Bölüm 8 (Kuzgun Ağacı)

227 19 15
                                    


Sabahın serinliğine ilaveten gri bulutlarla örtülü gökyüzü öğleden sonrası için yapılan planlar için endişe yaratmıştı. Neyse ki geçen birkaç saat sonunda umutları yeniden canlandıran güneş aydınlık yüzünü gösterdi de Adlarlerin Kent'teki evlerinde tatlı bir telaş başladı.

İkindi çayına gelecek misafirler için mutfakta hazırlanan orman meyveli pastaların, çikolatalı keklerin, elmalı tartların kokusu üst katlara kadar ulaşıyordu. Tüm ev baştan aşağıya temizlendi, yerler cilalandı hatta Leydi Satya'nın kuşların her türünü yansıtan yüz adet biblosunun tek tek tozları bile alındı. Şömineler temizlenip havanın tekrar bozması ihtimaline karşı meşe odunlarıyla yakılmaya hazır hale getirildi.

Büyük evin ön tarafındaki yeşil alanın aksine arka kısmı, kır evini aratmayacak kadar geniş bir bahçeye ve ardından ufak bir koruluğa sahipti. Bahçedeki ağaçların sınırına yakın beyaz sarmaşık gülleriyle bezenmiş ahşap bir kameriye geniş çimenlikle koru arasında adeta nöbet tutuyordu. Güz mevsimi olması sebebiyle güneşten daha fazla istifade edebilmek niyetiyle geniş çimenliğe kurulan sadece tavanlara gerili tentelerin altına beyaz örtülü masalar yerleştirilmişti.

Leydi Satya'nın çeyizinden kalan pembe gül porselen takımı çıkarılmıştı, genç bir kızın teni gibi bembeyaz fincanların, tabakların, muhtevalarını gösterecek kadar şeffaflardı. Gümüş kaşıklar, çatallar parlatılmış, Leydi Sheran'ın işlediği peçetelerin üzerine özenle dizilmişlerdi. Bahçeden toplanan şakayıkların rayihası, tatlıların kokusuna karışıyordu. Anlayacağınız Leydi Sheran Adlar gelecek misafirleri için ziyadesiyle özenmişti. Geriye sadece konukların davete icabet etmeleri kalıyordu.

Leydi Sheran leylak odasında saati gözlerken zamanın çabuk geçmesi için önce okumayı denedi, aynı cümleyi birkaç kez tekrar ettiği halde anlamadığını fark edince kitabını bir yana bıraktı. Ardından mavi bir güle konmaya çalışan sarı bir bülbülü işlediği nakışını eline aldı. Bülbülün kanadını anormal bir açıyla kırdığını çok geç görünce onu da dikiş sepetine fırlattı. Halasının kaşlarının altından onu takip ettiğini anladığında odada bir ileri bir geri yürümenin de oldukça sinir bozucu olduğunu keşfetti.

Sonunda uşakları Leydi Anicia Reece'in geldiğini haber verdiğinde sesli olarak içini çekmemek için kendisini zor tuttu. Neyse ki arkadaşı ayağını sürümüş olmalıydı ki kısa aralıklarla halasının çocukluk arkadaşı Leydi Willow Riley, Sheran'ın okul arkadaşı Leydi Chloe ve eşi Lord Archibald West, en son olarak da Leydi Willow'un ikiz torunları Rina ve Derik Riley teşrif ettiler.

Beklendiği zaman gelmeyen mektuplar gibi ya da bir şeylerin olmasını çok fazla istediğinde kapının eşiğinden dönen hadiseler gibi, ki bu hissi Sheran çok iyi bilirdi, Miranda ve abisi Caden'ından haber yoktu. Sheran konuklarını bahçeye yönlendirirken hayal kırıklığını hafif bir gülümsemeyle sakladı.

Ancak hayat bu sefer onun şartlanmışlıklarını yanıltmak için uğraşıyordu. Çay servisi başladığında çimenlikten masalara doğru gelen yeni çifti görünce bu fikre kapıldı. Bayan Miranda Dumont ve Bay Caden Dumont seri adımlarla aralarına karışarak geç kaldıkları için affedilmeleri için hararetle özür dilediler.

Sheran Miranda'yı yanağından öperken Caden'ın elini kendininkilerin arasına alıp, eldiveninin üzerine hafif bir öpücük kondurmasını aynı sakin gülümsemeyle karşıladı. Genç adamın dudakları sıcak, dokunuşu yumuşaktı. Karnında hissettiği gerilime ne ad vereceğini bilecek kadar o yollardan geçmişti. Her ne kadar eski nişanlısı Ralnor ile yaşadığı heyecan şu andakinden çok daha fazla olsa da o zamanlar on yedi yaşındaki kız için her şey bir ilkti. İlk kaçamak bakışmalar, ilk defa el ele tutuşmalar, gizli saklı alınan ilk öpücük daima daha fazla heyecan yaratmaz mıydı?

KAR KÜLLERİWhere stories live. Discover now