32. Bölüm

671 21 3
                                    

Sabah olunca gözlerimi araladım . Demir'in çıplak göğsünde uyuyordum. Yavaşça başımı kaldırıp Demir'in dudağının kenarından öptüm. Tebessüm ederek uyandı.
- Beni hep böyle güzel  uyandıracaksan her gün burda kal.
- Özge de öyle diyordu. Kim bilir beni nasıl soru yağmuruna tutacak eve gidince .
- Kızlar aralarında konuşuyorlar yaşadıkları şeyleri galiba.
- Yani biraz öyle diyebilirim. Sanki erkekler konuşmuyor.
- Konuşuyorlar . Ama ben bir kızla yaşadığım şeyi bir ortamda asla konuşmam.
- Saat on iki olmuş kalkalım mı artık Demir?
- Böyle güzel bence ya . Sen kollarımdasın yanımdasın. Kokun burnuma geliyor. Kalalım böyle hiç kalkmayalım.
- Hadi Demir ya . Dur benim duş almam lazım. Sen kal benden sonra girersin.
Yatağın ucundaki çarşafı alıp üzerime doladım. Demir'in arkamdan beni izlediğini hissediyordum. Küveti komple suyla doldurup üzerimdeki çarşafı yere
attıktan sonra küvetin içine oturdum. Saçımı şampuamlayıp bedenimi iyice yıkadım. Kasıklarımda karnıma kadar hâla ağrı vardı biraz ama dünkü kadar değildi. Küvetin içi köpükle dolunca gözlerimi kapatıp arkaya yaslandım. Bir kaç dakika küvetin içinde dinlendim. Benim evimde küvet yoktu . Bu yüzden çok hoşuma gitmişti. Kapının aniden açılmasıyla yerimde doğrularak gözlerimi açtım . Demir gelmişti. Üzerinde hiçbir şey yoktu. Çok utanmıştım. Kafamı diğer tarafa çevirdim. Demir biraz daha yürüyünce tam başıma gelmişti. İster istemez özel bölgesine bakmasam da yüzüne baktım. Sinsi sinsi bakarak bana güldü. Sakince önce ayaklarını sonra bedenini küvetin içine soktu. Kollarını küvetin iki yanına atarak geniş geniş beni izlemeye başladı. Küvete girer girmez şampuanlandığım için kendimle gurur duydum çünkü küvet sabun doluydu ve köpükler tüm bedenimi kapatıyordu. Demir bana bakarak gülmeye devam edince utandığım için elimle yüzüne köpük fırlattım. Halâ gülmeye devam ederken beni ayak bileklerimden tutup kendine çekti . Biraz daha yakınlaştırsaydı özel bölgesine değecektim. Başını hafif eğerek dudaklarımı öpmeye başladı. Bende Demir'e karşılık verdim. Ellerimi tutup göğsünün üzerine koydu. Öpüşmenin verdiği zevkle küvetteki köpüklerle elimi göğsünde ve sırtında gezdirerek Demir'in vücudunu da yıkadım. Teni asla içeri girmiyordu kastan dolayı. Bir süre sonra beni kucağına yan şekilde oturtarak kendine yapıştırdı. Penis'i tam altımdaydı ama o ağrıyı bir daha çekmemek için bacaklarımı sımsıkı kapattım. Demir korktuğumu anlamış olacak ki sıcak suyu tekrar açtı ve elini bacaklarımda gezdirmeye başladı. Her okşadığında bacaklarım biraz daha açılıyordu. Eliyle özel bölgemi okşadığında içimin zevkten titrediğini hissettim. Daha sonra elini karnımda gezdirerek göğüslerime çıkarttı. Yumuşak bir şekilde ellerini göğsümün ucunda ve kenarlarında gezdirmeye başladı. Bunları yaparken bir yandan da dudaklarımı öpüyordu. Su taşmak üzereyken Demir bir eliyle suyu kapattı diğer eliyle de bacaklarımı ikiye ayırıp beni kendine dönük bir şekilde kucağında oturttu. Şuan tam altımda o sertliği hissediyordum ve Demir'de