Dev İle Minik, Büyük Bir Olasılık

26 - Acemi Dev

Didem ve Ekin yan yana yürürken. Didem hiç durmadan ve hızla konuşuyor. Öğrendiği bütün yeni havadisleri Ekin'e anlatıyordur.

Ekin, içinden bu konuşma ne zaman bitecek diye geçirirken. Sıkıntısı, yüzünün iyice düşmesine neden olur.

Didem: "Aaaaa sana söylemeyi az kalsın unutuyordum. Sana asıl bombayı anlatayım da bak! Alim beyin kızı Melisa'yı kaçırmışlar."

"Oğlu Volkan'da hemen bir grup toplayıp kardeşini kurtarmaya gitmiş. Ama başarılı olamamış. Volkan ve on adamı, Melisa'yı kurtarmak bir yana. Canlarını zor kurtarmışlar. Şimdi hepsi yara bere içinde yatıyormuş."

Ekin, şaşkın bir şekilde sorar. "Kutsal Meşe Koruyucularının şefi Volkan, ünlü kedi avcısı Volkan? Yanında adamları da varken?"

Didem: "Evet evet o Volkan, gerçi kedi avcısı diyerek hep abartırlar. Sadece birkaç kediyi korkutup kaçırdı aslında, hepsi bu... Bence!"

Ekin: "Didem, üç kez farklı farklı kediler ile karşılaştı ve hepsini teke tek'te yendi. Bütün kediler canları için kaçtı!"

Didem: "Neyse işte o Volkan ve Hepsi Kutsal Meşe Koruyucusu olan en iyi on adamı. Bataklık bölgesine haydutların üstüne gitmişler..."

"Ama haydutlar çok kalabalıkmış canlarını zor kurtarmışlar. Alim bey her yere haber salmış kızını kurtarana istediği her şeyi verecekmiş..."

"Gene de birinin yakın zamanda bu görevi kabul edeceğini sanmam. Ya 50 savaşı bulacaksın, ki imkansız. Ya da açıkça dev kadar güçlü olman lazım ki, bu da imkansız."

Didem'in söylediklerinden sonra. Ekin'nin kafasında bir şimşek çakar. Heyecanlanarak Didem'e sarılıp, alnından öptükten sonra. "Çok çok... Çok teşekkür ederim Didem. Seni seviyorum. Alim bey'e söyle kızını kurtarıcam" Diyerek aile evine doğru koşmaya başlar.

Ekin'nin öpmesi ile donup kalan Didem. Şaşkın bir şekilde "Tamam söylerim... Ben de seni seviyorum..." Didem hoşçakal anlamında elini kaldırırken. Ekin'nin arkasından baka kalır.

Ekin, ailesinin evine giderek. Babasının eski kutsal meşe koruyucusu zırhını ve ekipmanlarını alır.

Ardından kendi evine giderek zırhı temizleyip. Birkaç eksik malzemesini tamamlar.

Babasının sert deri zırhını giyip. Şöyle bir kendisine bakar. Zırh üzerine tam olmuştur. "Bekle beni geliyorum!" Derken Ekin'nin gözleri parlar.

Böylece evden çıkarak yola koyulur. Ebru'nun yanına gideceği için morali çok yüksektir.

Yol boyunca zırhı ve üzerindeki ekipman. Sanki giderek daha ağır hale gelse de. Uzun yol boyunca temposunu düşürmeden yürümeye devam eder.

Üç koca gün sonra tekrardan Ebru'yu göreceği için heyecanlıdır.

Şimdi Ebru'nun evi karşısındadır. Tek yapması gereken yoldan karşıya geçip. Balkona tırmanmaktır.

Dikkatli bir şekilde yoldan karşıya geçtikten sonra. Omuzundaki ucu kancalı tırmanma ipini hazırlayarak. Ebru'nun balkonundaki açıklığa fırlatmak için kancayı döndürmeye başlar.

Bu sırada balkonun yanından bir kedi çıkarak Ekin'e bakar. Ekin elindeki kancayı döndürürken bir süre kediyle bakışırlar.

Kedi tiz bir tıslamadan sonra Ekin'e doğru saldırıya geçer. Ekin bu sefer hazırlıklıdır. Kancalı ipi kediye doğru fırlatarak. Kemikten kılıcını hızlıca çeker.