12 - Büyük İtiraf

255 27 16
                                    

Ekin devasa yatağa ulaşıp, Ebru'ya ismiyle seslensede, hiçbir cevap alamadı.

Bunun üzerine, Ekin yatağa tırmanmaya karar verir.

Yataktan yere doğru sarkan bir kumaş'ı yakalayarak tırmanmaya başlar.

Ekin'nin nihayet yatağa tırmanışı bitirdiğinde. Karşısında Ebru'nun yastığa gömülen yüzünü, daha doğrusu Ebru'nun sadece tek bir gözünü ve saçlarını görür.

Ekin, birkaç adım yaklaşır ve en şirin ses tonuyla Ebru'ya seslenir.

Ekin: "Ebruuuuu!"

Ebru: "Iııııhh..."

Ebru, yüzünü diğer tarafta çevirerek konuşmak istemediğini beyan eder.

Ekin vazgeçmez. Ebru'yu neşelendirmeye kararlıdır. Önce yastığa tırmanır.

Sonra Ebru'nun saçlarını aşarak. Ebru'nun yüzüne, açık olan tek gözünün tam önüne ulaşır.

Ebru: "Ne oldu Ekin!"

Bu cümle Ekin'e çok tanıdık gelir. Ablasıda, onu odasından atmadan önce, bir çok kez aynı cümleyi aynı sıkıcı tonlama ile söylemişti.

Ekin'in Yapması gerekenler. Kafasında bir şimşek gibi çakar.

Ekin: "Aman tanrım Ebru saçların ne kadar parlak ve hacimli üstelik yumuşacıklar! Buklelerin çok güzel gerçekten!"

Ebru'nun boşluğa hissizce bakan gözü Ekin'e merakla odaklanır.

Ekin doğru yolda olduğunu düşünür ve Ebru'yu neşelendirme umuduyla devam eder. Bir elini sevgi dolu bir şekilde Ebru'nun yüzünde gezdirmeye başlar.

Ekin: " Cildin nasıl bu kadar yumuşak, pürüzsüz ve parlak! En yumuşak kumaşlardan daha ipeksi ve güzel!"

Ebru kolunu başının altına yaslayarak Ekin'nin karşısında biraz yükselir.

Ebru: "Eeeee başka?" Yüzünde meraklı bir gülümseme belirir.

Ekin: " Zarif ve nazik ellerin uzun kibar parmakların ile pürüzsüz parlak tırnakların, zarif bileklerin ile çok güzeller."

Ebru yatakta hareketlenerek önce yastığını karnına doğru çeker, sonra iki dirseği üstünde yükselir.

Tüm bu hareket Ekin'nin dengesini bozar ve düşmesine neden olur.

Ekin, yavaşça etrafını kaplayan bir gölge fark eder yukarı doğru baktığında, Ebru'nun yüzünü görür. Sağında ve solunda Ebru'nun elleri vardır.

Ebru: "Demek ellerimi güzel buluyorsun?"

Diyerek, bir elini Ekin'nin kolu diğer elini ise Ekin'nin bacağı üzerinde gezdirmeye başlar.

Ekin ne olduğunu, kendisini nasıl bir duruma düşürdüğü anlamak için önce Ebru'nun ellerine sonra Ebru'ya bakar.

Sadece "Evet... Gerçekten güzeller" diyebilir.

Ebru'nun yüzünde hınzır bir gülümseme büyür. Gözleri Ekin'nin giydiği vuln tarzı, tek düğmeli tulumun düğmesine kayar.

Ustaca tek bir parmak hareketi ile tulumun düğmesini açar.

Ebru'nun parmakları tulumun üzerinde biraz gezinir.

Böylece Ekin'nin bağrı, göğsü ve karnı kolayca açığa çıkar.

Ekin, ne yapacağını bilemez. İltifatları sonucunda Ebru'nun neşesini yerine getirmiştir. Ama bu istediği türde bir neşemidir? Kendisini nasıl bir duruma düşürmüştür?

Dev İle Minik, Büyük Bir OlasılıkDonde viven las historias. Descúbrelo ahora