Başkomiserim: Kafa dinleyelim istedim birlikte. Sensiz İstanbul hiç çekilir gibi olmaz.

Başkomiserim: Bu zamana kadar ne halt etmişim bilmiyorum.

Başkomiserim: Özledim..

Kiraz: Gel ve beni kurtar bu akraba bataklığından.

Kiraz: Özledim bende, çok fazla.

Kiraz: Sırıtmaktan yazacağımı şaşırdım. Ay üzerindeki etkimi çok sevdim ben.

Başkomiserim arıyor..

Ekrandaki yazıyla direkt aramayı cevapladım.

"Güzelim," diyen sesle koltuğa iyice mayışıp iç çektim. "Başkomiserim," derken öylece bekledim onu.

"Sesini duymak istedim. Nasılsın?"

"Ay hiç sorma. Kaç saat boyunca yüksek sese maruz kalmış biri olarak başım çatlıyor. Kaçtım resmen."

Kahkahası kulağıma gelirken "Gülme lütfen. Anlayamazsın o halimi. Çok fenaydı çok," diye serzenişte bulundum.

"Haklısın güzelim. Elimde olsa koşar kaçırırdım seni. Trafiğe takıldım sonra kazaya denk geldim. Anasını satayım yollar sana gelmeme engel oluyor. Ama geleceğim. Geceye yanında olurum."

"Dikkatli kullan arabayı Cihangir. Bekleyeceğim seni."

...

Asiye'lere güne gelmiştim. Evet valla şu an kısırlar, börekler, tatlılar ve salatalar dolu masayla bakışıyordum. Yemin ediyorum müthiş bir sofraydı. Cihangir'le konuştuktan sonra Asiye gelmiş ve beni davet etmişti. İkindi çayı ya da gün yapıyorlarmış böyle haftada bir- iki gün.

Herkesi de tanımıştım bu şekilde. Asiye'ler iki kardeş. Bir tane abisi var ve evli. Eşiyle de tanışmıştım. Gülsima'ydı adı. Gerçekten gül gibi kız. Aynı zamanda hamile ve bir kız bebek bekliyorlarmış. Asiye'nin annesi Necla teyze oldukça minnoş bir kadın. Oğlu olan teyzelerin gazabından korumada üstüne yok. Ayrıca Asiye İstanbul'da okuyormuş. Hukuk bölümünde son sınıf. Ailesini ziyarete gelmiş bir haftalığına. Döndükten sonra görüşmek için numaralarımızı vermiştik birbirimize. Oldukça sıcak bir karşılama olmuştu benim için.

"Kiraz biz mutfağa geçelim istersen?" diyen Asiye'yle tabağımı alıp tereddütsüz takip ettim onu. Teyzeler iyi hoşlar ama artık fotoğraf görmek istediğim bir durum değildi yani.

"Ay valla ayaklarım koptu," diyen Gülsima karnına tutarak oturdu sandalyeye. "Seni de soru yağmuruna tuttular. Böyledir bunlar. Bekar kız gördüler mi yakasına yapışırlar. Ben evlenene kadar ne çektim. Semih kıskançlıktan bana sarıyordu."

"Şimdi evli ve bebek bekliyorsunuz. Kavuşmuşsunuz işte ne güzel," diyerek tatlıdan aldım bir çatal.

"Sorma Kiraz. Abim az daha kaçıracaktı Gülsima'yı. Son istemede nihayete erdi yani," diyen Asiye o anları hatırlamış gibi sıkkınca nefes verdi.

"Son isteme derken?"

İkiside sorum üstüne gülerek birbirine baktı. "Bizimkiler beni başkasına vermek istediler. Bu yüzden Semih beni üç kez istemeye geldi. İlk ikisi kavgalı bitti. Üçüncüde bir şekilde sonuca bağladık. Ama o zaman felaketti," dedi Gülsima.

"Senin yok mu birileri?" diyen Asiye imayla göz kırptı. "Hiçbir teyzeye yüz vermedin. Dikkatimden kaçmadı normalde herkes bir ihtimal bakar. Hayırdır?"

Utangaç bir tavırla gülümseyip "Hayatımda biri var. Polis ve biz oldukça mutluyuz. Başkasını da istemem zaten," diyerek iç çektim.

Özledim ben başkomiserimi ya.

"Ay çok sevindim," diyen Asiye..

"Mutluluğunuz daim olsun," diyen Gülsima..

İçim kıpır kıpır gözlerim telefona kaydı ve gelen mesaja.

Başkomiserim: Yolları erken aştım. Geldim ve kapındayım :)

🍒

Düzenlenmiştir.

Uzun zaman oldu farkındayım. Ama gerçekten iyileşemiyorum. Ufak bir spoi bırakıyorum aşağı okumak istemeyen es geçsin.

Spoi; düzenlenmeden önceki halinde Asiye ve Halil sevgili oluyor ve Asiye ölüyordu.. yeni okuyucular diyor ne alaka sksksksdksk

'İstanbul Beyefendisi'ne bekleniyorsunuz. Ona da bölüm gelecek.

Seviliyorsunuz<3

KISADIR AŞKIN BOYU | Yarı Texting ✔Where stories live. Discover now