18 - dudaklarınla kavur beni

29.3K 2.2K 1.4K
                                    

Ağır ağır gözlerini kırpıştırırken yavaşça arkasına yaslandı. Kolları, oturduğu kanepenin arka kısmına ulaşırken sağ bacağının üstüne attığı bacağını; sürekli olarak sallıyor, ayağıyla havada daireler çiziyor, elindeki yarısı boş bardağı çeviriyordu. Kafasının içinde fırtınalar dönmüyormuş gibi hiçbir şey düşünemiyor olmasına rağmen birbirine giren düşünceleri; içeride olup biteni yansıtmasına engel oluyordu. Amansız ve umarsızca bedenine ulaştırdığı, damarlarına yavaş yavaş karışan alkolün getirilerini çoktan yaşamaya başlamıştı. Bardağı dudaklarına yaklaştırırken bakışları odağından bir saniye bile ayrılmıyor, yanında bir şeyler geveleyen ve kesinlikle doğru dürüst cümle kuramayan menajerine dönmüyordu.

Sabırla ve sakinliğini korumaya çalışarak haber vermeye dahi tenezzül etmeyen ve dakikalardır çaprazında kalan koltukta oturmuş bir halde, hiç susmadan bir şeyler anlatan menajerin susmasını beklerken istemsizce gözlerini devirdi. Boğazını artık yakmayan ve tuhaf tadına çoktan alıştığı alkol bile, bazı şeyleri görmezden gelmesini kolaylaştırmıyordu.

Günlerdir gündemini ve aklını kurcalayan meseleler yüzünden gerilen sinirleri; her şeyi en ince ayrıntısına kadar irdelemek ve ondan gizlenen her şeyi tek tek öğrenmek istemesine yol açıyordu fakat dikkati dağınıktı. Mantığını kullanabildiği saatlerin içerisinde olabilseydi, menajerinin dedikleri yüzünden tüm hayatını alt üst etmeyi düşünebilirdi fakat gecenin bir yarısı; hiçbir şey algılayamıyordu. Biraz alkol, biraz uyku ve biraz da Kim Taehyung; ona her şeyi unutturuyor, neye sinirlendiğini bile hatırlamıyordu.

Bakışlarını çekmediği noktada, Taehyung'un etrafında daireler çizerek yürüdüğünü fark ettiğinde; elinde olmadan gülümsedi. Geleceğini düşünmemişti. Gerçekten gelmesini istemiş ve dediği her şeyde samimi olduğunu kanıtlamaya çalışmıştı fakat, dürüst olması gerekirse, Taehyung'un onu ciddiye alacağını dahi düşünmemişti. Ev adresini istediğinde bile içinde geleceğine dair hiçbir beklentisi yoktu fakat konuşmalarının üstünden geçen birkaç dakika içinde çalmaya başlayan kapısı; kendine dert edindiği her şeyi bir anda unutturmuştu.

Hayal kırıklıklarıyla dolu birkaç günün ardından gecesinin bir anda güzelleştiğini düşünmüş, keyfini çıkarmaya çoktan hazır hale gelmişti. Fakat hemen Taehyung'un ardından gelen ve bir anda onunla konuşması gerektiğini söyleyen menajeri, birçok şeyin yarıda kalmasına sebep olmuştu.

Menajeri geldiği için Jungkook'un oldukça büyük balkonunda beklemeyi seçen ve şehrin tüm manzarasını büyülenmiş gibi izleyen Taehyung'un, camın ardından görünen ve etrafta dolaşan figürünü inceliyor; bakışlarını bir türlü ondan ayıramadığı gibi, keyifle yediği çikolata yüzünden sevimli bir hale bürünen yüzünü yakından görmek için yanıp tutuşuyordu. Yanında söylenen şeyler, bahsi geçen isimler ve kariyerinin hangi insanlar yüzünden, nasıl bir konuma geldiğini o anda hiç umursamıyordu zira Taehyung'un giydiği kıyafetler; inanılmaz fiziğini ortaya çıkarırken sarı saçlarının rüzgar yüzünden dağılması yüzüne belli belirsiz yerleşen gülümsemenin büyümesine sebep oluyordu.

"Sen beni dinliyor musun?"

Cümlenin hemen ardından bacağının dürtülmesiyle gözlerini devirerek derin bir nefes aldı, kafasını ağır hareketlerle menajerine doğru çevirirken yüzündeki gülümseme çoktan solmuş, yerini bıkmış bir ifadeye bırakmıştı. Bir süre daha devam ederse özenle kullandığı yumruklarını kullanacağının habercisi olan gözlerini, menajerinin yüzünde gezdirdi. Kimseye tahammülü yoktu ve o anda; keyfini kaçırdığı için, özellikle Taehyung'tan uzak durmasına sebep olduğu için, birkaç kemiğini kırmak dışında hiçbir şey yapmak istemiyordu.

Göğsünü şişirerek derin bir nefes aldı ve içmekten solan ciğerlerinin ferahlamasına sebep olan nefesi, oflayarak bıraktı. "Neden artık gitmiyorsun?" oldukça sakin bir şekilde konuşmasına rağmen Taehyung'u izlerken yumuşayan sinirlerinin tekrar gerildiğini hissedebiliyordu. Her şeyin karmakarışık hale gelmesine sebep olan herkese karşı içinde bitmek bilmeyen bir öfke, sürekli olarak büyüyor; elindeki tüm gücü kötüye kullanma planları, zihnini yoklayıp duruyordu.

collideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin