7- "My Little Baby"

6.6K 611 370
                                    

Kontrol edicem demiştim ama edemedim zaten uzun bölüm bildiğim şeyleri baştan okuyamam hata varsa belirtin lütfen düzeltirim

Bu arada benim genel yazdığım ortalamaya göre uxun olduğu için bol bol yorum yaparsınız umarım watty sürekli hata verirken o kadar uğraşarak bu bölümü yazmaya çalıştım  güzel yorumlarınızı görmek beni mutlu eder.

İyi okumalar❤️

——

Jimin yaklaşık yarım saattir burnunun ucunda uyuyan adamı inceliyordu. İlk uyandığında bulunduğu konumu anlaması çok uzun sürmüştü. Kalkmak ve kaçmak istemiş ancak adamın uzuvları o kadar ağırdı ki yerinden bile kıpırdayamamıştı. Sonra 'eşinin' suratını incelerken bulmuştu kendini.

Öylece duruyor kıpırdamıyor, sakin sakin nefesler alarak sessizce izliyordu. Yakışıklı bir adamdı. Çok yakışıklı... rüyalarında yüzü bu kadar net değildi sanki tam hatırlayamıyordu. Şimdi fark ediyordu her miliminin bu kadar etkileyici olduğunu. İlginçtir dün ki gibi ne, korkabiliyor ne de sinirleniyordu. İstesede yapamıyordu bunu. Kokusu güven veriyor, iyi hissettiriyordu. Aslında kaşlarını çatmadığında çok sevimli bir yüzü vardı.

Alfa Gözlerini kırpıştırıp, ağzını şapırdattığında Jimin ne yaptığını yeni fark ediyordu. Vücudunu ani bir panik kapladı, zaten kaçıp gidemiyordu. Gözlerini kapatıp uyuyor taklidi yapmaktan başka çaresi yoktu. Yüzünü elinden geldiğince ifadesiz tutmaya çalıştı. Jungkook biraz hareketlenmiş uzuvlarını esnetmişti. Jimin üzerindeki ağırlığın büyük çoğunluğundan kurtulduğunda rahat bir nefes aldı.

Jungkook zaten iri yapılıydı, göründüğünden de çok daha ağırdı. Kollarıyla omegayı sıkı sıkı sarıp, bacaklarıyla ince bacakları hapsederse, ağırlığının yarısıyla üzerine çıkarsa, Ufak tefek omeganın parmağını bile zar zor kıpırdatması anormal değildi.

Jimin kendini oldukça rahatsız hissediyordu. Her yeri tutulmuştu, gerinmek ve kaslarını açmak istiyordu ama tepki veremezdi.

Onun kendini izlediğini hissedebiliyordu, aldığı derin nefesler yüzüne vuruyordu. Çok yakın olduklarını, kokusunu daha yoğun aldığından anlayabiliyordu. Omega Hafif hafif titriyor gibiydi, onun ne yapacağını ve kendisinin ne tepki vereceğeni bilemiyordu. Kendi titremelerini durdurmaya çalışarak kurduna sakin olması için emirler gönderdi.

Jungkook çok daha fazla yaklaşmış en sonunda dudakları, Jimin'in dudak kenarlarına dokunmuştu. "Beni beğenmedin mi?" Diye fısıldadı eşinin kulağına doğru.

Jimin fark edildiğini anladığında bu kez oldukça belirgin şekilde titredi, soluğu kesildi. Birbirlerine yapışmış gür kirpikleri yavaşça açıldı ve yeşil hareleri ortaya çıktı. Jungkook söyleyeceklerini unuttu onun bu güzelliğini gördüğünde, gözlerinde kaybolmuştu. Yüzüne yapışmış olan gülümsemesiyle omegasına izliyordu.

"Bırak beni." Dedi omega kısıkça.

Jungkook bıkkın bir şekilde nefes aldı, geldiğinden beri ağzından başka bir cümle çıkmıyordu. Ama sorun değildi, elbet o da kendisine alışırdı. Güne birbirlerinin aşkıyla başlarlardı.

"İyi uyudun mu?" Diye sordu ılımlı bir sesle Jungkook. Eşinin dağınık dalgalı sarı saçlarını okşadı.

Jimin cevap vermek konusunda epey kararsızdı. Kontrolün tam olarak kendisinde olduğu söylenemezdi. İçindeki kurt onu sürekli baskılamaya çalışıyordu ve kendi korkusuda alfayı terslemesine engel oluyordu. Tabii bir diğer etken ise bu sorunun cevabıydı. Evet güzel bir uyku çekmişti, hatta öyle ki hayatının en güzel uykusuydu ve bunun cevabını vermekten utanıyordu. Omegasının davranışları için kurdunu, korkusu için de Jungkook'u suçlayabilirdi ama itiraf etmekte zorlansa bile kendi duygularından kaçamazdı.

Miracle in the PaintingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin