B. 2

22 2 0
                                    

Selamünaleyküm arkadaşlar

__________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Gözlerinde heyecan, utanç, sevinç, şaşkınlık hatta öfke belirtisi bile yoktu. Hiçbir duygu barındırmıyor gibiydi. Risel bu duygusuzca bakan gözlerin sahibinin niyetini anlayamıyordu. Belki de kendisi gibi bir durumdaydı. Annesi tarafından buluşmaya zorlanmıştı. Kendi isteğiyle gelip beğenmemiş olması da bir diğer sebep olabilirdi.
Aklından geçirdiği son şeyle kafasını iki yana salladı. Bambaşka bir sebep olabileceğini de düşünüp son verdi bu beyin fırtınasına.
Belki de karşıdan kendisi de böyle duygusuz görünüyordu. En azından onun sebebi belliydi, annesinin zorlamasıyla gelmişti.

"ben Emir Özkan."
Karşısında duran kişi ona bakmaktan yana değildi. Sadece bir an derin bakıp çekmişti gözlerini gözlerinden. 'Neden böyle duygusuzca bakıyordu kim bilir' diye iç geçirdi. Belki de kendisi karşıdan daha kötü görünüyordur. Ortamın tuaflığı rahatsız etmiyordu onu, aksine rahat hissediyordu. Belki beklediğini bulmuştu. Son düşüncesiyle gözlerini devirip derin bir nefes aldı. En azında adet yerini bulsun diye birkaç soru sormalıydı diye düşündü. Adet miydi ondan da haberi yoktu ya...
"ııı adın Risel değil mi?" diye sordu ve sorduğu sorunun ne kadar saçma bir giriş olduğunu anlayıp baştan almak istediğinde, saçma sorusuna yanıt almıştı. "evet, Risel Çetin." demişti kız yüzüne bakmadan. Daha mantıklı şeyler sormalıyım diye düşündü, zaten hakkında hiçbir şey bilmiyordu.
Kendinden kabaca bahsedip onun da aynı şekilde karşılık vereceğini umarak, "bilgisayar mühendisiyim ve yazılım üzerine yüksek lisans yaptım, westerops üzerinden aselsan yazılım ve proje geliştirme ekibinde yer alıyorum." dedi. Kız anlamışçasına kafasını aşağı yukarı salladı. "Ben de bebek hemşiresiyim." demişti Risel. "27 yaşımdayım. Sen kaç yaşındasın?" diye sordu Emir. Buçuk yaşını söylemeli miydi diye düşündü ve, "24 buçuk yaşımdayım." dedi Risel. Aldığı cevapla duraksadı. 'başka ne sorabilirim ki' diye iç geçirdi. Sormalı mıydı acaba? Neden burda olduğunun farkındaydı ama sormak istediği için değildi tüm bunlar. Belki de soru sırasını ona vererek düşünmekten kurtulabilirdi. "sen kendinden biraz bahseder misin? Belki eklemek istediğin şeyler vardır." dedi Emir. Sorduğu soruyla düşünme sırasının kızda olduğunu sanıyordu ama sorusuna cevap gecikmemişti , "hayır yok." demişti Risel. Emir aldığı bu net cevapla daha fazla düşünmek istemiyordu. Risel'in verdiği net cevaptan sonra odada sessizlik  hakimdi. sessizliği bozan, " kusura bakmayın bölüyorum ama çay içer misiniz çocuklar?" diyen Zeliha hanımdı. bu fırsattan istifade etmek isteyen Risel hızla ayağa kalkıp, "zaten konuşmamız bitmişti."  dedi. Risel'in söyledikleri Emir'in şaşırmasına sebep olmuştu ancak kısa süreli bir şaşkınlıktı bu. Emir de Risel'in ardından odadan hızla çıkıp annesi ve Sare hanımın da bulunduğu odaya geçmişti. Konuşmanın bu kadar erken bitebileceğini tahmin etmeyen Nermin hanım üzüntüyle oğluna bakarak, "erken bitmiş konuşmanız." dedi. Emir annesine taraf bakmadan cevap verdi, "evet anne." demekle yetinmişti. Risel ayrıca bir şey demeye lüzum görmedi.
Zeliha hanım elindeki çay tepsisiyle odaya giriş yaptığında gözleri Emir ve Risel arasında mekik dokuyordu. 'ben mi bozdum acaba sohbetlerini' diye iç geçirmişti hüzünle. Herkes çaylarını yurdumlarken odada sesizlik hakimdi. sessizliği, ayaklanıp odanın kapı gişinde  durup bekleyen Emir bozmuştu. "ben gideyim artık. bugün biraz yoğunum kusura bakmayın lütfen. İyi günler Sare teyze." demişti. Emir'in açıklamasının hemen ardından ayaklanan Nermin hanım dış kapıda oğlunu geçirmeye kalkmıştı. "oğlum neden bu kadar erken bitti konuşmanız hem bugün müsaittin hani nereye gidiyorsun?" dedi Nermin hanım. "anne daha sonra konuşuruz olur mu, şimdi gitmem gerekiyor." dedi Emir aceleyle. Annesi onaylarcasına başını salladı.
Kapının kapanma sesiyle Emir'in giitiğini anlamışlardı odadakiler. Nermin hanım odaya girip eski yerine oturunca Sare hanım ve Risel ile göz göze gelmişlerdi, birbirlerine tebessüm edip çaylarını içmeye devam etmişlerdi. Kısa bir sohbetin ardından Risel annesine, kalkalım dercesine huzursuz bakışlar atıyordu. Sare hanım kızına göz devirdikten sonra söze girdi, "biz de kalkalım artık Nermin'im, sonra haberleşiriz artık." derken gülümsüyordu. "olur Sare'm haberleşiriz." dediğinde aynı şekilde gülümsüyordu Nermin hanım. "görüşürüz Nermin teyze." dedi Risel kıyafetini çekiştirerek. "hayırlı günler." derken Zeliha hanıma bakıp tebessüm ediyordu Risel. Kısa süre sonra evden çıktılar ve arabaya kadar konuşmadılar, anne kız. Arabaya binip yerleştikten sonra Sare hanım, "ne konuştunuz? Neden o kadar kısa sürdü ki kızım?" dedi. "anne lütfen sonra konuşalım." dedi Risel, sesi yalvarırcasına çıkıyordu. Sare hanım onaylarcasına kafasını salladı. Eve gidene kadar bu konu hakkında konuşmadılar. Risel aynı zamanda olanları düşünüyordu, anlam veremediği olanları...
***

Bir Beyaz Lale Ve Nergis Hikayesi Where stories live. Discover now