0.4

285 35 30
                                    

(Fic boka sarıyor ya bence offf...)

Gu Haeryung 'dan...
Jihyo derin bir nefes aldı kızların yanında. Onun arkasındaydım. "Evet kızlar! Sürprize hazır olduğunuzu düşünüyorum. Ne dersiniz? Sizce, hiç beklemediğiniz birini karşınızda görür müsünüz? Hıh, emin olun göreceksiniz." dedi.

Sonra beni gösterdi. "Zaten tanıyorsunuzdur ama Gu Haeryung!" dedi kızlara bakarak.

Mn: H-har-ryuung...

Jh: Evet Mina devam et lütfen.

Mn: Gu Haeryung. Sen burslulukla okuyordun, değil mi? Yanlış hatırlamıyorum yani ben.

Jh: Konu bu mu cidden? Neden bana anlatmadınız? Aramızda gizli saklı olmayacağını söylemiştik. Neden?

Gözünden yaşlar akıyordu. Onu böyle görmek kalbimi acıttı. "Bana bir cevap verin. Ben size her şeyi anlattım. O an olmasa da anlattım sonrasında. Ben şimdi nasıl güveneceğim size?" Kalbimin daha fazla acımasını sağlıyordu bu sözler. Jihyo bana baktıktan sonra devam etti.

Jh: Tamam anladım, o an anlatmadınız. Ama biz 1 ay önce sizinle sözümüzü tekrarladık. Eğer birbirimizden bir şey saklıyorsak, şimdi burada açıklayacağız, dedik. Sadece demişiz ama. Tzuyu, Chaeyoung, Dahyun, Mina, Momo, Jeongyeon, Nayeon... Siz, siz yalancı mısınız?

Jy: Biz anlatacaktık ama-

Jh: Aması filan yok bunun! Orada söylemeniz gerekmez miydi? Şimdi ben size nasıl güveneceğim?!

Sanki bütün bu sözleri bana söylüyordu sevdiğim kız. Ona ihanet etmişim de, bana söylüyormuş gibi hissettim.

Tz: Ben dedim. Söylemeyelim dedim. B-benim, benim suçum bu. Kızacaksan bana kız, onlara değil. Ben söyledim bu olaydan haberi olmasın diye. Tek suçlusu benim. Siz de neden koruyorsunuz ki beni?! Benim suçlu! Suçluyum ben!

Hıçkırarak ağlamaya başladı Tzuyu. Jihyo hemen yanına koştu. Her ne kadar kızgın olsa da onların hep iyiliğini istiyordu temiz kalpli meleğim.

Jh: Tzuyu sakin ol! Ya kendine gel! Tzuyu!

Jihyo, Tzuyu'ye sıkıca sarıldı. "Ben özür dilerim. Bu konudan bu şekilde bahsetmemeliydim. Tzuyu lütfen kendine gel, bırakma kendini." dedi yumuşak ve hüzünlü bir sesle.

Hr: Her geçen saniye Park Jihyo, her geçen saniye kendine daha çok âşık ediyorsun beni. Bazen dersi dinlemek yerine izliyorum seni ve sen... sen sadece mükemmelsin. Bense sana âşık bir zavallı. Senin beni seveceğini düşünmek hata olur sanırım, Sana'ya nasıl baktığını düşününce. Aranızı açmak istemem, şuandan itibaren hayatınıza hiç girmemişim gibi davranmanız sizin için iyi olacak. Seni sevdiğim için özür dilerim Park Jihyo... 3 yıllık karşılıksız aşkımı kendime saklamalıydım, hep yaptığım gibi...

Ben bunları söylerken yüzünüze bakacak cesareti bulamıyordum kendimde. Yere odaklanmış bakışlarımı, aranızdan birinden duyduğum adımla kaldırdım.

Sn: Haeryung... Ağlamayı kes! Senin güçlü olman gerekiyor. Jihyo güçlü insanları seviyor anladığım kadarıyla ve Jihyo ile sevgili olmak istiyorsan bunu yapmak zorundasın. Bunun aşk üçgeni filan olduğunu düşünebilirsin, dedi tam karşımdayken. Ama yanılıyorsun. Ben kimseye âşık değilim. Siz ikiniz âşıksınız sadece. Ayrıca söyler misin? 3 yıllık karşılıksız aşkın iki kişilik olma zamanı gelmedi mi? Hadi git onu öp, dedi kısık bir sesle. Bunu yapabilirsin Haeryung. Hadi.

Sana'nın yavaş adımlarla okula doğru gidişini izlerken Jihyo'nun "Sana!" diye bağırdığını duydum. "Sana..." Sana'nın gelmeyeceğini bile bile dudaklarından son kez dökülmüştü bu isim.

take my hand, sahyo.Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang