Bölüm 22

185 18 34
                                    

Bardalph Sheran'a dönmeden önce anahtarı kilitte çevirdi ve cebine attı.

"Neden birkaç saat rahatsız edilmeyeceğiz?" diye sordu Sheran. "Ayrıca kapım neden kilitleniyor?" Pencerenin önünden ayrılmayan Sheran çenesini kaldırdı.

"Çünkü karımın kaçma huyu var ve ben de rahatsız edilmeden konuşmak istiyorum," dedi Bradalph Caden'ın karşısında durduğu gibi uzun boyuyla kapının önünde dikilirken. "O herifi Steradale'e neden çağırdın?"

"Beni ilk karınla karıştırdın galiba," dedi Sheran. "Ve onu ben çağırmadım,"

"Seni almaya geldiğini söyleyip durdu!" Bardalph'ın elleri iki yanında yumruktu.

"Ona da söyledim sana da söylüyorum, kimseyle kaçmak gibi bir niyetim yok!" Tek başıma kaçarım daha kolay, diye düşündü Sheran içinden.

"O zaman bu cesareti nereden buluyor Sheran?"

Sheran omzunu silkerek "Senin benimle evlenme cesaretinden sanırım," dedi. "Uzaktan bir ahmak gibi görünüyor olmalıyım."

"Kendinle alay ederek konuyu değiştirmeye çalışma Sheran," dedi Bardalph ve göl tarafını işaret ederek ekledi. "O herifin de benimle alay etmesine izin vermem, bilesin."

"Ne konuştuğunuz hakkında hiçbir fikrim yok." Sheran'ın gözleri adamın ellerinin üzerindeki kızıllıklara takıldı. Konuşmadan çok birbirlerini yumruklamışlar gibi görünüyordu. Umarım birbirlerinin canını iyice yakmışlardır diye düşündü, lakin kocasında ellerindekiler hariç herhangi bir yara bere ya da kırmızılık göremedi. Aslında bu onu rahatlatmamalıydı, son zamanlarda kendiyle çelişmekte kimse eline su dökemezdi.

"Senin ona neler söylediğini öğrenip öğrenmediğimi mi bilmek istiyorsun?" Bardalph birkaç adım yaklaştı, ancak kendine hakim olamayacakmış gibi yarı yolda durdu.

"Ona tıpkı anlaştığımız gibi kocamı çok sevdiğimi ve çok mutlu olduğumuzu söyledim," dedi Sheran içini çekerek. Sözlerinin en azından başı doğruydu ve artık bunu kabullenmekte zorlanmıyordu. O çoktan kocasının pençesine düşmüş ve çok korktuğu gibi hastalığa yakalanmıştı "Ve onu görmek istemediğimi..."

"Sana inanmıyorum," dedi Bardalph. Gözleri Sheran'ın oldukça kontrollü yüzünde bir açık arar gibi kısılmıştı."Sana dokunmadığımı biliyordu."

"Bana da aynı şeyleri söyleyip durdu," dedi Sheran. "Çalışanlarının birinden öğrenmiş olmalı."

"Nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun?"

"Kendimi biliyorum," dedi Sheran alayla. Kocasının da fark ettiği gibi üzerinde haklı olmanın ve yanlış bir şey yapmadığını bilmenin sükûneti vardı. "Seni de tanıdığımı var sayarsam ki çok çabuk fikir değiştirebiliyorsun." Sanki düşünürmüş gibi gözlerini kıstı. "Bu kıskanç koca tavırlarını kesinlikle anlayamıyorum."

"Yerimde kim olsa o herifin karısının etrafında dolanmasından rahatsız olurdu," dedi Bardalph. "O yüzden öfkemi küçümsemeye kalkarak geri çekileceğimi sanıyorsan yanılıyorsun."

"Küçümsemiyorum," dedi Sheran sert bir sesle. "Sadece seni anlamıyorum o kadar."

"Anlamayacak bir şey yok, evli olduğumuz sürece yeminine sadık kalman gerekiyordu, senden tek beklediğim buydu," dedi Bardalph. Hala Sheran'dan uzak durmaya çalışıyor gibiydi. "Sana iftira atmasınlar diye evlendik biz Sheran, bana boynuz takasın diye değil."

Bardalph sözlerinin ne kadar yaralayıcı olduğunun farkında değil miydi? Onu sevdiği için değil arkadaşının kardeşini korumak için evlendiklerini bilmesine rağmen onu hala arzulanacak bir kadın olarak görmediğini anladı. Bu da öfkesinin bir saman alevi gibi parlamasına neden oldu.

KAR KÜLLERİWhere stories live. Discover now