Büyük Kral

186 10 2
                                    

Deniz erkeği bir Oikawa ne kadar güzel olabilir..
....

"Ben geldim Yacchan." Gülümseyerek arkadaşının yanına yüz üstü uzandı ve yaptığı el işine baktı. "Bu sefer ne yapıyorsun?" Kız kıkırdadı. "Kuyruklar için süs eşyaları." İpi uzatarak başladığı deniz kabuklarını gösterdi. "Gerçekten yeteneklisin." Biraz utanmıştı. "Önemli değil işte öylesine uğraşıyorum." Düğümü atıp çocuğa parıldayan gözlerle baktı. "Senin voleybol yeteneğinde kimse de yok."

Konunun nereye gideceğini bildiği için nefesini verdi. "Yacchan, okul takımına girmeyeceğim. Hepsi ucube gibi bakıyor bana." Hinata'nın  bu güneş sevdası tuhaf algılanıyordu. Bu yüzde çoğu kişi yanına yaklaşmamayı tercih ediyordu.

Ama diğer taraftan suda top hakimiyeti en zor olan spor voleybolda çok iyiydi. Su, topu yukarı çıkarmasın veya sürüklemesinden diye ağır yapılıyordu ve çoğunlukla aniden değişen akıntının takip edilmesi gerekiyordu. "Antrenmanlarını görseler öyle demezlerdi." Sessiz kaldı. Ama kendisiyle dala geçen bir takımla voleybol oynayamacaktı.

Yachi çocuğa baktı. Onun güneş sevdasını biraz da olsa anlıyordu. Yüzeye yaklaştıkça vücudunu saran ısı ve aydınlanan su çok güzel gözüküyordu. Ama kara insanları onları çok çabuk görürdü ve o böyle bir riski almazdı. Kimse almazdı. Daha çok Shoyo dışında.

"Biz oynayalım mı?" Gözleri parlayarak yerden kalktı. "Top getireyim." Tekrar geldiğinde karşılıklı olarak topa vurarken Bir anda üzerine farklı bir top gelmeye başlamıştı. "Dikkat et chibi-chan!" Hemen Yachi'nin topunu karşılayıp sağından gele topa döndü ve öbür topu karşıladı.

Kötü bakışlarını ona çevirirken çocuk topu tutmuş ve kıkırdamıştı. "Hiç fena değil." Gözlerini devirdi. "İnanamıyorum büyük kral beni görmeye gelmiş." Bayılma taklidi yaparken Yachi yaptığı taklide kıkırdamıştı. "Hoşgeldin Oikawa-san."

"Ah, işte değerimi bilen biri." Topu yere bıraktı ve Shoyo'nun yanına gelip ellerinden tutarak kaldırdı. "Sende kes şunu artık. Hoşlanmadığımı biliyorsun."  O da kuyruğundan destek alarak kalktı. "Bugün benimle antrenman yaparsan neden olmasın?" Omuz silkti. "Boş vaktim var. Ama şimdi gitmeliyim." Hinata arkasında bekleyen hayran  topluluğuna kaçamak bakış atmıştı. Her gün sayıları artıyor gibi geliyordu artık.

Oikawa genellikle şehri temsil eden en güçlü takımın pasörü ve kaptanıydı. Uzun güzel bir kuyruk, yakışıklı bir yüz ve mükemmel voleybol yeteneğiyle popüler olması kaçınılmaz biriydi. Pek hazetmediği bir lakabı ve sevecenliğiyle hayranlarını kıramıyordu.

Hinata liseye başladığında voleybolda ne kadar iyi olduğunu bilip destek çıksa da koçu onu takımına almayınca Hinata farklı okula gitmek zorunda kalmıştı.

"Tamam, tamam. Hayranlarınla iyi eğlenceler Büyük Kralımız." Alay olarak eğildiğinde Oikawa önce kaşlarını çatmış ardından gülerek saçlarını karıştırmıştı. "Sonra görüşürüz chibi-chan."

Lakabına karşılık o da somurttu. "Sana söylüyorum Yachi, sırf bu lakap yüzünden kısa kaldım." Yachi kıkırdadı. "Bilmem, ama boyun sana yakışıyor. Ayrıca voleybolda kısa boylu olduğun için dalga geçenleri bir anda şok etmen beni keyiflendiriyor." Şaşkın yüzler önüne geldi ve güldü. "Galiba haklısın."
...

"İşte bu!" Hinata Oikawa' ın servisini karşıladığında çok mutlu olmuştu. 2 saatlik antrenmanda gerçekten yorulmuş ve nefes nefese kaşmıştı. "İyi işti chibi-chan." Oikawa'ya gülümsedi ve beraber sahaya oturdular.

"Baksana, seni ne çekiyor, yani yukarısıyla ilgili?" Oikawa Hinata'yı uzun zamandır tanısa da bu konu hakkında ne ona tavır almış ne de özel olarak konuşmuştu. Hinata'ya göre istediğini yapmasının doğal olduğunu düşünüyordu. Ama böyle bir soruyu beklemediği kesindi.

Kafasını yukarı kaldırdı ve 200-300 metre yukardaki yüzeyi görmeye çalıştı. "Şey, açık konuşursak güneşin kendisi ve suyun sıcaklığı. Elimi sudan çıkardığıma üşümüyor. Aksine daha sıcak oluyor." Oikawa kafasını salladı. "Aslında merak ediyorum. Yüzeyin ötesini."

Hinata şaşkınlıkla ona baktı. "Öyle bakma. Ciddiyim. Kara insanları ürkütüyor ama bir kez olsun yüzeye yakın yüzmek isterdim." Kıkırdadı. "Biliyor musun? Efsaneye göre karaya çıkarsak aynı kara insanları gibi olurmuşuz. 2 tane uzun bacak. Tuhaf değil mi?"

Yavaşça kafasını salladı. "Evet. İlginç." İlk karaya çıktığında çığlık koparmıştı bunun yüzünden. Sonra o ayaklar üzerinde durmayı öğrenmesi gerekmişti. "Oikawa, istersen kara insanlarının olmadığı bir yere götürebilirim. Balıkların göç güzergahında." Tereddütle salladı kafasını.

"O kadar yüzeye yaklaşmayacağımdan eminim." Hinata omzuna vurdu. "Denemekten zarar gelmez." Oikawa güldü. "İwa-chan'a bunu söylesem ne olurdu sence?"

O da güldü. "Bence yaşama sevincin hala var. O yüzden boşver. Ne zaman boş vaktin var?"
...

"Hoşgeldin." Yine aynı sahilde güneş doğarken karşılaşmışlardı ikili. Kageyama onu yeniden görünce içten içe rahatlamıştı. Ortak sırları olan kişiler olmak o kadar kötü gelmiyordu. "Merhaba." Yanına kuma oturdu yine. "Baksana." Hinata ona döndü. "Saçların doğal mı?" Bir anda gülmeye başlamasıyla Kageyama komik bir şey söyleyip söylemediğini düşünüyordu. "K-kusura bakma Kageyama. Bir arkadaşımın ilk tepkisi aklıma gelmişti. Seninle ilgili değil." Kendini sakinleştirdi. "Evet, doğal rengi. Kimse inanmıyor tabi."

"Neden ki? Bu konuda niye yalan söyleyesin?" Hinata kafasını salladı. "Değil mi? O halde bende bir soru sorayım." Kageyama kafasını salladı. "Bekliyorum." Hinata düşününce kara insanlarıyla ilgili bir şey bilmediğini hatırladı. Omuzlarını düşürdü.

"Okyanusla ilgili ne düşünüyorsun?" Kageyama gözünü ufka çevirdi. "Güzel gözüküyor. Ve ayrıca çok büyük. Uzun süre yüzebilirsen Dünya'nın her yerine gidebilirsin." Bir an düşündü ve kaşlarını çattı. "Tabi bu imkansız. O kadar süre kimse nefesini tutamaz." Hinata kıkırdadı.

"Haklısın galiba. Ama su çok soğuktur eminim." Kageyama omuz silkti. "Bize soğuk. Balıklar için normal." Yine haklıydı. Hinata arada kalsa da söylemek istedi. "Bu arada yarın gelemeyeceğim."

"Neden?" Sonra ekledi. "Kusura bakma. Sormamalıydım." Hinata güldü ve omzuna hafif vurdu. "Neden öyle diyorsun? Sorun değil. Arkadaşız ne de olsa." Şaşkın bakışlar karşısında güldü ve ayağa kalktı. "Her yerim tutulmuş." Bir iki esneme hareketi yaptığında Kageyama'da ayağa kalkmıştı. "Evet. Arkadaşız."

"Başka bir arkadaşımı gezdirmem gerekiyor." Kafasını salladı. "Şehre yeni mi geliyor?" Bunu derken duvarın ötesine bakmıştı. "Evet. Öyle de denebilir."

Merman Hinata~Kagehinaحيث تعيش القصص. اكتشف الآن