22.Bölüm: Kapım sana açık

40.6K 2.3K 789
                                    

En sevdiğiniz erken ve uzun bölümle döndümm. Yorum ve oylarınızı bekliyorumm keyifli okumalarrr ❤️

Gözlerimi birinin beni dürtmesiyle açtım. Hareket etmeye çalıştığım da canımın acıması ile gözlerim acıyla kısıldı. Bakışlarım kendi vücuduma doğru kaydığında, bir sandalyeye bağlanmış olduğumu fark ettim. Hemen yanımda benim gibi sandalyeye bağlanmış olan Kemal duruyordu. Sinirli bakışlarından anlamıştım ki beni dürten oydu. Uyumuş muydum ben?

Yok yok uyumak değildir o bayılmışımdır.

Etrafı incelemeye koyuldum. Oldukça boş ve soğuk olan bir yerdeydik. Dışarıdan gelen ağaçların hışırtı sesini duyabiliyordum. Nereye getirmişlerdi bizi böyle? Sırtları bir masaya çevrili olan üç adam vardı. Bir şeyler konuşuyorlardı fakat, duyamayacağım kadar uzaktılar ve oldukça kısık sesle konuşuyorlardı.

"Sakın," dedi Kemal. "Saçma şeyler konuşup onları sinirlendirme. Yada onları övme."

"Kısaca, sesini kes diyorsun."

"Aynen." diyerek beni onayladı. "Bizimkiler yolda. Dişini sık, gelecekler." maalesef dedikleri bana pek bir güven vermiyordu.

Eğer başrol kız olsaydım, yada yanımda ki benim başrol erkeğim olsaydı buradan kılıma zarar gelmeden kurtulabilirdim. Fakat şu an ölme ihtimalim bile çok yüksekti.

Adamlar bize doğru dönüp yürümeye başladıklarında içlerinden birisi konuştu. "Uyuyan güzel uyanmış." dedi alayla.

Dilimi damağımda vurdum. "Cık. Uyuyan değil, bayılan bayılan." Uyuduğuma inanmıyordum.

Düşünsenize birini o kadar hevesle kaçırıyorsunuz ama o gelip uyuyor.

Hem ayıp, hem de bu rahatlık nereden geliyor değil mi?

O yüzden kesinlikle bayıldığımı düşünüyorum.

Kemal'in nefesini sertçe bırakmasından ettiği kapa çeneni lafını anlayabilmiştim.

Adam anneannem gibiydi. Mesela o namazdayken Allahu Ekber'i yüksek sesle söylüyorsa sessiz ol demek istiyordu. Kemal ise nefesini sertçe bırakıyorsa kapa çeneni demek istiyordu. Bundan sonra Kemal'e anneannecim diyeceğim.

"Pişt küçük kız," dedi adamlardan biri. Sizi de sizin bana takacağınız lakapları da sikeyim.

Gülümseyerek konuştum. "Ne oldu büyük herif?"

Cevap vermeme sinirlenmişti. Yüz ifadesini eski haline çevirip devam etti. "Jilet sever misin?"

Başımı hayır anlamında salladım ve onaylamayan bir edayla dilimi damağıma vurdum. "Yok ya jilet pişmanlıktır. Ben ağdacıyım."

Kaşları çatılıp, yüzünü dediğimi anlamamışcasına buruşturduğunda anladım ki, aynı jilet işlevinden bahsetmiyorduk.

Kemal gülmemek için kendini tuttuğunda bunu söylediğim adam pek keyif alıyor gibi görünmüyordu. Onunla bilerek dalga geçtiğini sanmıştı. Sinirle arkasını dönüp masaya doğru adımladı.

"Abi valla bilerek yapmadım. Gel gitme oraya!" diye bağırdım korkarak.

Kemal'e döndüm. "Niye oraya gidiyor?" cevap vermedi.

Adam elinde jilet ile döndüğünde sabitlenmiş olduğum sandalye de hareket etmeye çalıştım. Bana doğru geliyordu vallahi.

Nerede bu polisler?

Hani yoldaydılar?

Bu yol hangi yol amına koyayım, gelsenize!

Adam yanıma kadar yürüdü ve sandaleyemin önünde yere eğildi. Elinde jilet vardı. Benim yanımdaydı.

Sevgili Komşum (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin