21

330 27 168
                                    

Paris şehrine güneş ışıkları yeni yeni gelmeye başlamıştı. Parlak ışınlar göz alıcı şekilde ışıldarken insanlar sokaklara henüz dökülüyordu. Kalabalık caddelere dökülürken Agreste Malikanesi'nde soğuk rüzgârlar esiyordu.

Gabriel Agreste, dakikalar önce açtığı kasada Mucizeleri ve kitabı görememişti. Tabii ki bu çıldırması için yeterli bir sebepti. Kasabın kapağını açtığında onları göremeyince birkaç saniye gri, metal kutuyu olduğu yerde oynatmayı denemişti. Her şeyin farkına vardığındaysa "Nathalie!" diye çığlığı basmıştı. Siyah saçlı kadın, ağır adımlarla Gabriel'ın odasına geldiğinde sinirlice ona baktığını gördü. "Nathalie, kasa boş!"

"Ne?" diyerek şaşkınlığını açıkça belli etti, Gabriel," ona ilerleyip "Eğer yoklarsa nereye gidebilirler, Nathalie?" dedi Gabriel çatık kaşlarıyla. Yüzü kasım kasım kasılırken içerisindeki endişe büyüyordu, düşünemiyordu. Beyni durmuştu, elleri sinirle titriyordu. Nathalie, kamera kayıtlarını incelemek için bilgisayarı açtı, Gabriel Agreste'in parmak izleriyle kilit kırılırken siyah saçlı kadın, dün geceki kamera kayıtlarını açtı fakat, kameraların etkisiz hâle getirildiğini gördüler. "Evde kamera olduğunu bizden başka bilen- Adrien!" Saçlarına aklar düşmüş olan Gabriel Agreste, oğlunun böyle bir şeye kalkıştığına inanıyordu.

"Saçmalama, Gabriel. Adrien, yapmaz, o senin oğlun."

"Neyi Adrien yapmaz?" diye rol yapan masum ifadesiyle sarışın belirmişti. "Mucizeler ve kitap gitmiş, kamera kayıtları da kesilmişti." dedi Nathalie açıklayıcı bir şekilde. "Ben, bilmiyorum, aşağı baktınız mı?" diyerek planını yürütmeye devam etti, amacı babasını savaş alanına çekmekti. "Belki babam çalışırken orada bırakmış olabilir."

Gabriel, "Sen burada kal, Nathalie." Eşinin tablosundaki gizli tuşlara basarak aşağıya inmeye başladı, Adrien da ardından. Asansördeyken "Hazır ol, Plagg. Artık bu savaş bitmeli ve gerçek savaş yapılmalı." dedi kararlı bir ses. "Dikkatli ol, Adrien. Bana bir şeyler eksik gibi geliyor. Planını ben de bilmiyorum. En kötü Uğur Böceği'ne haber ver."

"Onu riske atamam, ayrıca bu ikimiz arasında olmalı. Plana gelince işin sonunda uzun zamandır yapmak istediğim bir şey olacak."

"Ne olaca-

Küçük kwaminin sözü yarıda kesilmişti. Asansör durunca genç adam etrafına tiksinircesine baktı. Adım adım ilerledikten sonra her yeri didik didik arayan düşmanını uzaktan dikizleyip "Bence boşuna arama." deyip kollarını önünde bağladı. Yandan acımasız bir sırıtış sergilerken Gabriel'ın havalanan kaşları ile ona bakması bir oldu. "Ne demek boşuna arama?"

Genç adam ona doğru ilerleyip aralarında on metre kalıncaya dek ilerledi. "Diyorum ki Mucizeler sahibinde, gardiyanda." Bunu duyan Gabriel küplere bindi. Genç adamın yakasını tutup onu havaya kaldırdı, "Uğur Böceği'ne mi verdin?! Nasıl yaparsın, Adrien?"

Adrien, üzerindeki tişörtten yukarı doğru çekilmeyi umursamayıp "Tek gardiyanın Uğur Böceği olduğunu nereden çıkardın?" dedi, amacı onu sinirleriyle oynamaktı ve bunu gayet iyi yapıyordu. Sarışını yere, fırlatırcasına bırakıp olduğu yerde dikildi.  "Nooroo, kara kanatlar açılsın!" deyip Hawk Moth olduğunda gri maskenin ardında mimik oynatmaksızın ruhsuz bir bakış attı sarışın gence. "Bunun bedelini ağır ödeyeceksin, Adrien." diye mırıldandığında bastonunu genç adamın üzerine indirmesi bir oldu.

Adrien son anda sıyrılmıştı da sadece koluna ufak(!) bir darbe almıştı. Yaralı kolundaki akan kana baktı. Sıyrık biraz kan kaybettirse de dişlerini sıkıp işaret parmağını Hawk Moth'a doğrulttu. "Sen, busun, Gabriel Agreste!" dedi. "Karısını sevdiğini söyleyip bunun uğruna tüm Dünya'yı riske atan iğrenç adam. Seni anlıyorum ama, senin istediğin şekilde değil." Parmağını indirip bir elini yarasına kapadı. Bordo boya eline bulaşırken inledi. "Sen annemi hiç sevmemişsin, bunu çok iyi anlıyorum ve anladım. Özellikle âşık olduktan sonra. Sen bunu takıntı hâline getiren bir pisliksin."

𝙈𝙮 𝘽𝙧𝙤𝙠𝙚𝙣 𝙃𝙚𝙖𝙧𝙩  | 𝓜𝓲𝓻𝓪𝓬𝓾𝓵𝓸𝓾𝓼  (5. Sezon)Where stories live. Discover now