Kara Voleybolu

79 8 2
                                    


"Ben hala anlamıyorum lan. Nasıl oldu da gecenin köründe karşılaştık ufaklıkla?" Kageyama su şişedini kapattıktan sonra omuz silkti. "Bilmem." Sonra Kuroo ona daha sorgulayıcı şekilde baktı. "Bu sabah buluştunuz? Sabahın köründe geç kaldım diye üstüme düşüp uyandırdın beni." Onayladı.

"Ve şu sır meselesi ortadan kalktı. Bu mudur yani?" Yine kafasını salladı. "Büyütülecek bir şey değil." Kuroo ona sorgular şekilde baktı. "9 demiyor muydun lan? Ayrıca hafızamı tükkettirecek kadar anlattığın şey ne?" Ayağa kalktı. "Pekala, şu an önemli değil. Sende boşver." Kuroo pes etti. Kageyama biraz salak olabilirdi ama bazı şeyleri gizlemeyi çok iyi biliyordu. Ayağa kalkarak ona yetişti. "Peki peki. Şu arkadaşları gelecek mi onun?"
...

"Nereye gidiyorsunuz Bokuto-san?" Kafasını kaşıdı çocuk. "Kageyama' ın arkadaşı volebol oynuyormuş. Onunla oynama. AKASHİ SEN DE GEL." Kafasını iki yana salladı. "Yeteri kadar yoruldum. Sen de kendini fazla yorma." Parıldayan gözlerle kafasını salladı. "Akşama yanındayım Akashi." Sonra yanından ayrılarak Kuroo ve Kageyama'nın yanına geldi.

"Hey top da mı taşıyacağız?" Kuroo elindeki 2 toptan birini ona attı. Hepsinin elinde bir top vardı şimdi. "Top eksikliği mi çekeceğiz orda? Yürü." Beraber sahil yerine kadar konuşarak yürüdüler. Daha çok Bokuto'nun kendini övmesi ve diğer ikisinin laf atmasıyla geçen dakikalar sonunda varmışlardı.

Sahilde 3 kişi vardı. Biri Shoyo, diğeri sabah gelen sinir bozucu pasör ve sonuncusu o gün Shoyo'nun yanında gördüğü çocuktu. Yanlarında hayattan bıkmış gibi duruyordu biraz. Ayrıca Hinata elinde sarı bir şey taşıyordu.

"Sahil bugün kalabalık anlaşılan. He?" Ellerini sallayarak aşağı inmeye başladı. "TURUNCU KÜÇÜK DEV BEN GELDİM!" Kenma sesle ürkerken arkasını döndü ve çok fazla gülümseyen çocuğa baktı. Şimdiden bu anın bitmesini istiyordu.

Hinata ise gülümseyerek yanına koşturmuştu. "Bokuto-san! Hoşgeldin." Kuroo ve Kageyama arkalarından aşağı indiler. "Sizde hoşgeldiniz." İkili kafalarını sallayarak sekam verdi. Hinata ise gülümseyerek arkasında kalan arkadaşlarını gösterdi. "Uzun olan Oikawa. Sarı kafa da Kenma. Arkadaşlarım." Oikawa zafer işareti yaparken Kenma tepki bile vermemişti.

"Ben Kuroo." Kageyama kaşlarını çattı. Oikawa'ya hala sinir oluyordu "Kageyama." Bokuto da gülümsedi. "Tanışma faslı tamamsa voleybol oynayalım. Fazla enerjiğim bugün." Hinata kafasını kaşıdı. "O konuda kısa bir süre o toplarla antrenman yapabilir miyiz? Sahil biraz farklı da." Bunu derken Kageyama'ya bakmıştı. O da elbette anlamıştı. "Neden olmasın? Bizde dinlenmiş oluruz." Bokuto somurtsa da kuma oturdu. Sonra gülümsedi. "Hey kumdan kale yapalım mı?"

Hinata topu Oikawa'ya verdi. "Çok güç uygulama." Kafasını salladı. "Deneyelim bakalım." Topu hafif havaya atıp başının üstüne düşmesini sağlarken parmak uçlarını doğru konumda tutuyordu. Ama top geldiğinde gücünü biraz azaltarak topa vurmuş ama top çok yükseğd gitmişti. Üçlü şaşkınca topa bakarken top aşağı kuma düşmüştü. "Az güç uyguladığım için kolay mı yoksa zor mu anlamadım." Fısıldadığında Hinata onayladı. "Seni anlıyorum." Kenma grubun yanına gidip durdu.

"Topu verebilir misin?" Kuroo kafasını sallayıp uzattı. Kenma topu kaptığı gibi diğerlerinin yanına gitti. "Çok hafif geliyor." Eliyle inceletip ağırlığını tarttıktan sonra yukarı yolladı top ellerine geldiğinde parmak uçlarıyla vurdu ve top ortalama yükseklikteydi.

Oikawa topa ve Kenma'ya baktı. "Galiba asıl mesele güç değilde topun rota kontrolü. Chibi-chan vurmaya çalışsana." Shoyo kafasını salladı. Oikawa topu biraz alçaktan atmıştı ama bu boy onun için mükemmeldi. Koşarak zıplayıp topa smaç vurdu.

İkisi el çakışırken Kuroo şaşkınlıkla ikiliye baktı. "O top yüksekliği neydi lan?" Kageyama'ya baktığında omuz silktiğini gördü. "Shoyo hep öyle zıplıyor." Kuroo pes ederek Bokuto'ya ve yaptığı kaleye baktı. "Bu kalenin kralı benim. Hey hey hey. Daha büyük olmalı." Nereye düştüğünü sorguluyordu artık.
...

Yarım saatin sonunda  Oikawa, Shoyo, Bokuto bir takım; Kageyama, Kuroo, Kenma diğer takım olarak voleybol maçına başlamışlardı. Ama fileleri olmadığı için biraz göz kararı oymuyorlardı.

Top  Oikawa'ya geldiğinde karşılayabilmişti. Shoyo da hemen manşet pozisyonuyla topu hayali fileye yakın göndermişti. "Bokuto-san!" Bakuto yükselerek topu vurduğunda  parmaklarına çarparak karşıya düşmüştü. Üçlü el çakışarak ufak bir kutlama yaptığında kötü bakışlara maruz kalmışlardı.

"O topu sana yedireceğim Bakuto." Ellerini beline koydu. "Dene bakalım!" Cevap vereceğinde omzunda hissetiği elle arkasını döndü. "Baksana, gelecek tur için bir fikrim var."

Sonraki turu kazanmışlardı.
...

Saatlerce top oradan oraya uçmaya devam etti. Etraf tamamıyla karanlık olduğunda nefeslenerek kendilerini kuma atmışlardı. "Bu çok eğlenceliydi." Oikawa güldü. "Haklısın chibi-chan. Kara voleybolu da yeteri kadar eğlenceli." Kuroo kaşlarını çattı. "Sahil mi demek istedin?" Oikawa gergince kafasını salladı. Pot kıracaktı neredeyse.

Kageyama gerindi. "Yorulmuşum. Shoyo, yarın sabah gelemem muhtemelen." O da onayladı. "Bende aynıyım. Dinlenmeliyim." Kuroo ayağa kalktı. "O halde kalksak iyi olur." Kenma dinlenmek için yasladığı kafasını omzundan kaldırdı. "Görüşürüz." Kuroo kaşlarını çattı. "Siz gitmiyor musunuz?"

Shoyo gülümsedi. "Biz bir süre daha oturacağız." Kageyama da ayağa kalktı. "İyi geceler. Bokuto sende." Kumda boylu boyunca yatarken yavaşça ayağa kalktı. "Biraz daha dinlenseydik ya."

Kuroo kafasından tutarak onu çekti ve beraber merdivenlere ilerlediler. "Neden her defasında sahilde uzun kalıyor?" Omuz silkti. "Bilmiyorum ama alıştım artık." Kuroo sırıttı. "Gizlice izlesek mi?"

Merman Hinata~KagehinaWhere stories live. Discover now