~17~

351 202 86
                                    

Her şeyi anlıyorum ve bu beni
öldürecek...
       ~Dostoyevski~

*Şimdi napıyoruz?*
Jack'ın lafıyla ona döndüm.

"William Galley'i bulmamız gerek."

*Şu adamı diyorsun galiba*

"Tanımıyorum ki sadece ismini biliyorum."

*Onu diyorsun işte. Hadi gel yanına gidelim.*

"Tanıyor'musun onu?"

*Evet.*

*Merhaba bay William*

'Merhaba çocuklar,demek geldiniz'

"Merhaba bay William. Ben Jessica Black. Thomas Black'ın kızıyım. Sizde bana ait birşey var, onu almaya geldim."

'Odama gidelim, emanetin
orda'

"Tabi"

'Şirketimiz büyük bir ihaleyi kazandı. Onun kutlama hazırlıkları gidiyor şuan. Sizde kutlamaya katılmak ister'misiniz?'

"Tebrik ederim. Teklifiniz için de ayrıcana teşekkürler ama gitmemiz gerek"

'tebrik için teşekkürler. İçeri geçin lütfen.'

Eliyle oturmamız için koltukları gösterince Jack hemen oturdu.

"Gerek yok, zarfı alıp
gidiyoruz zaten"

Bu lafımdan sonra Jack ayağa kalkıp yanıma geldi.

Kısık sesle:
*Jessica ben diyorum ki, biraz otursak'mı acaba? Uçaktan iner inmez soluğu bu adamın şirketinde aldık resmen. Yorgunluktan ölmek üzereyim*

Benimkiler gibi mavi olan gözlerine bakıp;
"Sabret şuradan çıkalım doya doya dinlenirsin."

dedim.

'çocuklar emanetiniz 
burda.'

Elinde tuttuğu zarfı bana uzatınca hemen aldım.

"Teşekkürler bay William"

'rica ederim küçük hanım'

"Artık gitmemiz gerek"
diyerek, onunla el sıkıştık.

Bir çalışan bizi kapıya kadar geçirdikten sonra içeri girdi.

*Kapının yolunu bilmiyorduk*
diye söylenen Jack'a gözlerimi devirdim.

*Jessica*

"Yine ne var?"

*Niye kızıyorsun ya, söylemiyorum*

"Tamam Jack söyle"

*Açım ben*

"Bende"

Sebepsizler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin