenin biri cunku guzelim

GYZELJM????|
TAWTKU DWDI|
SAKIWN JUENGONIE|














Bolumler gecikiyor cunkuuu sinavlara az kaldi ve benim cok fazla dersim oluyor kusura bakmayin lutfen... Begendiyseniz oy vermeyi ve isteginiz ya da elestiriniz olursa soylemeyi unutmayinnnnn 💗💗

Shout Out | JaywonTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang