16

330 25 82
                                    

Flashback

Genç adam sıkıntıyla iç çekti. Kaşları çatılırken gömleğini hemen ucunda, bileğinde yer alan kol saatine baktı. Buluşma saati geçeli yirmi dakika olmuştu. Kızlar neden hep geç kalmak zorunda, diye düşünürken taranmış sarı saçları, beyaz gömlek ve siyah kumaş pantolonuyla yaşıtı olan gençlerden farklı olarak beyefendi imajı veren bir görüntüye sahipti. Soğuk bakışları oturmuş olduğu masadan görülen kafenin kapısına dönmüştü. Tam yirmi dakikadır o Mucizelere sahip olmak için var olan isteği yüzünden işbirlikçisi olacak kişiyi bekliyordu.

Nihayet kahverengi saçları beline uzanan dalgalı yapılmış saçları ve yeşil gözlerin sahibi içeri adımladı. Lila'nın altına giydiği dar siyah pantolon, kırmızı bluz ve kör ceket uyumlu bir kombin oluşturuyordu. Dudaklarını bürüyen kahve tonlarındaki ruj ise buğday teniyle uyum içerisindeydi. Felix'i görür görmez onun olduğu yere ağır adımlarla ilerledi. Kızın geldiğini gören genç adam, ayağa kalktı ve büyük bir ağırbaşlılıkla genç kızın elini sıktı. "Hoş geldiniz, Bayan Rossi." Eliyle karşısındaki sandalyeyi işaret etti. Genç kız oturduktan sonra üzerindeki giysileri düzeltip kot ceketi çıkardı. "Geç kaldığım için özür dilerim, Felix."

Lila'ya başını sallayarak gönderdiği af ifadesiyle birlikte bir garson geldi. "Hoş geldiniz, efendim. Bir şey alır mıydınız?"

Lila, "Bir Espresso lütfen."

Felix, "Sade kahve."

Genç adam siparişini verdikten sonra ellerini birbirine kenetleyip karşısındaki kıza baktı. "Benimle ne konuşmak istiyorsun?"

"Sana bir teklifim var, Lila." Siparişler de geldi bu sırada.

"Teklif mi? Ne teklifi?" Meraklı gözlerle genç adamı süzerken bir elini çenesine yaslamıştı. "Sana benimle ortak olup Uğur Böceği ve Kara Kedi'yi yenmeyi, amcamdan o Mucizeleri alarak Dünya'yı ele geçirmeyi ve para teklif ediyorum." Oturduğu yerde doğruldu ve bardağından bir yudum aldı. "Uğur Böceği'nden ne kadar nefret ettiğini biliyorum. Amcamdan Mucizeleri almamız sonucunda ona ihanet etmiş olacaksın ve muhtemelen seni yanında çalıştırmayacak ve ortada kalacaksındır. Tam 500.000$ teklif ediyorum. Bana eksiksiz şekilde yardım etmen koşuluyla." Acımasızca sırıtarak dişlerini gösterdi.

Genç kız dilini yutmuş gibiydi. Böyle büyük bir teklif beklemiyordu. Kafasında bir şeyleri ölçüp biçti ve "Neden ben peki? Kendine ittifak kuracak birini bulabilirdin." dedi ve sıcak kahveyi dudaklarına götürdü. Felix bacak bacak üstüne attı. "Sen tehlikelisin Lila. Kolay kolay iflah olmazsın, acımasız ve o sözde kahramanlara nefret dolusun."

"Tamam, kabul ediyorum."

"Güzel." dedi Felix. Genç kız kaşlarını çattı. "Aslında bir plan yapmıştım. Sadece emin değilim."

"Neden?"

"Gabriel Agreste'e yaklaşmanın en iyi yolu Adrien kılığına girmekti ama bunu pek çok kez yaptığım için artık onu kandıramam. Ancak sen varsın." Sırıttı. "Seninle amcama yaklaşabilir ve onu kandırabiliriz."

"Ama," dedi Lila duraksayarak. Gözlerini kısıp "Beni tehlikeye atmadan ona Gabriel Agreste'e yaklaşmanın bir yolu var." Elini yumruk yaptı, masaya vurdu hafifçe. "Adrien. Onun saf ve masum kişiliğini kullanacağız."

Felix alaylı şekilde kıkırdadı. "Fikriniz güzel, Bayan Rossi." deyip arkasına yaslandı. "Her ne kadar Adrien Uğur Böceği'nin güvendiği biri olsa da Adrien'a ne teklif edersek edelim, ne söylersek söyleyelim ona ihanet etmez."

Lila şaşırmıştı açıkçası. "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

Felix bilgiç bir yüz ifadesiyle genç kızın yüzüne yaklaştı. "Kuzenimin Kara Kedi olduğunu bilmemden sanırım." Genç kızın kaşları havanırken "Nasıl yani? Adrien gerçekten Kara Kedi mi?" diye sordu.

