"Nasıl sakin olabilirim?" Jisung sesinin biraz yüksek çıkmasına engel olamazken ağlamaya başlamıştı çoktan. Annesinin, oğlunu bu şekilde görmek yüreğinin parçalanmasına sebep olmuştu. Oğlunun saçlarını öptü ve eliyle yanağındaki yaşları sildi.

"Jisung."

"Bana bak, Jisung." İki kez seslenmesiyle omeganın gözleri gülümseyen annesine çıktı. "Henüz kesin değil, tamam mı? Test pozitif çıksa bile kesin olmayabilir. Doktora gideriz, öyleyse de..."

Biraz duraksadı. Ardından oğlunun sulu, kızarmış gözlerine baktı. "Öyleyse de önünde iki seçenek var, aldırmak istersen aldırırız. İstemezsen de sorun değil, ben sana da torunuma da çok iyi bakarım bir kere."

Jisung'ın içini rahatlatmaya çalışıyordu. "Şimdi bekle tamam mı? Çıkma buradan." Jisung burnunu çekerken başıyla annesini onayladı.

Bayan Han derin bir nefes verip banyodan çıktı ve kapıyı kapattı. O sırada merdivenlerden yukarı çıkmakta olan alfayla karşılaşmıştı. Minho adımlarını yavaşlattı ve başını hafifçe eğerek kadına selam verdi. Bayan Han ise onunla uğraşamayacak kadar tedirgin ve endişeliydi. Hızla merdivenlerden aşağı inip evden dışarı attı kendini.

Minho, dudaklarını birbirine bastırıp kaşlarını çattı. Kadının yüz ifadesi, değişik gelmişti. Korkmuş? Üzgün? Ayırt edemiyordu. Omzularını silkip merdivenin kalan birkaç basamağını daha çıktı ve banyonun yanındaki tuvalete girmek için adımladı.

Bu sırada Bayan Han ise çoktan eczaneye varmıştı bile, hem koştuğu hem de eczanenin çok yakın olmasından dolayı. Hızlıca, ne olur ne olmaz diye iki tane gebelik testi alıp, cebine koyarak aynı hızda yolu geri döndü. Evine girip sanki hiçbir şey olmamış gibi nefes nefese kaldığını belli etmemek adına sakince çıktı merdivenleri.

Ardından banyoya girdi, Jisung aynı bıraktığı yerde, bıraktığı gibi onu bekliyordu. Bayan Han cebindeki testin birini çıkarıp oğluna uzattı. "Nasıl yapacağını biliyorsun değil mi?" dedi almaya çalıştığı nefeslerinin arasından. Jisung, onu onayladığında ise diğer eliyle oğlunun elini pat patlamış ve başıyla onu onaylamıştı. "Dışarıda bekliyorum tamam mı?"

Ardından kapıyı açıp dışarı çıkmıştı. Kapanan kapıyla Jisung, hızla gözlerini silip testin paketini açtı. Yanlış bir şey yapmamak adına yine de prospektüsten kullanımını okudu ardından beklemeden testi yaptı.

Birkaç dakika içinde işini bitirmişti. Peçetelikten birkaç peçete kopardı ve çamaşır makinesinin üstüne koydu. Peçetelerin üstüne de testi yerleştirip ellerini yıkadı. Şimdi ise beklemesi gerekiyordu. Derin bir nefes verip çamaşır makinesinin tam önüne, yere oturdu. Avuç içleriyle yüzünü kapattı. Neler hissetmesi gerektiğinden emin değildi. Dünkü anılar birer birer zihnine dolarken tekrar gözyaşları düşmeye başlamıştı. Gerçekten hamileyse ne yapacaktı? En önemlisi Minho ne diyecekti?

Kafasını iki yana salladı. "İlaç içtim ben." dedi kendi kendine. "Olamaz, annem yanılıyor."

Jisung'a yıllar gibi gelen birkaç dakikanın ardından, genç omega burnunu çekip ayaklanmıştı. Derin bir nefes verdi, bakmak istemiyor ama bir o kadar da istiyordu. Heyecandan kalbi gümbür gümbür atmaya başlamıştı. Elleri de buna paralel olarak titriyordu, hatta sadece elleri değil sanki tüm vücudu titriyordu.

Çamaşır makinesine doğru dönüp elleriyle gözlerini kapattı. "Ay bakamayacağım sanırsam." Ofladı ancak bu sadece aradan birkaç dakika daha geçmesini sağlamıştı. Öylece bekliyordu, yeterince cesareti yokmuş gibi hissediyordu. "Hayır bakabilirim." Ellerini araladı ancak testin ucunu görmesiyle hemen geri kapatmıştı. "Hayır bakamam!"

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now