11

571 77 176
                                    

iyi okumalaar.♡

-

Yunho'nun yaptığı planı kabul etmiştim ve şu an kumarhanenin kapısında, arabanın içinde son eksikleri tamamlıyorduk.

"Bak lavaboların solundaki koridora gireceksin sakın unutma."

"Mingi yola çıktığımızdan beri milyon kez söyledin. Anladım, sola gireceğim."

"Tamam hadi gidelim de halledelim şunu."

Yunho para çantasını eline aldıktan sonra birlikte arabadan inip kapıya ilerledik. Kafenin içine girdikten sonra asansörle bodrum katına indik. İki tane iri yarı adam bizi kapıda karşılamıştı.

"Hoşgeldiniz ama sizi içeri eşleriniz olmadan alamam."

"Pardon? Ya benim eşim erkekse?"

"Özür dilerim efendim, buyrun lütfen."

Kapıyı açtıktan sonra yüzünü yere çevirip vücudunu saygı ifadesi olarak eğdi. Ben de elimi Yunho'nun beline koyup onunla birlikte içeri yürüdüm.

Yüzünde zafer kazanmış bir ifade vardı ama belini tuttuğum için mi yoksa içeri girdiğimiz için mi bilemiyordum.

"Boktan planın işe yaramamış olsaydı sana o eşim kelimesini yedirirdim biliyorsun değil mi?"

Bizi gören herhangi birinin bir şey anlamaması için gülümseyerek konuşuyordu. Ben de aynı şekilde gülümseyerek cevap verdim.

"Uzatma. Adamlarımız nerede?"

"Sağdan üçüncü masa. Beyaz ceketli adam."

"Peki o zaman. Oyunlarına biraz renk katalım."

O tarafa doğru yürüyüp masa arar gibi etrafımıza bakınmaya başladık. Üzerimizdeki pahalı takım elbiseler ve elimizdeki para çantası dikkatlerini çekince bize döndüler.

"Beyler buyurun siz de katılın."

"Ah, çok naziksiniz."

Yunho ile boş sandalyelere oturup oyuna dahil olduk.

"Biz de yeni tura başlamak üzereydik. Poker mi istersiniz?"

"Bugün rulet oynamaya geldik. Tek bahisli. Ama sadece ben oynayacağım."

"Yanınızdaki hoş beyefendinin oynamayacak olmasına üzüldüm doğrusu ama sizinle devam edebiliriz."

Yunho'ya "hoş beyefendi" demesi bütün sinirlerimi tepeme çıkarmıştı. Neredeyse üstüne atlayıp boğazına yapışmak üzereydim. Bu halimi farkeden Yunho elini bacağıma koyup konuştu.

"Canım başlayalım istersen."

Sakinleşmeye çalışıp önümdeki masaya odaklandım. Bahisimi yapmadan önce masanın üzerindeki düzeneğe göz gezdirdim. Şu anki duruş şekline göre topun hızlı atıldığını varsayarak kesinlikle doğru sayının 18 olduğunu bulabiliyordum.

"17. 50 bin yatırıyorum."

Yunho parayı krupiyeye verirken herkes sırayla bahsini yapmıştı.

"O zaman top hızını misafirimizin kararına bırakalım."

"Hızlı."

Krupiye topu hızlı bir şekilde attıktan sonra top dönmeye başladı ve en sonunda bir sayı üzerinde durdu.

"18!"

Kimsenin bahsi tutmamıştı ve para ortada kalmıştı. Oyun tekrar başlarken aynı parayla farklı sayıya oynadım.

fall of king | yungiWhere stories live. Discover now