0 | Introduction 🦋

23 4 0
                                    

Merhaba sıkıntıdan yazmaya başladığım kitabıma hoş geldiniz. Normalde yazmayı düşündüğüm kurgu ya da yazış şekli bu değil fakat vakit geçirmelik bir şeyler olmasını istedim.

Bu bölüm tamamen arkaplan bilgilerle dolu oldu. Umarım sıkılmaz ve beğenirsiniz.

Eğlenmek ve ya eleştirmek için yaptığınız her türlü yoruma açığım hatta yorumları okumak çok hoşuma gider <3

------

Ben Kim Taeyang. Kim ailesinin tek kız evladı ve aileye gelecekte iyi bir bağlantı sağlayacak kişiyim. Güney Kore'nin en saygın mafya ailelerinden olan Kim ailesinden babam ve en saygın İtalyan mafyası Morettilerin biricik kızı olan annemin evlenmesiyle daha da büyüyen ve şanı uluslararası olarak yayılan bir ailedir Kim ailesi.

İtalyan dedem yabancı damat istemediğinden her ne kadar bu evliliğe karşı olsa da büyükannem işlerine yarayacağı konusunda dedemi ikna etmiş, böylece annem ve babam evlenmişler.

Morettiler her konuda İtalya'da bir numaraydı. Kim ailesi ise Kore'de her konuda olmasa da bazı şeylerde bir numaraydı. Her iki ailenin kırmızı çizgileri aynıydı: uyuşturucu, kadınlara, çocuklara ve hayvanlara zarar vermek kabul edilemezdi. Bunun yanında her iki ailenin de holdingleri vardı, tabi ki de para aklamak ve saygınlıklarını rahatça gösterebilmek içindi bu holdingler. Hem Kim hem Moretti ailesi arabalar üzerine çalışıyordu.

Ben ve ikiz kardeşim Taehyung doğmadan önce büyükbabamın çok yaşlanıp onun yerine geçecek dayımın babama ihtiyaç duyması sonucu İtalya'ya yerleşmiştik. Abilerim Seokjin ve Namjoon da bizim gibi İtalya'da büyümüştü. Bu yüzden hepimizin bir de İtalya'da rahatça kullanabilmesi için isimleri vardı. Bana Diana ismi verilirken kardeşim Taehyung'a Apollo verilmişti. Namjoon ve Seokjin'in de isimleri kısaltılıp Jin ve Joon olarak kullanılıyordu.

Mitoloji ile ilgilendiğim sıralar Apollo ve Artemis'in ikiz olduğunu ve Diana'nın Roma Mitolojisindeki Artemis olduğunu öğrenmiştim. Babama "ikiz olduğumuz için mi bize bu isimleri verdin?" diye sorduğumda tek nedenin bu değil, asıl nedenin bir tanrı ve tanrıça gibi kusursuz olmamızı istemesinden olduğunu söylemişti.

Babamın sözlerini tuttuğunu ya da hiçbir şeyi boşuna yapmadığını o zaman anlamıştık. Çünkü o, beni ve kardeşlerimi kusursuz çalışan birer robota dönüştürmeye çalışıyordu ve bunun için hiçbir şeyden çekinmiyordu. Gördüğümüz eğitimlerin, işkencelerin, yediğimiz dayakların hadi hesabı yoktu.

Dört yaşındayken başlamıştı ben ve Taehyung'un çilesi. On beş yıldır izinsiz nefes almamız bile yasaktı dersem abartmış olmam. Annemiz ise bu duruma karşı değil üstelik her şeyde çok iyi olmamıza katkısı olduğunu düşündüğü için memnundu. Abilerimiz de aynı yollardan geçtikleri için bize her ne kadar üzülseler de ellerinden bir şey gelmiyordu.

Ailemiz hem Kore'ye hem de İtalya'ya yayılırken sevgili amcam (!) Kore'de neden en saygın aile değiliz diye üzüntü duymuş olacak ki bir numaralı ailenin büyük kızı ile birlikte kaçmışlardı. Amcamın eşini kaçırması ne kadar ben doğmadan önce olsa da bu olay orada kapanmamış ve tabi ki bana kadar gelmişti.

Jeon ve Kim ailesi ben ve benimle yaşıt oğulları doğduğunda aralarında anlaşmış ve ikimiz de liseden mezun olduğumuzda evlendirmeye kadar vermişlerdi. Böylece biz onlardan, onlar bizden bir kız almış olacaklardı ve iki ailenin bağları daha da güçlenecekti. Birimiz ölmeyene kadar bu söz bozulmayacaktı. Hoş, Jeonların benimle yaşıt bir oğlu daha vardı, yani kaçış yolum yoktu.

Blue & Grey | Jeon Jungkook Where stories live. Discover now