Bölüm 19

155 19 14
                                    


Sheran nihayetinde odada Bardalph'ın eski eşinin sandığıyla baş başa kaldığında ne yapacağını bilememenin tedirginliğiyle odada gidip geldi. Bir ara çay isteyip istemediğini soran Lilly'den şapkasını ve mantosunu istedi. Bu odayla ve mümkünse bu evle arasına mesafe koymalıydı. Lilly holde ona yetişti, hanımına eşlik edebileceğini söyleyince Sheran kabul etmedi. Biraz yürümek ve düşüncelerini toparlamak istiyordu.

Dışarısı soğuk ve griydi, bulutlar tüm gökyüzüyle birlikte bahçenin, ağaçların ve evin rengini alıp geriye siyah beyaz bir dünya bırakmıştı.

Kuru bir dalı yerden alıp uzun kuru otlara doğru salladı. Geriye dönüp baktığında malikânenin her bir camından doğru Bardalph sanki onu gözlüyormuş gibi hissetti. Daha da uzaklaşmalıydı.

Bardalph sandığı önüne bıraktırdığında önce çok öfkeliydi, sonra Sheran'ın öfkesiyle eğlenmişti, en sonunda da onun duygularını harekete geçirip öylece bırakıp gitmişti.

Adımlarını evin görüş alanından çıkmak için hızlandırdı. Steardale'e geldiğinden beri kar nerdeyse hiç kalkmamış bu da gezintilerini bahçeyle sınırlı kılmıştı. Bir de salgın tüm ilgisini ve zamanını ondan çalınca evin etrafında çok ileriye gidememişti.

Köyün aksi yönünde, evin batısına kalan ağaçlığı gözüne kestirdi. O sırada köpeklerden birisi de peşine takılınca çok uzun kulakları olan uzun boylu hayvanın yanında gelmesine izin verdi.

"Aramızda geri dönüş yolunu bilen birisinin olması rahatlatıcı," diye mırıldandı kendi kendine hayvanın başını okşarken.

Ayaklarının altında ezilen kuru otların ve dalların eşliğinde büyük bir gürültü çıkararak ilerlediler. Ağaçların bitiminde çıplak tarlalar bulmayı beklerken ufak bir göletle karşılaşmayı beklemiyordu.

Bardalph ya sözünü tutup bu gece odasına gelirse. Bu düşünce onu titretti. Adamın öpüşünü hatırlayınca vücudunu altüst eden bu görüntüden kurtulmak için başına iki yana salladı. Eğer yine o şekilde öperse bu sefer nasıl karşı koyacaktı? Karşı koyamazsa eninde sonunda sarf ettiği tüm beylik sözlerinin yalan olduğu ortaya çıkacaktı.

Acaba tecrübesiz olduğunu itiraf edip gururunu ayaklar atına almak mı daha kötüydü yoksa adamın kendisine dokunduğunda sonunda bakire olduğunu anladığında ona yalan söylediğini kendisinin anlamasına izin ver mi?

Bulduğu bir taşı hızla göle fırlattı. Artık gidecek bir yeri de yoktu. Bu gece bir rahatsızlık uydurmalıydı yoksa her iki türlü de tehlikedeydi. Köpeğin ağalara doğru havlamasıyla irkildi. Ya yaban hayvanı kokusu almıştı ya da ağaçların arasında yabancı birisi vardı.

"Gel oğlum," dedi Sheran ileriye doğru atılan hayvanı durdurmak için. Hayvan bir ayı ya da kurdu fark ettiyse eve dönmesi en iyisiydi.

"Hector! Gel oğlum," diye tekrar seslendi.

Köpek şimdi de ağaçların arasından çıkan bir adama dişlerini göstererek hırlıyordu.

"Sheran," dedi tanıdık bir ses.

Caden'ın gölgelerden çıkmasıyla birkaç adım geriledi. Görmek istediği en son kişi işleri daha da karıştırmak için mükemmel bir zamanlamayla karşısına çıkmıştı. Adama arkasını dönerek uzaklaşmayı denedi.

"Seni bir daha görmek istemediğimi açıkça belirtmiştim," dedi yüzüne bakmadan.

"Sana anlatmalıyım," dedi Caden. "Konuşmama izin ver." Köpekten dolayı daha fazla yaklaşamıyordu. "Çok pişmanım Sheran. Lütfen özür dilememe izin ver."

KAR KÜLLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin