Bölüm 13

168 23 17
                                    


Sheran, hizmetçisi Lilly'nin elinden aldığı elbiseyi kapağı açık sandığa adeta fırlattı.

"En çok lazım olacakları yanıma alıyorum," dedi Sheran bir şalı daha sandığa gönderirken. "Geriye kalanları, Caswell'de ihtiyacım olacak kıyafet ve eşyaları az çok tahmin edebilirsin Lilly. Arkamdan Jankenson ile getirirsiniz." Bir şapkayı seçenek dışı bırakarak yatağına attı. "Nakış desenlerimi ve kitaplarımı zarar görmeyecek şekilde paketle lütfen. Geçen sefer hepsi birbirine girmişti. Yeniden tasnif etmem bir haftamı aldı."

Bir yandan iki çift ayakkabıyı birer elinde tutarak kaldıran Lilly, hanımına gösterirken diğer yandan "Bir daha olmayacak efendim," dedi gayretkeş bir şekilde.

"Halamın eşyaları hazır mı?" diye soran Sheran koyu renk çifti işaret etti.

Bezden bir torbaya giren şanslı ayakkabılar sandığın dibini boylarken Sheran abisinin sesiyle kapıya döndü.

"Halamı bu sefer peşinden sürükleyemezsin Sheran," diyen Tarner, içeriye girip odanın dağınıklığına kaşlarını çattı. "Lilly bizi yalnız bırak. Ve halamın sandığının geri boşaltılmasını sağla."

Hizmetçi kız ancak Sheran'ın onayını aldıktan sonra Lord Adlar'in önünde hızlıca dizlerini kırdı ve iki kardeşi yalnız bıraktı.

"Yine nereye gittiğini zannediyorsun sevgili kardeşim."

Tarner çok nadir telaffuz ettiği sevgi sözcüklerini gerçek anlamlarının dışında kullanırdı.

"Halamın benimle gelmesine engel olabilirsin, ağabeycim ama bana karışamazsın." Sheran'ın, uzun boylu bir kadın olmasına rağmen abisine kafa tutabilmek için başını kaldırması gerekiyordu.

Tarner'ın birkaç günlük sakallı yüzü yorgun görünüyordu. Boyun bağı takmaya zahmet etmemiş, yeleğinin düğmelerini azat etmiş ve beyaz gömleğinin kollarını dirseğine kadar katlamıştı. Benden daha pejmürde görünüyor diye düşündü Sheran.

"Adlar ismini taşıyan ve benim hanem altında yaşayan herkes benim sorumluluğum altında. Pekâlâ da karışırım."

"Babamız gibi konuştuğunun farkında mısın?" Sheran abisinin bam telinin nerede olduğunu ve ona nasıl dokunacağını çok iyi biliyordu.

Abisinin kendisini zor zapt ettiği gözlerinden anlaşılıyordu, koyu mavilikler daha da kararmış ve kısılmıştı.

"Belden aşağıya vurma, zararlı çıkarsın."

"Adlar hanesinin gelecek varislerini daha doğmadan ortadan kaldırmamı istemiyorsan, bana patronluk taslama Tarner."

Abisi pencereye gidip gelerek sakinleşmek için kendine vakit tanıdı. "Seninle tartışmadan konuşmamız hiç mümkün olmayacak mı?"

Tarner gerçekten yorgun görünüyordu. Onu Eroan'dan koşa koşa Kent'e getirmek için ille bir skandalın baş aktristi olması mı gerekiyordu? Elbette bunu söylemek yerine daha da ağır konuştu.

"Yüzünü gördüğüm mü var ki tartışmaya vakit bulayım. Onca işin arasında metreslerini bile daha sık ziyaret ettiğine eminim.

Tarner sakin kalmakta zorlanıyor gibi görünüyordu. "Biz kardeş olabiliriz Sheran ama bunlar bir erkekle kadının konuşacağı konular değil, Tanrı aşkına!" Yüzünü elleriyle sıvazladı ve daha sakin bir tonda konuşmayı denedi. "Kimin için bu kadar çalıştığımı zannediyorsun?"

"Biz seni yılda bir kere görmek yerine daha az paramız olmasını tercih ederdik."

"Öyle mi?" Tarner alayla güldü. "Eğer ben o kadar çok çalışmasaydım sevgili babamızın borçları yüzünden Caswell'i elimizde tutmamız mümkün olmayacaktı. Sen de her başın sıkıştığında kaçacak bir yer bulamayacaktın."

KAR KÜLLERİजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें