Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bir Hafta Sonra...
❄️|Jack
"Olmaz öyle şey! Bir kaç santim ilerisinde olan şeyi görmüyorsun Jackson! Doktora gideceğiz. Çoktan randevu aldım." Bütün itirazlarıma rağmen annemi ikna edememiştim. Oflayarak odama döndüm. Zack okulda olduğu için odam şu an boştu. Benden bir buçuk saat sonra dersleri bitiyordu.
Odamın kapısını kapatıp telefonumu çıkardım. Hızlıca Elsa'yı arayıp aramayı hoparlöre alıp telefonu masamın üstüne koydum. Üstümdeki sweatshirtü çıkarırken Elsa, aramamı açmıştı. "Alo?" "Elsa. Bugünkü antrenmana gelemeyeceğim." Elsa şu an karşımda olsaydı büyük ihtimal kollarını göğsünde bağlayıp tek kaşını kaldırırdı. O hissi hissetmiştim. "Nedenini öğrenebilir miyim?" Nefesimi ağzımdan dışarı verdim. O sırada eşofmanımı çıkarıyordum. Giyinirken çok yavaş davranıyordum. Pişman değilim.
"Annem gözlerimin bozulduğundan şüpheleniyor. On dakika sonra hastaneye gideceğiz. Ondan gelemiyorum." Siyah pantolonum ile siyah kazağımı elime aldım. Elsa'dan ötürü siyah giyiniyordum. O çok nadir renkli giyiniyordu. Artık benim durumumda iyice ona benzemeye başlamıştı. "Önemli bir durummuş. Beni haberdar et." Kaşlarımı kaldırıp imayla sırıttım. "Sen benim için mi endişelendin?" "Kapatıyorum Frost." Telefonun kapanma sesi gelince güldüm. "Bende seni seviyorum kar tanesi." Saçlarımı üstün körü düzelttikten sonra hazırdım.
Telefonumu cebime atıp dışarı çıkmak için kapıyı açtığımda annem ile yüzyüze gelmem bir oldu. "Anne?" dedim sorarcasına. Tek kaşımı kaldırmıştım. Annem boğazını temizledi. "Hazır mısın diye bakmaya gelmiştim. Gördüğüm kadarıyla hazırsın. Emma birazdan gelecek. Gidelim hadi." Alelacele uzaklaşınca ne yapmaya çalıştığını anladım. Sesimi konuşup kiminle konuştuğumu çözmek için kapımı dinliyordu. Emma'nın shipperlık genlerini kimden aldığı o kadar belli oluyordu ki.
Kapı çaldı ve içeri Emma girdi. Annem durumu ona kısaca özetledi. Annem ceketini giyerken Emma işaret ve orta parmaklarını yuvarlak hâline getirip gözlerine koydu. Onun bu hâline göz devirip alnına bir fiske attım. Gülerek odasına gitti. Ceketimi alıp üstüme geçirdim. Siyah botlarımı giydim ayağıma. Dün akşam biraz kar yağmıştı. Etraf büyük ihtimal sırılsıklamdır. Annemle hızlıca aşağı inip yürümeye başladık. Hava ayaz yüzünden soğuktu. Ceketime sarıldım. Annem koluma girip başını omzuma koydu. Yapmayı en sevdiği alışkanlık buydu. Ondan uzun olmaya başladığım andan beri ne zaman yan yana yürüsek böyle yürürdü.
"O konuştuğun kız kimdi Jackson?" Ne demiştim ben size? "Arkadaşım anne." "Bende seni seviyorum dedin ama kıza." Bu kadında nasıl kulaklar vardı?! "Anne ben onu Rapunzel'e de söylüyorum. Kız olması bunu söylememem için bir neden değil." Annem beni başıyla onayladı. Ardından günlük konular hakkında konuşarak hastanenin yolunu tuttuk.
