D 012

17 2 5
                                    

İkinci tokadı da çocuğun annesinden yiyen Hemra'yı, kuzeninin ellerinden zar zor kurtardılar ve eve gelen ekip de kadına bilinmeyen, hayattan koparıcı iğneler yaptı; kollarından sürükleyip götürdü.

O gün evde kimse konuşmadı.

Onu götürmüşlerdi. Küçücük bir çocuğu... Kafayı yedi diye... Muhtemelen mantıklı kurduğu bir kaç cümleden dolayı... Oysa Hemra, ona konuşmaması için de yalvarmıştı.

Ah çocuk...

Peki, eğer konuşursa onu götürebileceklerini Hemra nereden biliyordu? Sadece içine mi doğmuştu? Yoksa zaten içinde bu gerçeği besliyor muydu?

Hemra, kafayı yemeden bir kaç gün önce gizlice evden çıkıp da çocuğun bulunduğu hastaneye gitti. Tüm giriş çıkışlar kontrollü ve de ağır ilaçlarla dezenfekte edilmişti. Hemra, onlardan ve yaydıkları anlaşılmayan enerjilerinden korunmak için maske taktı, tanınmamak için de şapka...

İlk başta bu koca mapushanede onu bulamayacağını düşünürken neyse ki kuzeninin tekrarlayan tanıdık feryadı Hemra'yı odaya doğru çekti ve koridorda gizlenen Hemra, küçük çocuğu bir yatakta serum kabloları arasında hapsedilmiş gördü.

Çocuk, hareketsiz yatıyordu. Karşısına astıkları televizyondan hiç kırpmadığı gözlerini ayırmıyordu.

Artık televizyonu izleyebiliyor olmalıydı. Evet, artık ona bunu ona yapanlar gibi bakıyordu...

Ona verdikleri ilaçlarla normale (!) dönmüş olmalıydı.

Ancak mutlu görünmüyordu. Ölmüş gibi görünüyordu.

Hemra, vicdanına engel olamadı ve ortada kimse yokken öne atıldı.

İlk önce onu kablolardan ve de serumlardan kurtardı, sonra da televizyonun anlaşılmayan fısıltılarından... Gözyaşları içinde üzerindeki naylon yorganı bir kenara attı ve çocuğa sarıldı.

Ancak çok geçti.

Tüm bunlara maruz kalan çocuğun küçük bedeni savaşmak istediği için dayanamamıştı.

O gerçekten ölmüştü. Hemra'nın bu sarıldığı küçük bedende artık kalp atmıyordu. Az önceki yatıştırılmak üzere odadan uzaklaştırılan annenin feryadı da muhtemelen bu yüzdendi.

Hemra, ona kilitlenmiş vaziyette kalakalmışken içeriye beyaz önlüklüler girdi ve onu kenetlendiği küçük melekten ayırmak istediler.

Hemra çığlık attı, sonra da onlara engel olmaya çalıştı ve biraz da isyan etti, sonra da...

Sonra da bir anda her yer karardı.

Yarından Sonraki GünWhere stories live. Discover now