0.1

583 18 1
                                    

Günlerden pazartesi, yeni okulla gitmedim babamın taziyesine katılmak için o adamın bana hiç bir zaman iyiliği olmadı. Sadece babaannem için geldim yaşlı kalbi artık dayanamadığını anlamıştım ilk önce bir araba kazasında iki oğlunu ve sevdiği adamı kaybetti o zaman tek desteği olan annemi iki yıl sonra bir yangında diri diri yanarken dışarıda onu izlemek zorunda kaldı buna sebep olan babam yüzünden büyük acılar çekti ve babam bir şey olmamış gibi hayatına devam etti. Bu olaydan tam 12 yıl sonra babam bilinmedik bir şekilde ölü bir şekilde bulundu polisler kalp krizi nedeni ile öldüğünü söyledi ben buna inanmıyordum çünkü ben o sıra yanındaydım. Babam ile tekrar bir nedenle tartışıyorduk. Sakinleşmek için lavaboya gitmiştim geri döndüğümde babam annem gibi diri diri yanıyordu, babama yardım etmek istiyordum ama hareket edemiyordum sadece izliyordum çığlıkları hala kulağımda yankılanıyor o yanarken sadece izledim alevlerin bitişine kadar o yanarken dikkatimi bir şey çekmişti. Sırtında bir kesik vardı bu büyük ihtimal yeni olmuştu. Babamı orada bırakıp gitmiştim orada ikimizden başkası yoktu.

 Artık bir önemi yok şuan umurumda olan okullum, yengem ve babaannem, yarın uzun bir gün olacak babaannem eski evimizde rahat edemiyordu onun için taşındık ve okullumu değiştirmek zorunda kaldık eski okullumu ve arkadaşlarımı seviyordum ama mecburdum.

Taziye yengemin evinde oluyordu, evimiz tadilatta olduğu için taziyeyi onun evinde yapıyorduk rahat nefes  alamıyordum bu sebeple dışarı çıkmak istedim. ilk babaannemin yanına gittim bir şeye ihtiyacı var mı diye sordum bana 'hayır.' cevabını verdi. Ev büyüktü yalnızlığım kadar da olmasa da büyüktü..

Yengem, babamın abisinin eşiydi. Amcam ölünce başka bir eve taşınıp yeni bir başlangıç yapmak istediğini söylemişti bana en yakın olan kişi diye bilirim babaannem hastaydı doktor, hastalığının hızla ilerlediğini söylemişti ve en fazla bir kaç yıl daha yaşayacağını sonra da kalbinin fazla dayanamayıp duracağını söylemişti.

Acı ama gerçekti. Yengem bu durum da beni yanına alacağını söylemişti diğer akrabalarımdan nefret ediyordum onun için kabul etmiştim bu büyük evde sadece ikimiz olacaktık o olsa bile eminim yalnız olacaktım ev üstüme gelecekti şimdi den tahmin edebiliyorum. Evde ki insanlara bakıyorum çoğu gülüyordu babamın sevilmediğini biliyordum ama onun taziyesinde bunu yapmaları üzmüştü beni, tamam babamı ne kadar da sevmesem o benim babamdı annem yaşadığı zamanlar severdim onu çünkü mutluyduk ama bir anda kavgaları başladı ah ve yangın..
O yangından sonra ateşten korkmaya başladım bazenleri rüyam da yanıyordum ve babam ise ora da bana gülüyordu. Ne tuhaftır ki gördüğüm rüya gerçek oldu ama yanan ben değil babamdı. Salondan çıkmıştım askılıktan montumu alıp giyiniyordum ki omzuma atılan el beni durdurdu ben de kim olduğunu öğrenmek için arkamı döndüm. Bu dayımın oğlu Ferhat'tı. Gülümsüyordu. Neden gülümsüyordu benimle dalga mı geçiyordu? Yaşadığım şeyler ona komik mi geliyordu? Bana mı gülüyordu neden ben onlara ne yaptım, benden ne istiyorlar yeter artık dayanamıyorum. "Hey, uzun zaman oldu."dedi. Yüzünde ki sırıtış devam ediyordu. "Evet, biraz oldu." Dedim. Başka ne diye bilirim ki içimdekileri döke bilsem her şey daha iyi olabilirdi belki annem ve babamın arasını bile yapabilirdim. Ortaokulda ki bana yapılan zorbalıktan kurtulabilirdim. Kendimden nefret ediyorum."ee neler yapıyorsun bu civarlarda ki liseye başladığını duymuştum dikkat ette seni boğazlamasınlar kuzen."evet, ortaokulda iken bana zorbalık yapanların başın da kuzenim Ferhat vardı. Eve çoğu zaman morluklarla gittim çoğu zaman kıyafetlerim yırtılmış.. ortaokul da ki çocuklar nasıl bu kadar kötü olabilirdi ki anlamıyordum ben onlara ne yaptım hiç bir şey.."uyarın için teşekkürler kuzen izin verirsen hava almak için dışarı çıkıyorum." Diyip arkamı döndüm kapıyı açtım ve ona son bir kere bakıp"rahat bırak beni." Dedim ve arkamı dönüp kapıyı kapattım. 

Merdivenlerden indim ve bahçeye çıktım burası da kalabalıktı bahçe de aradığım huzuru bulamayacağımı anlayıp bahçe den dışarı çıktım. Yol boyunca yürüdüm. Bir park vardı ama hiç kimse yoktu bom boştu parka doğru ilerledim, boş salıncaklardan birine oturdum ve ceketimin cebinden telefonumu çıkarıp sevdiğim şarkılardan birini açtım ve karşımdaki kaydırağı inceliyordum. Demirleri paslanmıştı kim bilir ne zamandır birisinin üzerinden kaymasını bekliyordu ama o da benim gibi yalnızdı. Gözlerimi kapatmıştım sadece biraz dinlenmek istiyordum ki bir ses duydum ve gözlerimi açtım bir kız vardı saçları omuzlarına kadar geliyordu üzerinde bol bir kazak vardı dürüst olmak gerekse tatlı bir kıza benziyordu.

"Hey, sana diyorum burada ne yapıyorsun?" dedi. Ben hala onu inceliyordum gerçekten güzeldi sanırım biraz kıskandım. "Alooo, sana diyorum dilsiz misin neden konuşmuyorsun?" dedi. Başımı sağa çevirdim ve " Hayır, konuşabiliyorum." Dedim. Bana boş boş bakıyordu derin bir nefes alıp verdi "peki, burada ne yaptığını söyler misin?" dedi. Ne desem bilemiyordum uzun zamandır birisi ile konuşmamıştım, kızın gözlerinin içine bakıp " Sakinleşmek için geziyordum sonra kayboldum." Dedim. Kız arkasını dönüp kaydırağa doğru gitti ve elini paslanmış demirlere biraz dokunup bana dönüp " Anladım, buralarda yenisin demek" dedi. Ayağa kalkıp yanına gittim. Elimi uzatıp" Ben Ay Işığı bana kısaca Ay diyebilirsin ya da ışık fark etmez." Dedim gülümseyerek. Kızda elimi tutup "Bende Güneş tanıştığımıza sevindim ama şimdilik gitmelisin buralar pek iyi değil." Dedi. Anlamamıştım bu kız ne diyor cidden bugün çok yoruldum."ne demek istiyorsun?" Dedim. O da gülümseyerek bana"buralar da genel de çeteler olur burası buluşma noktası gibi bir yer onun için kimse gelmez bu arada buluşma noktası dediğime bakma genelde burayı kavga etmek için kullanıyorlar." Dedi. Saçma hangi çağdayız çete falan filan iç çekerek kıza baktım "pekala, ama senin burada ne işin var?" Dedim. Ne diyeceğini merak ediyordum yalan söylese direkt anlardım o zaman bura da kalırdım.

"Şeyy ben Ateş grubundayım ve birazdan Toprak grubuyla küçük bir kavgamız olacakta ondan buradayım." Dedi. Bu grup bilemem şeyleri anlamamıştım aklım da olan soruları sormamın iyi olacağına karar verip ilk sorumdan başladım. "Burada kaç tane grup var?" Diye sordum. Oda düşünmeden "Dört tane var bunlardan başka bir tanesini duyarsan onlar sahtedir büyük ihtimalle." Dedi. Cidden yorulmuştum hayat bu kadar yorucu olmak zorunda mı?

Diğer soruma geçtim "peki, bu grupların adı ne?" Dedim. Merak ettiğimden değil sadece burada yaşayacaksam bunları bilmem gerekiyordu. Güneş yere çöktü ve yerden bir dal aldı. Toprağın üstüne bazı şeyler çizdi. Aslan , Kartal , Balık ve Kertenkele idi çizdiği şeyler bunlardı anlam veremeyerek Güneş'e baktım. "Anlamadığını biliyorum, bak şimdi bu Aslan, ateşi sembol ediyor."diyip yuvarlak içine aldı."bu da kertenkele, toprağı sembol ediyor hemen altın da ki balık, bu da suyun sembolü ah unutmadan en sevmediğim gruplardan biri olan kartal, havayı sembol ediyor. Bu sembollerden birini görürsen onların bölgesine girmiş oluyorsun ve bu sembolleri dövme olarak kullanıyoruz. Mesela, benim sağ omzum da aslan dövmesi var. Bu dövmelerin hemen altın da sayılar bulunmakta. Bu sayılar derecedir, derecelerin en düşüğü 1 en yükseği 5' tir. 5 olanlar liderdir, 4 ise yardımcı lider 3 ortalama güçte, 2 genel de ayak işlerini yapar ve son olarak 1 gruba yeni katılanlara bunu dereceyi veriyorlar umarım aklında ki sorulara cevap vermişimdir artık gitmen gerek." Dedi cidden aklımda ki sorulara cevap verdi.

Kolum da ki saatte bakmıştım geç oluyordu. "Peki, şimdilik gidiyorum seninle tanışmak güzeldi ama seni daha iyi tanımak isterim acaba numaranı alabilir miyim?" Dedim. Bana gülümseyerek numarasını söyledi."giderken dikkatli ol ah ve kaybolduğunu söylemiştin nerede oturuyorsun?"diye bana bir soru sordu. "Orman restoranın karşısın da ki evde kalıyorum." Dedim. Güneş bana yaklaşıp "düz ilerliyip önüne ilk çıkan sokağa gir ve oradan da sola dön sonra düz git." Demişti kokusu burnuma dolmuştu vanilya kokuyordu bu koku.. çok güzeldi normalde vanilya sevmezdim hatta nefret dahi ederdim ama bu koku çok güzel gelmişti. "Şey, kullandığın parfüm ne çok güzel kokuyor." Dedim o da "parfüm kullanmıyorum." Dedi.

Başımı salladım artık gitmem gerekiyordu arkamı dönüp "sonra konuşuruz kendine iyi bak." Dedim ve ilerledim arkamdan bir ses geldi. "Sen de kendine iyi bak ve bana eve gidince yaz." Dedi. Gülümsedim sanırım hayatım da bir şeyler değişecek gibiydi..

★Yᴏ̈ʀᴜ̈ɴɢᴇ★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin