Her öpüşünde Jisung arsızca inliyordu. Tek eli büyüğünün saç diplerini çekiştirirken diğeri sertleşmiş penisindeydi. Minho ise Jisung'ın tişörtünün içindeki eliyle onun karnını okşuyordu. Diğer eli ise çıplak bacağındaydı, sertçe sıktı ve aynı anda boynunda emdiği yerin üstünü yaladı.

"Ah-hmm, d-dayanamıyorum." Jisung ihtiyaçla inlediğinde Minho aklını kaçıracakmış gibi hissetmişti. İçindeki kurt, delicesine bu omegayı istiyordu. Hızla Jisung'ın tişörtünün eteklerini tutarak tek hamlede çıkardı ve odanın rastgele bir köşesine fırlattı.

Ardından tekrar eğildi ona adeta bir manzara sunan güzel çocuğa. Dolgun dudaklarını öptükten sonra oradan çenesine ve köprücük kemiklerine öpücüklerini bıraktı. Tek eliyle Jisung'ın karnını yatağa doğru bastırırken aynı anda geçtiği yerlere izlerini bırakıyordu. Biraz geri çekilip diliyle dikleşmiş göğüs ucunu yaladı.

"Ah, siktir." Jisung kafasını geriye atıp yastığa bastırdığında beli de aynı şekilde kavislenmişti. Minho ellerinden birini onun beline sarıp diğeriyle Jisung'ın altındaki şortun fermuarını indirdi. Çok geçmeden ikisinin altındakiler de yeri boylamıştı. "Aklımı kaçıracağım."

Minho tekrar yükselip genç omeganın boynuna izlerini bırakırken söylemişti. Sıcak nefesi altındaki bedenin titremesine sebep olacak şekilde ıslattığı yerleri yakıyordu. Dişlerini yumuşak tene sürttüğünde Jisung yalvaracak raddeye gelmişti. Avuçları arasındaki sertliği sıkarak isteğini belli etti.

Minho omeganın boynuna bir öpücük bırakıp doğruldu ve altındaki iç çamaşırını çıkardı. Aynı şekilde Jisung'ınkinin de lastiklerini çekiştirdi. Çıkarmadan önce tenine çarpmasına sebep olarak çekip bıraktı. Jisung kasıklarını yakan lastik ile inlemişti.

Genç alfa, altında kıvranan bedeni de sonunda çıplak bıraktığında duraksadı. Bakışları arsızca Jisung'ın bedeninde dolaştı ve yutkundu. 'Arkadaşının' ne zamandan beri bu kadar güzel olduğunu düşünmeyi erteleyerek tekrar üstüne eğilmişti.

Feromonları Jisung'ı çoktan işaretlemişti. Sert, bergamot ve nane kokusu; tatlı kahve kokusuyla birleşerek muazzam bir ambiyans oluşturmuştu. Tek tek öpücüklerini diğerinin saniyeler içinde bağımlısı olduğu boynuna bıraktı. Jisung parmaklarını kahverengi tutamlara dolayarak çekti ve yüzlerinin hizalanmasını sağladı.

Minho altında ona kısık gözlerle bakan bedeni süzdü tekrar. Ardından sertçe dudaklarına kapanmıştı. Dilini sertçe Jisung'ın ağzına itti, her yerine dokunmak istercesine damağına sürttü. Bunu yapmasıyla Jisung belini havalandırmış, kendini Minho'nun penisine sürtmüştü. Alfadan hırıltılı bir inleme kazandı.

Dudakları şişene, kanayana kadar öpüştüler. Öyle ki Minho ağzına gelen demirimsi tatla sonunda geri çekilmişti. O güzel, yumuşak dudakları bırakmak istemese de doğruldu ve yandaki komodinin en üst çekmecesinden bir prezervatif çıkardı. Paketi yanına koyduktan sonra geri çekildi.

Jisung, bacaklarını birbirine bastırıp titredi. Ağzından sürekli olarak "Minho, lütfen." Kelimeleri sırasıyla çıkıyordu. Ne istediğini gayet iyi bilse de sadece yalvarıyordu.

Minho alt dudağını dişleri arasına alıp ellerini Jisung'ın dizlerine koyarak bacaklarını iki yana ayırdı. Gözleri önüne serilen, ıslandığı için zevk sularıyla parlayan delik tüm güzelliğiyle karşısındaydı. Yutkundu ve ellerinden birini altındaki omeganın bacağını okşayarak yavaşça deliğinin üstüne getirdi.

Önce baş sonra orta parmağını arsızca pembe deliğe sürttüğünde Jisung inledi. Minho ise parmaklarına bulaşan sıvıyı ağzına götürüp yaladı. "Mmh tadın nefis." Eğilip Jisung'ın bacak içlerinden deliğine doğru öpücükleriyle bir yol çizdi. En sonda dilini onun için kasılıp gevşeyen deliğe sürttü. Jisung çığlık atmış, ellerini Minho'nun saçlarına geçirip kendisine bastırmıştı.

Alfa gülümsedi. Tükürüklerine karışan zevk suyunu emerken halinden oldukça memnundu. Elleri Jisung'ın bacaklarını sıkıca tutmuştu, öyle ki parmaklarının izleri çıktığına yemin edebilirdi. Omega yerinde kıpırdandı. "Yeter! Yeter n'olur!"

Minho yerinde doğruldu, prezervatif paketini elleri arasına aldıktan sonra açmayla uğraşamayacak kadar sabırsız olduğuna karar vermişti ki ağzına götürüp dişleriyle yırttı. Ağzındaki parçayı yere tükürdükten sonra içindekini alıp sızdırmaya başlayan penisine geçirmişti. "N'olur ne? Kelimelerini kullan omegam."

Jisung'ın kurdu duyduğu alfa sesiyle kendinden geçerken, sahibi ise avuç içlerini acıtacak şekilde altındaki çarşafı kavramış, geriye kayan gözlerini kapatmıştı. "N'olur, sertçe becer beni. Ağlatana kadar durma. P-penisine ihtiyacım var!"

Minho'nun kurdu, genç bedenin göğsüne baskı kuruyordu. İçindeki haz o kadar büyüktü ki...Kızgınlıkta olan bir omegaya sahip olma düşüncesi bile alfanın zevkten delirmesine sebep oluyordu.

Tek elini penisine atıp birkaç kez çekiştirdi, ardından omeganın kalçasına sertçe bir tokat attı. Penisini onun için sırılsıklam olmuş deliğe sürttüğünde ikisi de derince inledi. Çok beklemeden kendini kaygan deliğe doğru itti.

Ani gelen doluluk hissiyle çığlık atmıştı Jisung. Ellerini Minho'nun omuzlarına sardı ve onu kendisine doğru çekti. Alfa itiraz etmeden dudaklarını birleştirip inlemelerinin ikisinin ağzında kaybolmasına sebep oldu.

Minho, kendini yavaşça geri çekip sert bir şekilde tekrar ittiğinde vücutları da bu itişle yukarı doğru hareketlenmişti. Jisung, yanağından birkaç damla yaşın yastığa doğru süzüldüğünü hissetse de bunu umursamayacak kadar sarhoş hissediyordu. İçindeki penis, öyle büyüktü ki duvarları tamamen Minho'yu sarıyordu. Öyle ki her bir kıvrımını karnında hissediyordu.

Minho diğerinin alt dudağını çekiştirerek ondan ayrıldı. Ellerini Jisung'ın iki yanından yatağa sabitleyip yumuşak dokunun içe göçerek küçük birer çukur oluşturmasına sebep oldu ve girişlerini hızlandırdı.

"Ah- Tanrım! Daha sert M-minho!"

Jisung tırnaklarını sertçe alfanın sırtına geçirmişti. Adeta bir kedi gibi boylu boyunca sürttü ve çizdi. Böylelikle Minho tıslayarak kafasını Jisung'ın boynuna gömmüştü. Kahve kokusunu içine çekti ve olan izlere yenilerini eklemek üzere dudaklarını hareketlendirdi.

Tek eliyle Jisung'ın bir bacağını dizinin altından kavramış yukarı kaldırarak omzuna almıştı. Kendine daha rahat bir alan açtığından artık iyice derine gömülebiliyordu. Çok geçmeden vurduğu bir noktayla Jisung'ın tüm bedeni, içinde sanki bir yanardağ patlıyormuşçasına titremişti.

Minho, bu titreyişle bulduğunu anladığı noktaya ardı ardına sertçe vurmaya başladı. Jisung bir kolunu sıkıca Minho'nun boynuna sarmış, alnını ise omzuna yaslamıştı. "M-mühürle."

Ağzından çıkan kelimeler Minho'nun kurdunu çılgına çevirirken büyük olan ise adeta beyninden vurulmuşa dönmüştü. İçgüdüsel olarak dişlerini Jisung'ın boynundaki belirginleşen damarlarına sürttü. Jisung ağlamaklı bir ses çıkardı. "Mühürle beni Minho, yalvarırım."

Genç omeganın düzgün düşünmemesine karşın Minho henüz o kadar kontrolü kaybetmemişti. Dişlerini sıkıp kafasını iki yana salladı. Aynı zamanda diğerinin içindeki sert vuruşlarına devam ediyordu. "Yapamam."

"L-lütfenn-ngh!"

"Jisung yapamam güzelim." Minho'nun kurdu onu mühürlemesi için delirirken Minho ise kendini hiç bu kadar dizginlemek zorunda kaldığını hatırlamıyordu. Bunun siniriyle iyice sert davranmaya başlamıştı. Son birkaç vuruşun ardından da boşaldı. Jisung da onunla aynı anda gelirken nefes nefese kalmışlardı.

Minho birkaç saniye diğerinin içinde bekledikten sonra orgazmın verdiği hazzın dinmesiyle hassaslaşan penisini çıkarmıştı. Menileriyle dolan prezervatifi çekip çıkardı ve ucunu bağlayıp yere attıktan sonra yorgun bedenini yatağa bıraktı.

İkisinin de göğüsleri delicesine inip kalkıyordu. Odadaki ağır seks kokusu, bergamot, nane ve kahve kokusuyla karışmıştı. Jisung yorgunlukla göz kapaklarının kapanmasına engel olamadı. Minho ise terden ıslanmış saçlarını geriye doğru itti ve uykunun kollarına doğru çekildi.

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now