33

431 48 41
                                    

iyi okumalaar.♡

-

Yunho yüzünü bana çevirdiğinde dolan gözlerini gördüm. Ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırırken boynuma sarıldı.

"Teşekkür ederim Mingi. Teşekkür ederim benimle olduğun için."

Geri çekildiğinde kapüşonumu açıp beremi çıkardım. Saç rengimi görmesiyle hem gözleri hem ağzı sonuna kadar açılmıştı.

"Eski Mingi ile güzel anıların yok biliyorum ama kırmızıyı görmek istersin diye düşündüm."

Elini kaldırıp parmaklarını kan kırmızısı saç tellerimin arasında dolaştırdı.

"Çok güzel olmuşsun..."

Gözünden süzülen bir damla yaşı sildikten sonra tekrar boynuma sarıldı.

"Hayatım boyunca karşıma çıkan en güzel şeysin. Sana aşık olmak verdiğim en iyi karar."

Beline sıkıca sarılıp saçları okşadım. Biraz sonra geri çekilmişti.

"Hadi duygusallığı kesin de şu mumu üflesin çocuk."

Yunho masanın başına geçip gözlerini kapattı. Muhtemelen dilek diliyordu. Birkaç saniye sonra gözlerini açtı ve mumu üfledi. Hepimiz alkışlarken tüm yüzünü kaplayan bir gülümsemeyle bize bakıyordu.

"Gerçekten hepinize çok teşekkür ederim. İlk defa bu kadar kalabalık bir doğum günüm oluyor."

"Bundan sonra sen istemesen de doğum günlerinde yanında olacağız."

Wooyoung ile başlayan Yunho herkese tek tek sarıldı. En son bana bir kez daha sarılıp saçlarımı karıştırmıştı.

"Doğum günü çocuğuna en büyük dilimi vereceğiz. Yarısı yeter mi?"

"Saçmalama! Ortalama bir dilim yeter."

Bizimkiler birbirlerine bakarken aralarında büyük bir kahkaha kopmuştu.

"Tabii biz pastanın hepsini kendi yiyen Mingi'ye alışınca normal yiyeni garipsiyoruz."

Seonghwa elindeki bıçakla pastayı keserken Yunho bana bakarak gülmeye başlamıştı.

"Pastanın tümü öyle mi?"

"Tatlı seviyorum diyelim..."

Göz kırparak yanağından makas aldım. Yanakları kızarırken, yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

Sırıtmaya devam ederken kendine uzatılan tabağı aldı. Hep birlikte koltuklara geçtikten sonra bir yandan konuşup bir yandan yemeye başladık.

"Hiç düşünmemiştim böyle bir şey yapacağınızı."

"Mingi günlerdir başımızın etini yedi. Unutmayın unutmayın diye. Bundan sonra kendiminkini unuturum, seninkini yine unutmam."

Benimle dalga geçmeye başlamışlardı bu sefer de.

"Ne yapayım, bir terslik olur diye korktum."

"Doğum günümü unutsan, bilmesen ya da kutlamasan kızmazdım ki."

Yediklerimiz bittikten sonra içki saati başlamıştı. San bütün şişeleri önümüze dizdikten sonra biten her bardağı yenilemişti.

"Ortam çok sessizleşti ya."

Wooyoung yerinden kalkıp telefonunu, televizyonun ses sistemine bağladı ve hareketli bir şarkı açtı.

"Bay Choi, benimle dans eder misiniz?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 15, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

fall of king | yungiWhere stories live. Discover now