B. 5

6 2 0
                                    

Selamünaleyküm arkadaşlar

__________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Risel'in tekrar buluşmak isteme nedenini anlayamıyordu Sare hanım. Gerçekten beğendiği için mi kabul ediyordu yoksa... Yoksa ne olabilirdi ki nedeni? Kızının kabul etmeyeceğini düşünüyordu ne değitirmişti kararını, anlayamıyordu. Kızının sorduğu sorunun şaşkınlığı yeni geçiyor ama hala soru işaretleri kafasını kurcalıyordu. Risel'in bakışları sorduğu soruyu tekrar tekrar sorar cinstendi. Sare hanım cevap vermek için yerinde kıpırdandı. Önce biraz ıııı ve hımm sesleri çıkardı. Düşünüyordu. Bu basit soruya nasıl cevap vereceğini düşünüyordu.
- "Emir beyle görüşmek istiyorsun?" dedi Sare hanım, ses tonu soru sorar gibiydi. Sanki emin olmaya çalışıyordu.
- "evet anne görüşmek istiyorum." dedi Risel net bir şekilde.
- "ben kabul etmeyeceğini düşünmüştüm kızım." dedi Sare hanım emin olmaya çalışıyordu hala.
- "düşündüm anne. Mantıklı bir karar vermeliyim. Kestirip atmak saçma olurdu." dedi Risel ne yaptığının bilinciyle.
- "tamam kızım ben Nermin ile konuşurum, sana da haber veririm artık." dedi Sare hanım.
Risel annesinin meraklı bakışlarının farkındaydı ama ne annesi konu hakkında daha fazla soru sordu ne kendisi açıklama gereği duymuştu. Annesinin kabul etmesinin ardından ayağa kalkıp başını salladı ve belli belirsiz bir ses tonuyla "tamam." demişti. Kızının ardından neler olduğunu anlamak istercesine bakıp başını iki yana sallamıştı. Nermin hanımı arayacaktı elbet ama geçen görüşmeyi Emir beyin aceleyle talep etmesi zaten şaşırtmıştı onu, üstüne şimdi de kızının tavırları olumsuz olacağını gösterirken aniden görüşme talep etmesi daha da şaşırtmıştı. Elbet anlaşılacaktı her şey ama hayırlısını dilemekten başka elinden bir şey gelmiyordu şimdilik.

Akşam yemeğinden sonra mutfağı toparlamakta annesine yardım etti. Aralarında bir konuşma geçmemişti. Annesinin soru sormayacağını da biliyordu. Annesi soru sormuyorsa muhakkak düşünceliydi ve anlamaya çalışıyordu, bunun farkındaydı. Mutfak işleri bittikten sonra çayını alıp odasına ilerledi. Azim'in odasına girmesiyle açtığı bilgisayarını yarıya kadar kapattı. Azim gözleriyle müsade istiyor gibiydi. Risel'in boğuk bir ses tonuyla "geç." demesinin ardından koltukta yerini aldı.
- "nasılsın abla?" diye sordu Azim.
- "iyiyim Azim. Yorgunum ama birkaç işimi halletmem lazım." dedi Risel.
- "acil mi işin? İstersen sonra konuşalım." dedi Azim.
- "o kadar acil değil. Her halükarda seni tercih ederim mandalinam." dedi Risel gülümseyerek.
- "üf abla bıkmadın mı şu mandalina espirisinden?" dedi Azim bıkkınca nefes vererek.
- "bıkmadım Azim, sen hep benim mandalinam olarak kalacaksın." dedi Risel gururlu bir tebessümle.
- "pekii, sen de benim portakal ablam olarak kalacaksın." dedi Azim bıkkın bir gülümsemeyle. Gülüşmelerin ardından Azim, çekingen bir ifadeyle abalasına dönerek, "abla sadece merakımdan soruyorum." dedi ve kısa bir sessizliğin ardından, "ııı... sen neden görüşeceksin onunla?" diye sordu.
- "bunu nerden biliyorsun Azim?" diye sordu Risel.
- "Asaf abimle annem bunu konuşuyorlardı. Şey...yemekten önce." dedi Azim.
- "Asaf mı? Asaf ve annem ne konuştular peki?" diye sordu Risel merakla.
- "Asaf abim bugün okulda görmüş, galiba seminerde konuşmacı olarak yer alıyormuş. Onu anlatıyordu anneme. Kızlardan gelen çiçekleri kabul etmiyormuş, sadece erkeklerle selamlaşıyormuş. Asaf abim kendini tanıtınca manidar bir şekilde gülümsemiş. Bahse girerim bilerek tanıttı ama manidan gülümseme nedeni... ne?" dedi Azim şüpheci bakışları soru sorar cinstendi.
- Risel karşısındaki duvara odaklanmış bir şekilde dinlerken düşünceli bakışları kendini belli ediyordu. "peki onunla görüşeceğimi nasıl anladın?" diye sordu.
- "abim olanları anlatınca annem de senin onunla buluşmak istediğini söyledi. Hatta neden buluşmak istediğini tartıştılar aralarında." dedi Azim.
- "anladım Azim. Ben kafamdaki soru işaretlerini sormak için tekrar buluşmak istedim. Kendi kendime düşünüp bir sonuca varamayacağıma bizzat kendisine sormak istedim." dedi Risel.
- "hala kendine mantıklı açıklamalar mı bulmaya çalışıyorsun?" diye sordu Azim.
- "mantıklı açıklamları birinci ağızdan duymak daha iyi olur diye düşündüm Azim." dedi Risel.
- başını onaylarcasına salladı ve aldığı derin nefesin ardından kısık bir ses tonuyla, "haklısın." dedi Azim.
Sessiz geçen kısa bir sürenin ardından Azim çıkmak için ayaklanıp, "kolaya gelsin abla." diyip çıktı.
Risel Azim'in söylediklerini tekrar düşünüyordu. Gerçekten çok kafa karıştırıcı cinsten tavırları var diye düşünüyordu. Bir an önce bu kafa karışıklığından kurtulmak istiyordu. Derin bir nefes vererek düşüncelerini bir kenara bıraktı ve asıl işine devam etti. Bilgisayar ekranı önünde iki saatten fazla vakit geçirmişti. Zaten yorucu olan araştırmasına bir de kafa karışıklığı eklenince hayli yorulmuştu. Zihin yorgunluğu kendisini en çok etkileyen etkenlerden biriydi. Bilgisayarını kapatıp önündeki kağıtları toparlayıp kilitli çekmecesine yerleştirdi. Esnelmeler eşliğinde ev halkına iyi geceler dileyip hızla yatağına girdi. Düşünmesine fırsat bile kalmadan rüya alemine dalmıştı.
***

Bir Beyaz Lale Ve Nergis Hikayesi Where stories live. Discover now