On Üçüncü Bölüm

18 5 5
                                    

Yavaş yavaş ıslana ıslana mirayların evinin olduğu sokağa girdim. Bu mahalleden nefret ediyorum çünkü bu sokakta başıma gelmeyen kalmadı, bundan dolayı da biraz korkuyorum açıkçası. Sizde suçu bende mi buluyorsunuz benim yaptığım gibi ?

Kendimi o kadar yorgun hissediyorum ki hem bedenen hem ruhen. Canım o kadar yanıyor ki herşey üst üste geliyor. Korkuyorum ama ölmekten yada kendime zarar vermekten değil hayatımda kalan son kişiyi de kaybetmekten korkuyorum. Onunda hayatını mahvettiğim için ölmek istiyorum. Yapamıyorum çünkü onunda beni sevebileceğini düşünüyorum ne kadar hayal gibi gelse de.

Düşüne düşüne, ıslana ıslana ve ağlaya ağlaya gelmiştim mirayların apartmanın önüne. Apartmanın önünde durdum derin bir nefes aldım çocukluğundan beri bu bahçede oyun oynamak için hatta miraylarda bir gece geçirebilmek için kırk takla atan o kız çocuğunu hatırlamak beni gülümsetmişti. Tabi bu asla olmadı çünkü o kızın ailesi ona asla ama asla izin vermedi. Ne kadar ağlayıp sızlansa da vermedi.

Gözlerimle heryeri taradım. Gözlerim en son apartmanın kapısındaki cama çarpan yansımama, Yüzümdeki acı ama gerçek tebessüme takıldı. Bunu görmek gözlerimden yaş akmasına neden olsa da artık ağlayamıyordum yakında kan ağlamaktan korkuyordum.

O camdaki yansımama bakmaya devam ederken ne durumda olduğuma baktım. Viraneydim harap olmuştum üstüm başım yüzüm gözlerim heryerim, herşeyimle bir viraneydim.

Kafamı yukarı kaldırdım "Allah'ım sana sığınıyorum sen bana sabır ver. Sen bana güç ver. Bir yol göster Allah'ım bir yol "dedim yalvarırcasına.

Sanırım mirayın evine gitmek aptalca olurdu. Ona bu halde görünmezdim. Kendim gibi onuda üzüp kıramazdım. Kafam çok karışıktı hiçbir şey almıyordu kafam son çare çantamı alıp uçurum kenarına yürüdüm .orası çok güzeldi yukarıdan denizi izlemek kafamı dagılmasına yardım ediyordu . Son çare oraya yürüdüm.

Yağmur durmuyordu sanki benimle birlikten bana ağlıyordu. Ah gökyüzü sana kim ne yaptı ? Yoksa senidemi kırdılar?

Yavaş yavaş ilerlemeye başladım. Hala daha ağlıyordum tabi tek ağlayan ben değildim gözyüzüde benle ağlıyordu.

Uçurumun oraya gelmiştim bir banka geldim çantamı koydum tam oturacaktır ki arkadamdan gelen korna sesiyle hızla arkamı döndüm. O gelmişti yıllardır sevgisini içimden söküp atamadığım adam ve kardeşi .

İkisinde arabadan inmiş arabanın yanında bana bakıyorlardı. Gonca ağlıyordu. Arda'nın gözleri kızarmıştı. Nedenini bilmiyorum ama benim yüzümden olmasından korkuyordum .Yağmur kıvırcık saçlarına ve o kar tanesi gibi temiz ve beyaz yüzüne düşüyordu ama onun umrunda gibi durmuyordu sadece bana, gözlerimin içine bakıyordu.

Ah arda bakma bana öyle senin hayatını daha fazla mahvedemem yapma bunu kendine.

Gözlerini gözümden çekmeden konuştu "Gitme!" Dedi. "Bunu kendine yapma Asena" ah adımı nede güzel söylüyordu. O beş harf ne kadar güzel dökülüyordu o güzel kırmızı dudaklarından.

Ne oluyordu bana neden gözyaşlarımı durduramıyordum sevdiğin adamın beni böyle kaçıncı görüşüydü be Asena yeter daha fazla üzme şu çocuğu desem de bana acıyor olması düşüncesi aklıma tekrar gelince içim parçalandı.

"Asıl sen yapma bunu bana arda. Neden geldin ? Sana seninle gelmek istemediğimi söylemedim mi ?neden geldin" diye bağırdım .

Bu sefer konuşan o değil de goncaydı " Özür dileriz Asena. Hayatını mahvetmek istezdik sadece ...." Daha fazla konuşamadı gözyaşlarına hıçkırıkta eklendi. Konuşamıyordu sadece ağlıyordu.

YARALI HAYATOnde as histórias ganham vida. Descobre agora