~7~

419 251 35
                                    

"yakınlarımı nasıl seveceğimi hiçbir zaman bilemedim. Bence özellikle yakınlarını sevmek, yabancıları sevmekten daha zordur. "
       ~Dostoyevski~

"Neden bu kadar sessizsin Jessica?"

*Gerçek sessizliği sahte konuşmalara tercih ederim anne.*

"Ne demeye çalışıyorsun? Açık konuş"

*Neden geldin?*

"Kızımın yanına gelemez'miyim?"

*Ah, pardon unutmuşum senin kızın olduğumu. *

"Benimle doğru konuş Jessica. Karşında çocuk yok senin. Arkakadaşını kaybettin, acını anlıyorum. Ama bu bana böyle davrana bileceğini göstermez."

*Haklısın.*

"Ölenle ölünmez Jessica. Toparlanman gerek. "

*Her nefes alanın yaşamadığı gibi.*

"Ne.."

*Neden beni sevmediniz
anne? Kötü bir çocukmuydum ben?*

"Neler söylüyorsun sen Jessica?  Tabiki de seni çok sevdik. Sen bizim tek çocuğumuzsun."

*O zaman neden bana
sevildiğimi hissettirmediniz?*

"Saçmalama Jessica. Ne istediysen aldık. Doğum günlerini en güzel şekilde kutladık."

*Bunları hiçbir zaman istemedim ki ben. Ben sadece kendimi böyle avutuyordum.*

"Ne demek istiyorsun?"

*Hiçbir zaman pahalı eşyalar istemedim demek istiyorum anne. Pahalı eşyalarım olunca çocuklar benimle arkadaş oluyordu. Böylece bende yalnız olmuyordum. Hepsi bu yüzdendi.*

"Neden daha önce söylemedin bize?"

*Anneler çocuklarının gözlerine bakınca herşeyi anlıyormuş. Sen niye yalnızlığımı görmedin anne? Niye görmedin?*

"Ağlama Jessica. Ağlamak zayıflıktır."

*Sen hep böyleydin işte. Hiçbir zaman ağlamama izin vermedin. İyi birşey yaptığını düşünüyorsan yanılıyorsun. Ağlamaya herkesin ihtiyacı var. Ağlamak acının belirtisi, gücün ise göstergesiydi aslında. Bunu bile ben kendim öğrendim.*

"Kim anlatıyor bu saçmalıkları sana?"

*Senin saçmalık dediğin şey benim gerçeklerim anne.*

"Bağırma bana Jessica. Karşında annen var senin. Kendine gel."

*Niye beni sevmedin anne? Niye saçımı okşamadın? Niye bana masal anlatmadın? Niye ya niye? *

"Senin için çabalıyorduk çünkü. Senin daha iyi bir hayat yaşaman için."

*Sebep?*

"Ne demek sebep? Çocuğumuzsun canımızdan bir parçasın çünkü."

*Hayır. Anne ve babalar çocuklarına vakit ayırır, sizin gibi yapmaz.*

"Nereye gidiyorsun Jessica?"

"Jessica sana söylüyorum."

"Jessica Black"

*Neden ona gerçekleri anlatmıyor'sunuz
Missis Black?*

"Hangi gerçeklerden bahsediyorsun Harry?"

*Sizin gerçeklerinizden.*

"Açık konuş."

*Gözleriniz çok şey anlatıyor.*

"Ne anlatıyor mesela?"

*Kendi çocukluğunu yaşayamayan, kızının da çocukluğunu yaşatmayan bir kadının pişmanlığını görüyorum.*

"Yok öyle birşey "

*Gerçekleri söylediğimi sizde iyi biliyorsunuz Missis Black. Benden, kızınızdan saklaya bilirsiniz ama kendinizden saklamayın bunu. Kendiniz kabullendiğiniz zaman sorunlar bir bir çözülecektir.*

"Ben onun iyiliği için yaptım ne yaptıysam. "

*Böyle olacağını bilseydiniz yinede yaparmıydınız?*

"Yinede yapardım. O, genç. Bazı şeyleri anlamıyor."

*Onun anladıkları sizin anlayamadıklarınızdan daha çok.*

"Benim anladıklarım onun gerçekleri. "

*Sizin doğrularınız onun hüznü.*

"Böyle düşünmen umrumda bile değil."

*Kızınız da böyle düşünüyor ama. O da mı umrunuzda
değil?*

"Jessica tabiki umrumda. O benim herşeyim."

*O zaman onu anlamaya çalışın.*

"O beni anlamaya çalışsın ilk önce. Büyük olan benim, doğru olanda benim. "

*Haklısınız Missis Black. Büyük olan sizsiniz ama çocuk gibi davranıyorsunuz. Ve her büyük olan haklı olmuyor.*

"Kendine gel Harry. Jessicayla nasıl konuşuyorsun bilmiyorum ama benimle böyle konuşamazsın.

*Sadece gerçekleri söyledim Missis Black. Sadece gerçekler :)

Sebepsizler (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora