Çelişkiler ve Netlikler

27.3K 834 94
                                    

Genç adam ona şaşkınlıkla ve derin bir masumiyetle bakan iri kehribar gözlere baktı yeniden.

Damarlarında bir yılan gibi sinsice dolaşan ve büyük bir acıyla zapt ettiği öfke ve ihtiyacın farkındaydı adam. Onun karanlığı, sırtına aldığı gölgeden bir pelerin gibiydi. Her an her şeyi yutmaya hazır bir karanlık. Bir bataklık...

Şu an ellerinin altında ona böyle masumca bakarken ona neler yapmak istediğinin farkında mıydı bu küçük kız? Onu nasıl allak bullak ettiğinin, onu nasıl arzuladığının, neredeyse bir bağımlı gibi kontrolden çıktığının...

Bu bakışlardan ilk gördüğü andan beri nefret etmişti!

Daha küçücük bir çocukken bile onun sezgileri ne kadar güçlü bir kız olduğunu fark etmişti Ozan. Sadece gözleriyle insanları yargılayabilen küçük bir kız çocuğu... İşte o yüzden, o çocuğun hoşnutsuz bakışlarından rahatsız olmuştu. Yiğit'in ya da başka hiç kimsenin onda göremediği karanlığı gördüğünü biliyordu çünkü. Yanında getirdiği o kızların hepsinin sahte tavırlarını, o küçücük burnunu havaya kaldırarak adeta gözleriyle yargılayan küçücük bir kız çocuğuydu Cemre.

Bu yüzden ona hiç yaklaşmaya ya da yalandan bir ilgi göstermeye çalışmamıştı Ozan. Nasılsa öyle davranmıştı. Zaten o, küçük çocukların dünyasından anlayabilecek bir adam değildi. O, hiç çocuk olamadan büyümek zorunda kalmış biriydi. Daha küçücük bir çocukken çamura ve pisliğe bulanmıştı.

Ama küçük kız çocuğu büyümüştü işte... ve Ozan bu değişimi öyle çarpıcı bir şekilde deneyimlemişti ki!!

Alev rengi gözleriyle öfke saçan bir genç kız bulmuştu karşısında. Kendinden on kat büyük bir herife kafa tutan bir genç kız...

O zaman da şimdi yaptığı gibi kendisine onun sadece küçük bir kız olduğunu hatırlatmak zorunda kalmıştı.

Hala kendi kendine söylediği bir yalandı bu. Onu, öfke ve acıyla isyan eden o genç kızı, tam o anda küçük bir kız olarak görmeyi başaramamasına rağmen hem de.

Üstelik karşısındaki genç kız, bu hayatta değer verdiği az insandan birinin, Yiğit'in kız kardeşiydi.

"Sen benim zaafımsın..." demişti genç adam ağzından çıkanların farkına bile varamadan.

Genç kızın gözbebekleri titreşti ve bakışlarında öyle bir duygu belirdi ki Ozan ağzından kaçan kelimeler için kendine lanet etti. Bu kız onu ne hale getiriyordu böyle? Cemre'nin ona bu şekilde bakması isteyebileceği en son şeydi.

Ona zarar verirdi... Ona zaten çoktan zarar vermişti!

Bakışları bir anda yeniden sertleşti ve kızı sertçe itti kollarının arasından.

"Ben senin için çok tehlikeliyim küçük kız..." dedi buz gibi bir sesle.

"...ve bunu sen de biliyorsun."

****

Aniden beni kollarının arasından itip uzaklaşan Ozan'a baktım şaşkınlıkla.

Bunu hep yapıyordu ve yine yapmıştı. Önce beni kollarına çekiyor tüm dünyamı altüst ediyor sonra umursamazca itip, çekip gidiyordu.

Ama bu sefer farklıydı. Bu sefer gözlerinde görmüştüm bunu. Sanki bir çatlaktan sızan bir ışık gibi... ve ben o çatlağın ardından görebileceğim her şeyi kabul ediyordum.

Ozan benim için hep erişilmezdi. Her hareketiyle ulaşılmazdı ve beni acıtsa bile ben ona çekilmekten kendimi alamıyordum işte.

Tutku Oyunları +18Où les histoires vivent. Découvrez maintenant