03

2.1K 162 65
                                    

Hayat benim için hiçbir zaman önüme altın tepside hazır ve sıcak yemekler sunmamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Hayat benim için hiçbir zaman önüme altın tepside hazır ve sıcak yemekler sunmamıştı.
Başka bir ülkede doğmuş, doğduğum yerden farklı bir ülkede büyümüş sonra da asıl ait olduğum yere Kore'ye dönerek hayallerim için çabalamıştım.
Ve o zaman aslında ait olduğum yer sandığım Kore'nin bana tamamen yabancı olduğunu fark etmiştim.
Kültürüne uzaktım, insanlarına alışamıyordum. Ne yapsam yanlıştı, hiçbir şeyimi beğenmiyorlardı. Bacaklarıma çarpık, dans hareketlerime de garip diyorlardı.

Her an pes edip aileme dönmek istediğim stajyerlik hayatım da bu ülkeyi benimsememe yardımcı olmuyordu.
Ancak Lisa'yla birlikte -kendisi benim kesinlikle farklı anne ve babadan doğmuş ikizimdi- bu ülkeyi evimiz kabul etmeyi öğrenmiştik.
Onlar bizi beğenmedikçe kendimizi zorlamış en iyisi için çalışmıştık.
Bu engebeli yolda bizim her zaman yanımızda olan Jennie ve Jisoo'nun varlığı da paha biçilmezdi.

Hayatımın neredeyse on yıllık kısmında sürekli onlarlaydım.
Her şeyi birlikte yapmış birlikte gülüp ağlamış birlikte sahneye çıkmıştık.
Şimdi..? Şimdi kendi yolumun başında tek başıma duruyordum öylece. Önümüze çıkan engeli bu sefer aşamamış dört farklı yola sapmıştık her birimiz de.

Bugün o yolda yürümeye başladığım ilk gündü.
Elimde fenerim yoktu ve yol karanlıktı.
On yıl önceki gibi düşüp şaşacak mıydım? Yoksa artık yolumu bulabilecek kadar olgunlaşmış mıydım?

Topuklu ayakkabılarımın oldukça geniş ve ferah olan giriş salonunda çıkardığı tok sesin verdiği özgüvenle, dik bir şekilde yürüyordum bize eşlik eden sekreterin arkasında.

"Buyrun lütfen" diyerek kartıyla açtığı asansöre geçmemizi işaret etmişti.
Hızlıca yemeklerimizi yedikten sonra JYP'yle görüşmüştük ancak ortaya koydukları şartları ben olumlu karşılamamıştım aynı şekilde onlar da benim şartlarımı karşılamamıştı.

YG'den ayrıldıktan sonra seçeceğim şirketin beni büyük bir reklam kaynağı olarak göreceğinin farkındaydım. Çünkü Jisoo tamamen oyunculuğa yönelmiş, Jennie ise gruptan ayrıldığı hâlde YG'de kalmıştı.

'Ben nereyi seçersem orayı YG'ye tercih ederim' demiş gibi nitelendirilecektim.
Ancak ben beni reklam kaynağı, ah işte bize para getirecek biri daha düşüncesiyle bünyesine kazandırmaya çalışanlara kendimi kullandırtmak istemiyordum.

Bambam her ne kadar bizim şirkete gel muhabbetinde bulunsa da onun grup üyeleri bile farklı şirketlerle anlaşmaya başlamıştı.

Toplantı sırasında şartlarda anlaşamamamız sonucu kesin bir red cevabı vererek ayrılmıştım yanlarından. Sonraya ertelemenin anlamı yoktu.
Benim için kendinden ödün vermeyecek birine kendimi harcatamayacak kadar bitkin tezat bir
şekilde buna ihtiyacım olmadığını bilecek kadar da güçlüydüm.

Seoul mate / RoséKook Where stories live. Discover now