"Adrien, o aptal kıza asla ihanet etmez, hele ki aşkla bağlı olduğunu varsayarsak." derken gözlerini devirdi. Ona göre aşk bir mantıksızlık, zayıflıktı. Ellerini masada birleştirip omuzlarını düşürdü. Ellerine başka ellerin değdiğini hissedince bakışları karşısındaki kıza döndü. "Peki, ya sen? Aşkı neden aptallık olarak görüyorsun? Bence güzel bir duygu?" Genç adamın bu temasla anlamdıramadığı bir şey olduğu aşikardı. Ne hissetmişti böyle daha ilk çekimde? Hızla ellerini çekip "İşimize bakalım." demişti panikle.

Genç kız ellerin kendisinden uzaklaştığını fark edince boşta kalan ellerini kendisine çekti. "Tamam," diye mırıldanıp başını salladı. "Sen amcama yaklaşıp elindeki Graham De Vanily ikiz yüzüklerini ele geçireceksin-

"Bir dakika, bu yüzükleri neden istiyorsun?" Felix gergince arkasına yaslandı. Boynundaki kravatı düzeltip "Bu sizi hiç ilgilendirmez." diyerek genç kızı memnun etmeyen bir karşılık verdi. Tabii ki his canavarı olduklarını bu kıza söylemeyecekti. Yoksa bunu ona karşı kullanabilirdi. Lila Rossi'ye, yalancılıkta bir numara olan bu kıza, zerre güvenmiyordu. Ama, diye düşündü. Bunu Adrien'ın aleyhine kulllanabilirdi. Yaptığı araştırmalarda ona dair pek çok şey bulmuştu. Bunu Adrien'ın aleyhine kullanabilirim, diye geçirdi içinden. "Şimdi düşününce bunu bilmenizde sorun olmadığını anlamış oldum."

Derince bir nefes aldı. "Adrien bir his canavarı aynı zamanda." Genç kızın kaşları kalkmıştı. "Ama tam olarak da değil. Bundan  yıllar yıllar önce, Adrien ve ben yokken belki daha fazladır; emin değilim, teyzem ve amcam Tavus Kuşu ve Kelebek Mucizelerini bulmuşlar Tibet'e yaptıkları bir yolculukta. Bu broşları, çift broşu gibi düşünerek takmışlar ama ne yazık ki," omuzlarını düşürdü. "Teyzem, kırık Tavus Kuşu Mucizesini bilmeden taktı ve kullandı. Bu, onun hastalanmasına ve ölmesine sebep oldu ama teknik olarak ölmedi; komaya girdi ve amcam yıllardır onu evin altındaki özel bir odada tutuyor. Bir tabutta." Tekrar derince bir iç çekti genç adam.

Genç kız onun duraksamasından yararlanarak "Sen bu kadar şeyi nereden biliyorsun? Üstelik tüy ürpertici gerçekler bunlar." dedi. "Teyzemin günlüğünü okudum."

"Her neyse, Adrien'ın his canavarı olmasına gelecek olursak Agreste çiftinin çocukları olmuyordu. Bunun için Tavus Kuşu Mucizesi ile bir çocuk yarattı, teyzem. Büyüyebilen, insanı tüm özelliklere sahip bir çocuk. Yıllarca hasta bir şekilde yaşamını sürdürdü ve en sonunda gözleri ebediyete kadar kapandı. Adrien'ın tüyü de o yüzüklerden birinde." Bir elini düz açıp diğer eliyle üzerine hafif ses çıkartan bir yumruk bastırdı. "Adrien'ı kendi tarafımıza çekemeyiz belki ama onu kontrol edebiliriz. Böylece," sırıttı. "Kara Kedi Mucizesini de ele geçirebiliriz."

"Yani benim amacım Gabriel Agreste'i kandırıp elindeki o yüzükleri almak."

"Evet," dedi. "Ama ben sana işaret vereceğim. Amcamla konuşacağım. Bana Mucizeleri vermeyi reddederse ki reddedecektir, ben sana işaret vereceğim. Sana işaret verdikten sonra çok uzun vadede olmadığı sürece istediğin zaman harekete geçebilirsin."

Elini uzattı genç kız. Genç adamın elini sıkarken "Anlaştık," dedi.

Felix, "Anlaştık."

Ve böylece ittifak kurulmuş oldu.

Flasback End

&&&

Selam, canlarım. Bu kez kitabı öldürmeden geldim. 10 gün kadar -belki daha uzundur- bir süre sonra bölüm attım. İlk kez Lilix'i kaleme aldım. Aranızda Lilix seven var ?
Düzeltme: _Loussica_ hariç. Ayrıca bu bölüm, kitapta fazlasıyla emeği geçmesinden, beni yorumlarıyla mutlu etmesinden dolayı ona ithafendir.

Umarım bölümü sevmişsinizdir. Ben çok beğenerek yazdım ve anlattıklarımı da beğendim (ne kadar egoist bir yazar JEKEJJEOWOWJEJ).

Her neyse, oylarınızı, yorumlarınızı bekliyorum.

Sizleri seviyorum ve bir sonraki bölümde görüşmek üzere, diyorum.

<333 💖

-deniz,2022
[07.08.22]

𝙈𝙮 𝘽𝙧𝙤𝙠𝙚𝙣 𝙃𝙚𝙖𝙧𝙩  | 𝓜𝓲𝓻𝓪𝓬𝓾𝓵𝓸𝓾𝓼  (5. Sezon)Where stories live. Discover now