22

495 70 91
                                    

iyi okumalaar.♡

-

"O gün tribünlerde ben de vardım. Her şey normal giderken araban kaydı ve kaza gerçekleşti. Seni hastaneye götürdüler. Araban da sahadan çekildi. Üstünde aylarca araştırma yapıldı. Ama ilginç hiç bir şey bulunamadığı için araba hurdalığa verildi. Üstünde çalışan kişi Yeonjun'du. Arabanı o yarışa hazırlayan tamirci Yeonjun."

Kollarını belimden çekip doğruldu. Gözlerini benden kaçırırken sırtını koltuğa yasladı.

"Wonder güzel bir şirketti. Bana iyi bir eğitim verdi. Alt edemeyeceğim yarışçı kalmamıştı, o kadar kusursuz hale gelmiştim. Buna güvenerek benden bir şey istediler. Song Mingi'yi tahtından indirmemi..."

Şaşkınlıkla yüzümü ona çevirdim. Boş bakışlarla yeri izlerken parmaklarıyla oynuyordu.

"Yılın en büyük şampiyonasında arabana bir şey olursa ölecektin, böylece her şey Wonder ve yarışçılarına kalacaktı. Arabanın ayarlarıyla oynamam ve bozmam karşılığında para teklif ettiler. Kabul etmedim. Sahayı vereceklerini söylediler, yine kabul etmedim. Ben birini öldürebilecek kadar kötü değildim çünkü. Ama Yeonjun saf kötüydü ve para için her şeyi yapardı. Kabul etti ve arabayı bozacağını söyledi."

Akan gözyaşlarından birini silerken derin bir nefes aldı ve devam etti. Ben ise bir şey söyleyemeden şaşkınlıkla dinlemeye devam ediyordum.

"Yarış günü geldi. Engel olmaya çalışırım diye beni garajlardan birine kilitleyip gittiler. Bir şekilde kurtuldum ama birkaç saniye sonrasında kaza oldu. Durduramadım, ne seni ne onu. Yeonjun parayı alıp kenara çekildi. Arkadaşların ona güvenip araştırma teklif etti, o da kabul etti. Sonuç olarak kendi bozduğu arabanın motorunun yandığını ve arabalarda yaşanabilecek sıradan bir şey olduğunu söyledi ve işten sıyrıldı."

"Yunho sen ne dediğinin farkında mısın?"

Yüzüne ellerini kapatarak önüne eğildi. Ağladığını göremesem de inip kalkan sırtından anlayabiliyordum.

"Size anlatmak istedim. Ama kardeşimle tehdit ettiler. Herkesten sakladığım kardeşimi öğrenmişlerdi... Hayatta kalan tek yakınımı kaybedemezdim Mingi. Hiç bir şey söyleyemedim. Sonra ayrılıp başka bir şirkete girdim. Üstünden iki yıl geçti ve seninle rakip haline geldim. Ama onlar yine yakamdan düşmemişlerdi. Bizi birlikte görünce yine beni öldürmeye çalıştılar sana anlatacağım diye. Özür dilerim Mingi. Kardeşimi korumam lazımdı..."

Sinirle yerimden kalkıp kapıya yürüdüm ama birkaç adım sonra kolumdan tutup önüme geçerek durdurdu.

"Mingi gitme. Başına bela almanı istemiyorum."

"Yunho bırak beni! Yıllardır beni aptal yerine koyan insanlara hesap sormam lazım!"

"Olmaz! Kendini tutamayacaksın ve birine bir şey yapacaksın. Lütfen Mingi sana bir şey olmasını istemiyorum."

Bana yalvarır gibi bakmasına dayanamıyordum. Ne kadar kızgın olursam olayım sadece yüzünü görmek bile her şeyi unutturuyordu.

"Sadece konuşacağım. Bırak beni gideyim."

Başını iki yana sallayarak belime sıkıca sarılmıştı. Böyle davranmaya devam ederse nasıl bırakıp gidebileceğimi bilmiyordum.

"Biraz sakinleş, birlikte gidelim."

"Yunho bekleyemem! Bana iki saat ver. İki saatin sonunda söz veriyorum döneceğim."

Yunho'nun kollarından kurtulup evden çıktım. Gideceğim yer yarısını kül ettiğim şirket binasıydı. Belli ki kalanını da yakmam gerekiyordu.

fall of king | yungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin