18

349 35 145
                                    

Not: Bu bölümde Adrien'ın tercihini öğreneceğiz. Bu sebeple düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim. İyi okumalar!

Genç adamın göz altları ağlamaktan şişmişti. Kimsenin onu görmemesini istediği Sein Nehri'nin kıyısında bir yere oturmuştu. Kot pantolonun altında kalan uzun bacaklarını aşağı sallandırdı nehrin kıyısında. Avuçlarında tuttuğu ikiz yüzüklere baktı. Onları bir an olsun nehre atmak istedi, arkasından da kendisi ama şimdi olmazdı. Başını önermiş hüngür hüngür ağlıyordu. Gözyaşları damla damla akıyor olsa da bir okyanusu doldurabilecek kadar fazlalardı. Yumruğunu sıkıp yanındaki mermere vurdu. Bunu yapmasıyla fiziki olarak da canı acımıştı. Babam dediği kişiyle düşmandı. Hayatta kalan tek ebeveyni, annesinden sonra aralarında herhangi bir bağ kalmasa da neticede onun babasıydı.

İçinden kendine küfretti. Bu adama karşı öfkesinin yanında Paris'in çektiği acının da temennisi vardı. Eline baktığında ufak bir sıyrık ile kanadığını gördü. Avucuna bakarken omzunun üzerinden tanıdık bir ses duydu: "Oh, elin çok fena Agreste."

Eğlenceli ve enerji dolu sesiyle konuşmuştu sevdiği. Onun sesini bir kilometre öteden tanıyabilirdi. Hızla bir eliyle gözlerini sildi. Başını göğe kaldırdı. Şanslıydı ki sarı saçları gözlerini kapatıyordu ve içindeki kırgınlığı gizleyebiliyordu. "Selam Uğur Böceği."

"Devriyedeydim ve seni gördüm. Sana pek rast gelmediğim için merak ettim, aslında iyi ki geldim diyorum çünkü elini pek iyi durumda değil sanırım." Genç adamın yanına oturdu. Sarışın gencin elini avuçlarına alıp dikkatle incelediğinde yüzünü ekşitti. "Uhm... Bu kötü görünüyor."

Yapma, Leydim, kalbimde bu sızı varken yapma, diye geçirdi içinden. Uğur Böceği belinden yoyosunu aldı ve açtı. "Elini buraya koy." dedi. "Yaratma gücüm seni iyileştirecektir." Genç kız, genç adamın yanıtını beklemeden eline avuçlayıp da yoyonun içine soktu. Adrien'ın elinde sanki karınca geziyormuş gibi bir his oluşmuştu. Gece saçlı kızın elini ona geri uzatması ile tekrardan eline baktı. Tüm yaralar onarılmış eskisinden daha yeni gözüküyordu. "E, neydi seni bu kadar üzen?"

"Ailevi sorunlar."

"Anladım. Burada durmamda sakınca var mı?"

"Hayır ama sana bir şey sormak istiyorum, Uğur Böceği." dedi sarışın genç. Alnına dökülen bukleleri eliyle geriye attı. "Sen iki seçenek arasındasın: değer verdiğin bir kişi ya da Dünya. Eğer sevdiğini seçersen bir kişi ölecek ama gezegeni seçersen Dünya'daki bir kötülük yok olacak."

Uğur Böceği'nin başını öne eğdiğini gördü genç adam, tabii bilmiyordu ki o anda yarasına dokunduğunu. Genç kız bunu daha önce yaşamıştı. Sevdiği ile ya mutlu olacaktı ya da mutsuz olup Dünya'yı kurtaracaktı. Dünya için sevdiği adamdan vazgeçmşti o.

Eski anılar yeniden gözünün önünden film şeridi gibi geçerken gözlerinin dolduğunu, bir damlanın yanaklarından süzüldüğünü hissetti. Bakışlarını gök kubbede sabitleyip sarışın gence bakmadan, gizlice gözlerini sildi. Adrien'a bakıp "Ben bu seçimi daha önce yaptım, Adrien. Dünya için sevdiğim, aşık olduğum kişiden vazgeçtim." dedi.

Adrien ne olduğunu az çok anlamış ve sevdiği kıza bu duyguları yaşatanın o olduğunu hatırlayınca kendisinden bir kez daha nefret ediyordu. "Zor bir seçim olmalıydı. Aslında maskenin ardında neler yaşadığını bilmiyoruz, insanların hiçbir sorunun yokmuş gibi sana yüklenmesi çok yanlış."

"Bunun verdiği bir baskı da var tabii ama potansiyel herhalde, başa çıkıyoruz." gülümsedi mavi gözlü kız. "Bunu neden sordun anlamadım ama umarım yardımcı olabilmişimdir."

𝙈𝙮 𝘽𝙧𝙤𝙠𝙚𝙣 𝙃𝙚𝙖𝙧𝙩  | 𝓜𝓲𝓻𝓪𝓬𝓾𝓵𝓸𝓾𝓼  (5. Sezon)Where stories live. Discover now