Bölüm 15

41 10 6
                                    


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Selam. Yorum yaparsanız harika olur bu arada :')

tenks.


Arthur yerdeki gömleğine bir tekme savurup odanın diğer tarafına fırlatırken gergindi. Akşam yemeğine kadar halledilmesi gereken raporlar ve zihninde dönüp duran felaket olasılıkları bu ruh haline tuz biber oluyordu. Kral Bayard'ın Camelot'a gelişi epey ses getirmekle birlikte sarayın havasını bir anda değiştirmişti. Yapılacak barış antlaşmasının sarayı biraz daha rahatlatacağını düşünmüştü genç prens ama sanki ipler daha da çok gerilmiş, soğuk savaşın hayalet adımları taş koridorlarda dolaşmaya başlamıştı. 

Tüm bunların üstüne sevgili hizmetkarı ortalardan kaybolduğu için Arthur bu gerginliğini yöneltebilecek bir alan bulmakta zorlanıyordu. Sonunda  Merlin odasına teşrif ettiğinde,

"Lord Merlin! Sonunda işinizin yolunu bulabildiniz demek. Rahatsızlık vermedim ya..." dedi. Yüzünde sahte ve sinir bozucu bir gülümseme vardı. 

Merlin bakışlarını prensten kaçırdı ve ensesini kaşıdı.

"Affedersiniz, Majesteleri. Gaius ve Calanthe'ye yardım ediyordum da."

Arthur kokuşmuş kıyafetlerini yerden alıp hizmetkarına fırlatırken her yeri kırmızı görüyormuş gibi öfkeliydi.

"Bu akşam Kral ile yemek yemem gerektiğini de hatırlıyorsundur umarım. Kıyafetlerim leş gibi kokuyor."

Merlin yere düşmekte olan kıyafetleri son anda havada yakaladı. Her ne kadar onun bu gerginliğinin asıl kaynağını bilse de içinde kaynayan öfkesini bastırmakta zorlanıyor gibi bir hali vardı. Son günlerde söylediği onca yalan dolanı düşündüğünde mahcup hissetmesi gerekirdi belki de ama kafasında dolanan tilki tüm bunlara değdiğini söylüyordu. Bu yüzden istifini bozmadan bir yalan daha atıverdi.

"Elbette hatırlıyorum."

Ardından sırıttı ve Arthur'un tahta dolabından kıyafet alıp devam etti.

"Bu akşam kırmızı gömleğinizi giyersiniz, sizi daha çok açar diye düşünmüştüm. Tesadüfe bakın ki temiz."

Prens Arthur gözlerini devirdi.

"Öyle olsun bakalım."

Aile yemeği her zamanki soğukluğundan biraz sıyrılmış, sessizliğin yerini Kral Bayard'ın Camelot'a gelişi, barış antlaşmasının ne gibi sonuçlar getireceği hakkında koyu bir politik muhabbete bırakmıştı. Uther bu sefer biraz kendini geri çekerek oğluna bir alan tanırken dahi temkinliydi. Ayrıntılara ya da kritik noktalara değinmeden ve ipleri elinden bırakmadan Arthur'un sorularını yanıtlıyor, arada sırada sıkılmış gibi görünmeye çalışan ama  ilgisini gizleyemeyen Morgana'ya düşüyordu bakışları. Morgana bu akşam gerçekten bir Leydi gibi özenli ve tertipli görünüyordu. Bu kralın hoşuna gitmişti.  

Broken Crown #merlinfanfictionWhere stories live. Discover now