tekrar sex yapmak istiyordu. Beni birazcık geriye itip penisini yavaş yavaş vajinamda hareket ettirerek içeri girmeye başladı. Halâ acı olmasına rağmen ilk seferki kadar acı hissetmiyordum. Bir süre sonra da çok fazla zevk vermeye başladı. İçimde gelip gittikçe zevkle inliyor ve birbirimize kahkaha atıyorduk. Penisini tamamen içime soktuğunda hemen çıkmasını istemedim biraz içimde kalmasını istedim. Bir süre durduktan sonra kendini çekti. Bende kendimi üzerinden geri çekip küvete yasladım. Gerçekten çok yorulmuştum ve nefes nefese kalmıştım.
- Çok mu yordum güzelim?
- Bide soruyor musun? Nefes alamıyorum .
- Hmm hoşuma gitti.
- Bende artık sana karşı açık olmak istiyorum. Benimde hoşuma gitti ama korunmadın. Ya ben hamile kalırsam?
- Boşalmadım güzelim korkma bir şey olmaz. Yani öyle bir durum olursa da yani hamile kalırsan hemen nikah basarız.
- Neyse tamam şimdi bunları düşünmek istemiyorum hiç şuanda.
- Su seni daha fazla yorar. Çıkalım istersen .
- Bencede biraz beni rahat bırakırsan koltukta kendim uzanmak istiyorum.
- Tamam güzelim. Sen dinlen bende bize kahvaltı hazırlayayım.
- Olur da durulanmam lazım.
Demir küvetteki suyu boşaltıp şofpeni bana verdi . Ben durulanırken Demir de beni izliyordu.
Bir anlık cesaretle çırılçıplak bedenimle küvetin içinden kalktım. Demir gözlerini bile ayırmadan bakmaya devam etti. Artık utanmamaya başlamıştım. Yerdeki çarşafı alıp tekrar bedenime sardım. Aynı kolsuz bir elbise gibi olmuştu . Banyoluktan odaya geçtiğimde gördüğüm manzarayla çok korkmuştum. Oda bakılmayacak vaziyette dağınıktı. Demir'in eşyaları benim eşyalarım her şey bir yere savrulmuştu. Tam eşyaları toplamak için eğilmişken Demir arkadan gelip bana sarıldı . Ellerimi karnında tutarak beni sarmaladı ve saçlarımı kokladı.
-Sen dinlen ben odayı toplarım.
- Tamam o zaman eşyalarımı alayım.
- Burda giyin. Gözümün önünde .
- Demir bir şeyi de tadında bıraksan nasıl olur?
- Tamam tamam .
Deyip eşyaları toplamaya başladı. Bende kendi kıyafetlerimi alıp banyoya gittim. Üzerimi değiştirdikten sonra tekrar odaya döndüm. Aynaya baktığımda siyah elbilsem kırış kırış olmuştu. Her şeyden çok Özge'nin soracağı sorulardan korkuyordum.saçlarımı kuruttuktan sonra oturma odasına gidip kanepeye uzandım. Gözlerimi kapatıp biraz uyudum. Demir kahvaltı hazırlayınca beni dudağımdan öperek uyandırdı.
- Güzelim kalk kahvaltı yapalım.
- İyi ki uyumuşum Demir . Yoksa yarın bu yorgunlukla işe zor giderdim.
-Unutmuşum yarın hafta içi olduğunu. Kahvaltımızı yapalım seni eve bırakayım biraz dinlen olur mu?
- Bende onu diyecektim zaten. Eve gidip biraz dinlemeyim.
- Yarın izin verirsen seni işten alıp ben evine bırakabilir miyim?
- Manyak mısın Demir? Gel istediğin zaman tabiki . Sorma gerek bile yok.
- Tamam hayatım.

Kanepeden kalktıktan sonra kahvaltı masasına oturduk. Sohbet ederek kahvaltımızı ettik. Daha sonra Demir beni range roveriyle evime bıraktı. Arabadan inmeden önce bir kez öptüm ve arabadan indim. Kapıyı çalar çalmaz Özge beni meraklı gözlerle karşıladı.

KAMERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin