5. Bölüm | Kural Bir!

83 36 3
                                    

"Kadehlerimizi, Ölüm Meleğimize Kaldıralım!"

🂡

Hava sahasına girdiğimde yerde yatan cesetler karşıma dikilmiş gibiydi. Her yer temizlenmişti ki bizi buraya almışlardı. Eğer burası temizlenmeden bizi aldılarsa ben temizlerdim burayı.

Görevli yanıma geldi ve olan biteni teker teker anlatmaya başladı.

"Sizden önce gelen ajanımıza suikast kuruldu ve keskin nişancı ile vuruldu..." Kaşlarım çatıldığında çenemi sıktım. Derin bir nefes aldım ve cümlesini sonuna kadar dinlemeye devam ettim. "Onu binaya aldığımızda bir nişancı kalmıştı ancak onu bulana kadar bir çoğumuz ölmüştü. Valeria Hanım içeriden müdahale etti ve son nişancıyı vurdu."

Sertçe sözünü kestim. "Vurulmuş bir ajan sizin sağken vuramadığınız nişancıyı mı vurdu?! Ne iş yapmaya geldiniz ulan buraya?! O ajan ölürse hepinizin hapse gideceğini biliyorsunuz değil mi?!"

"Üzgünüm... Valeria Hanım yeni bir düzenleme getireceğine dâir bizi bilgilendirdi. Şu an helikopterde uyutuluyor..."

Çalışmakta olan helikoptere gözlerim kaydığında nefesim kesildi. Oraya yürümeye başladım ve helikoptere binmem için açılan kapıdan içeriye adım attım. Tam karşısında oturduğumda dik bir şekilde oturuyor ancak başı yana yatıktı. Doktorsa kanı durdurmak için çaba sarf ediyordu.

Bana döndü. "Hoş geldiniz," ardından Valeria'ya döndü. "Uyanınca beni öldürecek."

"Neden?" Aralarında ne geçmiş olabilirdi ki?

"Sadece bedenini uyuşturmamı istedi ancak bedeni uyuşukken beyninin çalışması daha zararlıdır. Bu yüzden direkt uyuttum."

Yüzümü sıvazladım ve kalkmış gökyüzünde süzülüyorduk. "Çok mu dırdır ediyor?"

"Arkasından konuşmak gibi olmasın ama mââlesef vurulduğunda sedyeye bağlayacaktık neredeyse. En sonunda dayanamayıp keskin nişancıyı indirdi. Tuhaf bir kadın... Ama kimseye eyvallahı yok."

Ona döndüm ve sesimi temizledim. "İnatçı ve saf bir özgüvene sahip kendisi..."

Doktor bana döndü. "Daha önceden tanışıyor musunuz? O sizi tanımadığını imâ etti ancak-"

Sertçe sözünü kestim. "Aynı merkezde çalışıyoruz elbette tanışıyoruz." O beni tanımıyordu ama ben onu gayet iyi tanıyordum.

Bunu tuhaf bir şekilde karşılamadı ve önüne döndü. Dakikalar birbirini kovalarken telefondan başımı kaldırmama sebep olan o küçük konuşmaydı.

Ne dediği anlaşılmıyordu ancak baygın konuşmasının altında yatan büyük bir acıydı. Eli yarasına gitti ve inleyerek başını geriye yasladı. Doktor fark etmiş olacak ki ağrı kesici ve yeniden uyku ilacı verdi.

Dakikalar sonra yeniden helikopterin sesinden başka ses çıkmadığında sessizliğe gömüldük.

Fransa / Paris:

Tik, tak, tik, tak bomboş odada yankılanan tek sesti...

Bir o kadar boş, bir o kadar gerekli bir eşyaydı.

Sesinin verdiği rahatsızlık kalbimin birkaç santim aşağısı bu kadar rahatsızlık vermiyordu.

Acımıyordu ancak dikişlerin verdiği bir kaşınma dürtüsü vardı. Ellerimi bir açarak bir sıkarak yeniden dünyaya gözümü açmayı denedim.

KAİSAWhere stories live. Discover now