27

1K 100 100
                                    


+18
Yatağın iki yanındaki komodinlere yerleştirilmiş abajurlardan sadece birinin loş ışığı vuruyordu yüzüne. Saçları dağılmış,perçemleri alnı üzerinde karışmıştı. Kızarmış ve şişmiş dudaklarını dilinin usulca yalayışını izlerken hareket eden piercingiyle sertçe yutkundum.

Boynunu köprücük kemiklerine bağlayan kaslarına özenli öpücüklerimle işlediğim iz şimdiden yerini belli ederken kemerini çıkarıp tshirtünün dakikalar önce üzerinden atıldığı yere bıraktı.

Fermuarını da açtığı pantolonu kaslı bacaklarından kayarken bacaklarımı birbirine bastırdım hissettiğim karıncalanmayla.

Sırıtışını sesli bir şekilde yansıttığında gözlerinden çoktan alevlenmiş halimden ne kadar zevk aldığını görebiliyordum.

Üzerindeki son kıyafet parçasından da kurtulduğunda hafifçe eğildi, büyük ellerinden biri iç çamaşırımın ince ipine tutundu. Yakıcı bir hareketle iç bacağımdan kayarak dizime kadar indi ve bitişik bacaklarımı aralayarak kendi dizine yer açtı.

Göğüs kafesim şimdiden yükselmişti,belimse kavislenmişti ona doğru. Şayet tüylerim olsaydı diken diken olacaklarına emindim.

Gözlerim bedeninde en sevdiği turuna çıkmışken bu zevki yarıda keserek ellerinden birini belime yerleştirdi diğerini ise baş parmağı dudağımda olacak şekilde çeneme.

Onunkileri aratmayacak kadar kızarmış dudaklarıma sürtündü ve boynuma oradan da göğsüme kaydı. Yavaşça braletimin ince askılarına takılan parmakları omuzlarımdan kaymasına sebep oldu.
Birkaç saniye içinde de üstümden ayrılıp diğer kıyafet parçalarının arasını boylamıştı.

Uzun süren öpüşme seansımız ikimizi de sertleştirmişti. Bundan memnun bir şekilde dudaklarında yarım bir sırtımayla eğildi üzerime.

Dizini saten yatak örtüsü üzerinde kaydırarak bacaklarımın arasındaki noktaya bastırdığında dizlerimi tekrar birbirine bastırma içgüdüsüne kapılmış ama bacaklarımı kavrayan elleri tarafından hızlıca engellenmiştim.

"Benimle oynama" diye fısıldadım, daha sesli söylemeye çalışsam da yükselmeyecekti zaten sesim.
Ancak o bundan keyif alırcasına yaklaştı kulağıma.
"duyamıyorum seni"

Kuruyan dudaklarımı ıslattım sanki konuşacakmışım gibi. Onun istediğini yapmak değildi çözüm,onun dilinden oynamaktaydı.
Yatakta dik durmak için yasladığım ellerimden birini kaldırıp üzerime eğildiği için yakınlaşan omzuna bıraktım.

Hafifçe gezdirdim parmaklarını epey emek harcadığı sırtında. Uzun tırnaklarımın baştan aşağı arkasında kabarık kırmızı bir yol çizmesine izin verdim ve hemen beraberinde duyuldu adımı inlemesi.

"Ahh... Roseanne" diye tekrarladı kendisini ve omzuna geri çıkardığım elimi diğer bileğimle birlikte büyük avcuna hapsederek beni yatağa itti.

Sadece biraz geri çekildi, komodinin çekmecesine uzandığını anlamış ama yüzüme dağılan saçlarım yüzünden ne yaptığını görememiştim.
~ta ki bileklerime dolanan yumuşak kumaşı hissedene kadar.

Kısıtlanan hareketlerim arasında altımdaki ince kumaş parçasından da kurtulmuş üzerimde kayarak bedenimin içindeki tanıdık varlığını hatırlatmıştı.

Seoul mate / RoséKook Donde viven las historias. Descúbrelo ahora