Bölüm 6 | Acizsin

93 9 17
                                    

Gelen silah sesi ve içeriye adeta tehlike kelimesinin vücut bulmuş haliyle giren iki adamla, kalabalık büyük bir korkuyla etrafta koşuşturmaya başladı. Büyük çoğunluğu, kendini koruma arzusuyla yere çökmüşken Gri'nin beni esir alması için birkaç saniye beklemem yeterli oldu. Arkamdaki elin beni çekiştirmesiyle kendimi bırakıyordum ki bileğimi neredeyse yakalayacak olan başka bir el dikkatimi dağıttı. Bu, Mavi'den başkası değildi. Beni sözde soyguncunun elinden kurtarmak için yaptığı hamleyi ise durduran kişi Beyaz'dı.

"Geri çekil." diye bağırırken elindeki silahı ona doğru salladı. Tam bu noktada ikisinin de kısa bir duraklama yaşadığını fark ettim. Mavi, Beyaz'ın sesinden tanıdığı aşinalıkla durmuş olmalıydı. Beyaz ise, onun apaçık duran yüzüyle karşılaştığı için yaşadığı kısa süreli şok etkisiyle. Beni kendi bedenine sıkıca bastıran Gri'nin ne düşündüğüne dair ise hiçbir fikrim yoktu. Tüm bu yüzleşmeden etkilenen kalbimin ise hızla çarptığından dolayı bana yardımcı olduğu söylenemezdi. Duraksayan ekip arkadaşını uyarmak istercesine öksüren Gri, Beyaz'a göre daha çabuk toparlanmış gibiydi. Acaba Mavi'yi gerçekten de fark etmemiş miydi? Mümkün müydü böyle bir şey sahiden? Yıllar geçse de aradan... O belirgin yüz hattını fark edememek imkân dâhilinde miydi? Tüm bunları kafamdan geçirirken sanki zaman yavaşlamıştı. Oysa diğer konuklar için her şey oldukça hızlı ve korkutucu görünüyordu. Gri ve Beyaz'ın arka arkaya kulağımın dibinde bağırmasıyla yüzümü buruşturdum. Üstüne konukların çığlıkları da eklenince ortamdaki ses seviyesi bir hayli yükselmişti.

"Çıkar çıkar çıkar!" diyerek hiddetle bağırıyordu Beyaz.

"Üzerinizde ne kadar para varsa hemen şimdi dökülün!" Normal şartlarda son derece kibar ve samimi gelen ses tonu şimdi bambaşka birine ait gibi yabancı geliyordu. Bu, onun elbette bu işte ne kadar iyi ve profesyonel olduğunun göstergesiydi. Persona için son derece olumlu bir durumdu. Bu kez araya Gri'nin sesi girdi:

"Ters bir hareket görürsem bu güzel..." Sert çıkan ses tonuna rağmen duraksadı. Bıçağı dikkatlice boynuma yaklaştırdı.

"...Hanımefendi zarar görür. Bunu istemezsiniz değil mi?" Konuklar hızla başlarını sallayarak çantalarına yöneldi. Onlar ceplerinden ve çantalarından bulabildikleri bütün parayı yere saçarken, tam da beklediğimiz gibi Nihan dış kapıya yakın bir konumda durmasının da avantajıyla yavaşça dışarı sıyrıldı. Bu gece, onun görevi hepimizden çok daha rahat bir görevdi. Hemen yan tarafta konumlanmış olan Zeugma Müzesi'ne koşarak gidecek, oradaki görevlilerden yardım dileyerek dikkatlerini Pera Oteli'ne çevirecekti. Böylece Deniz Çetinkaya'nın adamlarının içeriye girme işlemi çok daha rahat gerçekleşecekti.

"İyi misin?" diyerek kulağıma fısıldadığında topuklu ayakkabımın sivri topuğuyla ayağına bastırarak susmasını sağladım. Böyle ciddi bir görevi tehlikeye atmasına asla izin veremezdim. Acı dolu bir ses çıkarsa da acısını bastırarak rolüne devam etti.

Güvenlik görevlileri, elbette Deniz'in ayarladığı sahte adamlar, beni ve diğerlerini koruyabilmek için Gri ve Beyaz'ın etrafını sardı. Fakat Gri'nin elinde mahsur kaldığım için adım atamıyorlardı.

"Siyah Hanım lütfen sakin olun. Sizi alacağız." dediklerinde hemen rolüme devam ederek titretmeye çalıştığım ellerimi havaya kaldırdım.

"Lütfen... Lütfen uzak durun. Bana bir şey yapmalarından korkuyorum." dedim gerçekten de korkuyor gibi davranarak. Paralar etrafa saçılacak, Beyaz toplayacak ve en sonunda Gri, kapıdan çıkmak üzereyken beni bırakacaktı.

Konukların her biri paralarını saçtıktan sonra geri çekilmek üzere hamle yapan ikilimize karşı çıkan sert bir ses gerilmeme neden oldu. Planları karıştıracak bir olay çıkmasına dayanamazdım. Bu sesin kaynağının Mavi olduğunu anlayınca tedirginlikle tırnaklarımı avuç içime bastırdım.

Persona MaskesiOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz