Gün geceye döndüğünde

6K 206 2
                                    

Hayatında iki kez çok zor bir kararın eşiğinde kalmıştı Ozan.

İlkini onu zorlu bir hayatın içinden çıkaran, onu büyütüp kendi oğlu gibi yetiştiren o adamın ona sorduğu soruyla yaşamıştı.

"İstersen" demişti Dağhan Karaçınar ona. "İstersen senin için babanın kim olduğunu öğrenebilirim çocuk. Annenin nerede olduğunu... Ama yalnızca sen istersen."

Dağhan Karaçınar bu hikayenin neresindeydi?

Hiçbir yerinde. Sadece kaderin ona bu boktan hayatta sunduğu bir şanstı. Bataklıktan çıkması, yaşaması, nefes alması için bir şanstı.

Çünkü biliyordu Ozan orada yaşamaya devam etmek için sadece iki yol vardı.

Ya onlardan biri olman gerekirdi ya da bir ölü olman.

Ya bataklığa teslim olurdun. Ya da kurtulmak için bir başka bedeni kullanırdın.

Ozan ikisini de yapmadı. Ona bir dal uzatıldı ve o da bu şansı değerlendirdi.

O gün, bir şans eseri Dağhan Karaçınarı bataklığın kralı bir timsahı bir pusudan mı kurtarmıştı gerçekten?

Herkesin ölüm gibi korktuğu bir adamı, küçücük bir çocuk mu kurtarmıştı.

Bazen hayat böyleydi işte.

Bir timsahın en savunmasız olduğu zaman uzun uykusuna yattığı zamandı ve küçük bir çocuk Dağhan Karaçınar'ı bu uykusundan uyandırmıştı.

Ve bataklığın kralı bir çocuğa hayatını borçlarnmıştı.

Onu sivri dişlerinin arasında tahtına kadar taşıdı ve o çocuğa dileğini sordu.

Onu terk edip gitmiş bir anne ve kim olduğunu bilmediği bir babası vardı Ozan'ın. Öğreneceği şeyler bu zamana kadar yaşadıklarından daha ne kadar boktan olabilirdi ki...

O sokaklarda ölümü de görmüştü. Vahşeti de.

Vahşi bir ormandan çıkıp gelmiş bir çocuğa ne zarar verebilirdi?

Sonunda sadece bilmek istediğine karar vermişti Ozan.

Neden?

Nedenini öğrenmek yaşadığı hiç bir şeyi değiştirmeyecekti biliyordu ama bir bataklığa terk edilme nedenini de bilmek istiyordu işte. 

"Evet" demişti sonra.

"Kim olduklarını ve neden gittiklerini bilmek istiyorum."

Her şeye hazırlıklıydı Ozan. Annesi belki de bir hayat kadınıydı ve babası da onun  müşterilerinden biri. 

Bataklıktan çıkan kadınlar ya hırsız olurlardı ya da birilerinin fahişesi. 

Ya da sokaklarda küfrederek sarhoş dolaşan o kadınlardan biri miydi?

Sürekli birbirlerine girip kavga eden.

Ama annesi onlardan biri değildi.

Bazen, bazıları kaçmayı başarırdı oradan. Birkaç şanslı ruh. Kendi hayatına tutunurdu. Eğer şanslıysa.

Bazen de bataklıkta bir çiçek açardı. Nefes kesici bir çiçek. Herkesin sahip olmak istediği özel bir çiçek.

Ve Ozan, Dağhan Karaçınar'dan bataklık çiçeğinin hikayesini dinledi.

Onun karanlıkta kalmış, henüz tamamlanmış hikayesini. 

O hikayenin başı ve sonu eksikti.

Tıpkı annesinin yaşayıp yaşamadığı belli olmadığı gibi.

Tutku Oyunları +18जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें