❄️Kırık Buz Parçaları❄️

643 27 109
                                    

Kar Tanesi'ne âşık olduğum günü çok iyi hatırlıyorum

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Kar Tanesi'ne âşık olduğum günü çok iyi hatırlıyorum. Tanıştığım günü hatırlamıyorum. Büyük ihtimal tanışmamış, herkes gibi bende onu dedikodulardan tanımış, ardından ondan nefret etmiştim.

Elsa Arendelle. Norveç'in en zengin ailesi olan Arendelle ailesinin ilk çocuğu. Kalacak mirasın varisi. Daha doğrusu mirasın sahibi.

Çünkü Elsa on bir, Anna on yaşında iken aileleri öldürüldü. Şüpheli olarak Elsa'yı tutukladılar. Nedeni ise onları doğrayan, evet doğrayan, balta Elsa'nın elinde bulundu. Parmak izi olarak sadece Elsa'nın parmak izi vardı.

İki yıl boyunca ev hapsinde kaldı Elsa ve Anna. Bu sırada dedikodular dilden dile dolandı. İki yılın sonunda, yani Elsa on üç, Anna on iki yaşında iken Elsa masum ilan edilip serbest bırakıldı. Polisler gerçek katili göstermediler. Davayı katilleri bulmadan kapattılar.

Devlet Elsa'yı masum ilan etmişti ama insanlar etmemişti. Ortaokul ve lise yılları Elsa için zehir gibi geçmişti. Kendi kardeşi bile suratına bakmıyordu onun. Elsa yalnızdı. Tamamen yalnızdı.

Şimdi ise Elsa on dokuz yaşında. Lise son sınıfa gidiyor. Anna on sekiz yaşında ve lise ikinci sınıfa gidiyor. İkisi de aynı okulda okuyorlar. Elsa büyük ihtimal Norveç'ten taşınmayı planlıyordur. Anna ise hâlâ kardeşini suçluyor.

Gelelim benim Elsa'ya âşık olduğum zamana. Arkadaş grubumda Anna'da vardı. Hepimiz Elsa'dan nefret ediyorduk. Ona zorbalık etmiyorduk ama zorbalık ettikleri zaman sessiz kalıp izliyorduk. Suça ortak oluyorduk kısacası.

Lise ikinin bitmesine bir iki hafta falan kalmıştı. Ben elimde bir sürü kitap koridorda yürüyordum. Thiana'ya laf atan üç beş erkek ile kavga ettiğim için kütüphane cezası almıştım. Kutularla müdürün işi olduğu için kitapları üç merdiven ben, kendi ellerimle taşıyordum.

Kütüphanenin katına gelip içeri girmek için ilerlediğim zaman birine çarptım. Elimdeki kitaplar dört bir yana dağılırken küfür etmemek için dilimi ısırdım. Kafamı kaldırıp kime çarptığımı görünce içime nefret doldu. Çünkü çarpa çarpa okulun Buz Prensesi'ne çarpmıştım. Ona bu ismi takmıştık çünkü o buz gibi soğuktu. Üstelik tam bir prensesti. Şımarıktı. Her şeye bir lafı ve bir itirazı vardı. Asla susmazdı. Zorbalık görünce de bizi suçlardı.

Yine de o bir kızdı. Kızlara asla saygısızlık yapmazdım. Karşımdaki bir canavar olsa bile. Bir katil olsa bile. Asla saygısızlık yapmazdım. Bu yüzden nefret dolu bakışlarımı duvara dikip, "Pardon. Önümü göremiyordum," diye mırıldandım. Ardından yere eğilip kitapları toplamaya başladım. Gözlerimi kaldırıp Elsa'nın ne yaptığına bakmıyordum ama gözümün önündeki mavi spor ayakkabıları burada olduğunu gösteriyordu.

Yakınımda olan kitapları üst üste koyup uzaktakilere gideceğim zaman kitapların üstüne konan kitaplar ile sonunda gözlerimi Elsa'nın gözlerine çıkardım.

Ve ben, o an, ilk defa Elsa'nın gözlerinde parıltılar gördüm. O an, dudaklarında ilk defa gülümseme gördüm.

"Önemli değil. Asıl ben özür dilerim. Biraz dalgın olduğum için önüme bakmıyordum." Ardından elini bana uzattı. Elini es geçip ayağa kalktım ve öfkeli gözlerimi gözlerine diktim. "Bir dahaki sefere bak o zaman." Parıltılar anında söndü. Yine o donuk bakışlar yerini aldı. Gülümseyen dudakları düz bir çizgi şeklini aldı.

"Ne bekliyordum ki? Özür dileyen herkes iyi niyetli yaklaşmaz. Sende herkes gibisin. Sadece dediklerine inanıyorsun." Bunları söylerken onunda kaşları çatılmıştı ve bana bir adım yaklaşmıştı. Öfkeli gözlerle birbirimize bakıyorduk.

"Bir katile iyi niyetli yaklaşmamı beklemen senin aptallığın." İşte. İşte ben bu andan sonra Elsa'ya âşık oldum. Gözlerinde gördüğüm kar tanelerinin parçalanaşına şahit oldum çünkü. Gözlerinde buzdan yapılmış kar taneleri vardı ve hepsi kırıldı. Tek tek kırıldı. Öfkem yerini şaşkınlığa bıraktı. Katiller benim için insan değildi çünkü onlar bir insanı öldürmüşlerdi. Duyguları olmazdı. Olsaydı insanları öldürmezlerdi.

Ama Elsa'nın duygularına şahit olmuştum ben. Sözlerim yüzünden kalbinin ve kar tanelerinin kırılışına şahit olmuştum. Elsa, "Ben katil değilim," diyip oradan uzaklaştı. Ben ise olduğum yerde kalmıştım.

Ondan sonra bütün tatilim Elsa'yı düşünerek geçti. Evine, daha doğrusu hapishanesine, Anna'yı ziyaret bahanesiyle uğradığım bile oldu. Ama Anna odasının dışında ise Elsa'nın dışarı çıkmadığını öğrendim.

Elsa'ya âşık olduğumu onu okulda görüp mutlu olduğumda anladım. Son senemizde onu mutlu etmek istememden anladım. Dostluktan fazla bir duyguydu bu. Ben onun, benimle birlikte mutlu olmasını istiyordum. Sol tarafımda hız kesmeden atan organda bıraktığı etkiyi onda da bırakmak istiyordum.

Ben, Jack Frost, Elsa Arendelle'e aşığım. Bunu anladığımdan beri tek amacım gözlerindeki kar tanelerini iyileştirip sonsuza dek parlamasını sağlamak. Bu amacımı gerçekleştirene kadar da durmaya hiç ama hiç niyetim yok!

~❄️Bölüm Sonu❄️~

Bu kitap, en sevdiğim JElsa yazarlarına ithafen♥️ Elsa-Frost1 xsquirrell Snowflake_Moonlight

ice princess ❆ jelsa ✓Où les histoires vivent. Découvrez maintenant